Bu zaman zarfında insan bazen bir savaşçı edasıyla savaşını verirken; bazen de üzerinde dünyanın en büyük savaşlarını barındıran meydan muharebelerine sahne olmaktan kendisini alamaz. İşte insan bu! Hem bir savaşçı, hem bir hak batıl savaşının en şiddetli bir şekilde üzerinde meydana geldiği bir savaş alanıdır.

 

Şeytanın ve şeytanlaşmış insan ve tağuti sistemler de savaşlarının her çeşidini insan üzerinde yaparlar. İnsanoğlu doğuştan itibaren şeytanın kendisine savaş ilan ettiği bir savaşçıdır. Özellikle son üç yüz yıldır onu ondan etmek için yani İslam fıtratlığından etmek için şer güçler tüm güçlerini ona karşı birleştirmişlerdir. Bu şer güçler istediklerini alamamış. Lakin bu şer güçlerin yapamadıklarını yaklaşık doksan yıldır bu topraklardaki kuklalarının elleriyle yaptırmaya çalışmışlardır. İşte içimizdeki bu yabani otlar vasıtasıyla bir nebze de olsa başarılı olmuşlardır.

 

O daha dünyaya gelmeden onunla ecdadıyla olan irtibatını keserek onu kendilerinin hazırlamış oldukları planlarını icra etmek için bir savaş alanı olarak görmüşler ve ona göre yok olası atlarını koşturmuşlardır. Okumaya ve yazmaya savaş ilan ettikleri için onun anne ve babası bunlardan mahrum kalmış. Dolayısıyla da onlar gerçek İslami bilmedikleri için de ancak kulaktan dolma bilgilerle büyütüvermişlerdi biricik yavrularını. Daha sonra yok olası ekolleri olan okullarıyla bu sefer onu ondan etmek için saçma sapan, şirk kokan, ihanet kokan, inkâr kokan ve daha bilmem neler kokan o pis ekollerini kaba, haşin ve jakobence tavırlarla ona her daim empoze etmeye çalıştılar. Belli bir zamana kadar onların anlattıklarını nakarat etmişti ne dediğinin anlamını bilmeden. Ama ne zamanki kendisini az da olsa tanımaya başlamış; işte o zaman onların sentetik ve suni olan boyalarını Allah’ın boyası olan İslam ile boyama yoluna giderek Allah’ın kerem ve ihsanıyla bir nebze de olsa Rabbi onu muvaffak kılmıştır.

 

Onların beklemedikleri ve dahi karşı çıktıkları bu çıkışı, uyanmayı ve kıyamı kimi zaman ellerindeki silahlarla, kimi zaman da medya gücüyle, kimi zaman da bizi bize kırdırtarak ve kimi zaman da PKK gibi taşeron örgütlerle bu uyanış ve kıyamı durdurmak ve hatta yok etmek için var güçleriyle çalışmışlar. Sonuç mu? Her taraftan gelen oklara karşı vücudun sapasağlam kalmasını herhalde beklemiyorsunuz diye düşünüyorum. Bu bilgi ve birikimle tüm etkileri nötrleştirmek öyle kolay olmasa gerek. Belki kalbinde, belki hayal dünyasında ve belki de vücudunda az da olsa yaralar ve tahribatlarla şu anda ve burada hayatını idame etmeye çalıyor. Bütün bu bombardımanlara karşı yine de az bir zararla bu savaşta galip gelmişti. Rabbim muvaffak etsin

 

Abbas Okuyan / İstanbul - Yaş: 26

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.