Peki evlilik provası sayılan nişanlılık döneminde nelere dikkat etmek ve hangi hatalara düşmemek gerek?

Hem evlenmeyi düşünen çift hem de aileler için zor bir maraton olan nişanlılıkta tarafların önüne büyük küçük pek çok engel çıkabiliyor. Bu süreçte herkesin sınavı birbirinden farklı olsa da uzmanlar, en sık düşülen yanlışları ve sudan sebeplerle ayrılmamak için alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor.

Ailelerin aşırı müdahaleci yaklaşımı

Nişanlılık hiç şüphesiz ailelerin evlilik sürecinde en aktif oldukları dönem. Eşya seçiminden çiftin hangi evde yaşayacaklarına kadar anne babalar bu dönemde her şeye müdahil oluyor. Uzman Psikolog Alanur Özalp, ailelerin nişan ve düğün merasimlerini güç gösterisinde bulunabilecekleri bir alan olarak algıladıklarını gözlemlemiş. ‘Bu da gençlerin değil, neredeyse ailelerin evliliği gibi bir durum doğuruyor.’

diyor. Planlama yapmaları ve özellikle el âlem ne der düşüncesiyle her aşamada çifte karışmaları, ailelerin görüş bildirmenin ötesinde baskı uygulamalarına yol açıyor. Nişanlılıkta çoğu kez ipleri kopma noktasına getiren de, çiftlerin kendi aralarında bir problem bulunmamasına rağmen ailelerin ne dediğiyle gereğinden fazla ilgilenmeleri oluyor.

Maddi vaatlerin yerine getirilmemesi

Nişanlılık bir anlamda ilişkinin maddiyatla imtihanı. Hediye olarak getirilen her şey, taraflarca puanlandırmaya tâbi tutulup bir sevgi ve değer ölçütü olarak algılanıyor. Özellikle kız tarafı her şey eksiksiz olsun isteyince, orta halli bir ailenin çocuğu bile istenilen bir damat olarak görünmek için yapamayacağı şeyleri yapmaya çalışıyor. Beklentiler karşılanmayınca da yoldan dönmek kaçınılmaz oluyor. 30 yaşındaki Pınar Aruser de buna benzer bir gerekçeyle nişan atanlardan.

Aile, nişanlılık döneminde damat adayına evlilik için bir ev almasını şart koşmuş. 3-4 ay sonra ev alınmış. Ancak evin fiyatının ne kadar olduğunu öğrenmek isteyen kız babası, emlakçıya gittiğinde evin satılmadığını, kiralandığını öğrenmiş. Kız tarafı damadı dolandırıcılıkla suçlayıp nişanı atmış. Erkek ise kız tarafının şartlarının çok ağır olduğunu ve evlenmek için kendisine başka yol bırakmadıklarını söyleyerek kendilerini savunmuş.

Karşıdakinin değişeceği düşüncesi

‘Nikâhta keramet vardır’ düşüncesiyle çiftler birbirlerinde istemedikleri özellikler olmasına rağmen evlilik yolunda adım atıp nişanlanabiliyor. Ancak bir ön prova olan nişanlılık döneminde, karşıdakinin pek de değişmeye niyetli olmadığı fark edilince, ‘zararın neresinden dönülse kârdır’ denerek nişan atılıyor. 28 yaşındaki Tuba Sönmez’in 1 sene süren nişanlılığı da bu nedenle son bulmuş: “Aslında kafalarımızın farklı olduğunu tanıştığımızdan beri biliyordum ama sevdiğim için ayrılmayı göze alamadım ve değişir düşüncesiyle bekledim. Nişanlılık döneminde de kendi düşüncelerimi ona kabul ettirmeye çalıştım, ama hiçbir şeyin değişmediğini fark edince büyük bir tartışma yaşadık ve nişanı attık.”

Evliliğin aceleye getirilmesi ya da ertelenmesi

Nişanlılık ebeveynlerin pek de rahat etmedikleri bir geçiş dönemi olduğundan bazı aileler sorumluluğun kendilerinden çıkması için fazla geciktirmeden evlenmeleri yönünde gençlere baskı uygulayabiliyor. Ancak taraflardan birinin kendini hazır hissetmemesi ve biraz daha süre istemesi halinde kimi zaman gerginlik yaşanıyor. Evliliğin aceleye getirilmesi bir tarafta strese neden olurken diğer taraf da istenmediğine dair endişeye ve umutsuzluğa kapılmasına yol açabiliyor. Öte yandan iki tarafın da rızasıyla yıllarca nişanlı kalmak, duygusal anlamda bazı şeylerin tükenmesine neden olduğundan evlilik gereksiz görülüp nişan atılabiliyor.

Yaşın ilerlemiş olması

Evlilik danışmanı Güldane Kavgacı, nişan atma olaylarına yaşı ilerlemiş çiftlerde daha sık karşılaştığını söylüyor. Belli bir yaşa ulaşmış olmak, kişiyi hem daha seçici yapıyor hem de beklentilerini yükseltiyor. Buna o zamana dek şahit olunan olumsuz tablolar da eklenince, oluşan korku ve çekimserlikle çok basit nedenler evlilikten dönmeye yetiyor.

Kıskançlık

Nişanlılıkla evlilik yolunda önemli bir adım atılınca, özellikle erkek daha sahiplenici bir tavır sergilemeye başlıyor. Bazılarında ise bu kıskançlık, karşı tarafı evlilikten vazgeçirecek boyutlara varabiliyor. 26 yaşındaki Leyla Şengül de karşı taraf nişanlılık döneminde büyük değişim geçirdiği için evlenmekten vazgeçmiş. “Beni kuzenlerimden, çevremdeki her erkekten kıskanmaya başladı. Tahammül edemeyeceğim bir duruma gelince hayat böyle geçmez diye düşündüm ve ayrıldık.” diyor.

Sosyal medya

Boşanma nedenleri arasında yerini alan sosyal medya, nişan atma nedenleri arasına da çoktan girdi. İnternetle arası olan anne-babalar, çocuklarının hayatlarını birleştireceği kişinin profilinin de sıkı takipçisi. Hal böyle olunca gelin veya damat adayı tarafından yapılan hoşa gitmeyen bir paylaşım, tartışmalara sebebiyet veriyor. Bazen de taraflar birbirlerinin hesaplarını kontrol ederek birbirleri hakkında bilmedikleri şeyleri öğrenip ayrılık kararı alıyor.

Düğüne bir hafta kala nişan atan Merve Çetin, nişanlısına çok güvendiği için onun özel hesaplarını kontrol etme ihtiyacı hissetmemiş. Ancak arkadaş sohbeti sırasında içine kurt düşmüş ve bir şekilde şifrelerini öğrenerek özel yazışmalarına ulaşmış. Çetin olayı şöyle anlatıyor: “Beni aldatma gibi bir ihtimali olabilir mi diye mesajlarını kontrol ederken, asıl meselenin para olduğunu öğrendim. Kardeşiyle olan yazışmalarından beni aslında pek de sevmediğini, sadece varlıklı olduğumuz için benimle evlenmek istediğini anladım.”

Nişanlılık dönemini nasıl değerlendirmeli?

Evlilik danışmanı Uzman Psikolog Bahattin Göktan, mutlu bir yuva kurmak için nişanlılık döneminin en doğru şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor ve evlenmeyi düşünen çiftlere şu tavsiyelerde bulunuyor:

Nişanlılık, kültürümüzde fazla ciddiye alınsa da aslında gençlerin birbirlerini tanıma dönemi. Bu dönemi sadece ev ve düğüne hazırlıkla değil, evleneceğiniz kişiyi tanıma fırsatı olarak değerlendirin.

*Kişiliğinizi saklamayın ve evlilikten beklentilerinizi açık açık konuşun.

Karşıdakini değiştirmeye çalışmayın. Rahatsız olduğunuz özelliklerini açık açık konuşup bunun için neler yapabileceğinizi tartışın.

Aileler arasında anlaşmazlıklar yaşanmışsa ya da sempati oluşmamışsa ilişkinin kozların paylaşıldığı bir ring halini almamasına dikkat gösterin. Ve anne-babanızdan arka planda durmalarını rica edin.

Maddi beklentileri yüksek tutup mükemmeli beklemeyin. Bazı şeylerin zamanla olacağını kabullenin.

Dinî nikâh

Nişanlıların bir araya geldiklerinde rahat hareket edebilmek için dinî nikâh kıymaları da toplumumuzda yaygın bir hal almış durumda. Ne var ki dinimizde sadece görüşmek, konuşmak için nikâh kıyılması gibi bir durum söz konusu değil. Ayrıca nişan atıldığında erkeğin dinî nikahı bozmamak için ısrar etmesi, karşı tarafın yeni bir evlilik teşebbüsünde bulunmasına engel oluyor. Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yaman, dinî nikâhın ilişkiyi helal boyuta taşısa da, günümüzde herhangi bir mağduriyet durumunda taraflara hukuki bir hak tanımadığını söylüyor.

Ayrıca nişanlılık, İslâm hukukuna göre taraflara evlenme mecburiyeti yüklemediğinden, her an bozulma ihtimaline de açık. Dolayısıyla şu veya bu sebeple nişan bozulduğunda, nişanla beraber yapılan nikâh, aileler ve taraflar arasında husumete yol açıyor. Bu sebeple nişan ve nikâhın birbirinden bağımsız düşünülmesi gerektiğini söyleyen Yaman, “Dinî nikâh düğüne kadar ertelenmeli veya düğün öncesi resmi nikâh kıyılmalıdır.” tavsiyesinde bulunuyor.

Arzu Kılıç / Zaman