Biz hep vücutları kanlar içerisinde, kurşunlarla delik deşik, parçalanmış Müslüman bedenlerin fotoğraflarını görmeye alışmıştık.
Allah’ım bu nasıl bir fotoğraf, bu görüntüler nasıl bir görüntü böyle!
Hiçbir yerlerinde en ufak bir yara ve darp izi olmayan, vücutlarının hiçbir yerinde henüz tüy bitmemiş bembeyaz, pırılı pırıl yüzlerce çocuk yan yana dizilmiş yatıyorlar!
Uyuyorlar ve kesinlikle birazdan uyanacağını zannettiğimiz, öldüklerine asla ve asla inanamadığımız yavrular!
Ve bu fotoğraflardan önce onların kimyasal silahlarla vuruluşları, haykırışları, birilerinin kucağında çırpınarak çığlıklarla can çekişmelerini gösteren sahneler!
Allah’ım biz ölümlerin bu çeşidini çok bir görmemiştik, anlamakta zorlanıyoruz, idrak etmekte zorlanıyoruz, izah etmekte acze düşüyoruz!
Bunu yapanları sana havale ediyoruz, onların kötü akıbetlerini bize göstermeden bizim canımızı alma Allah’ım!
Evet, içinde yaşadığımız şu günler firavunların her birinin kendi rüyalarını gördükleri günlerdir.
Yani firavunların tam da kudurdukları vakittir, azgınlıklarının, tuğyanlarının tam da zirve yaptığı vakittir, canavarlıkta bir birleriyle yarıştıkları vakittir.
Firavunlar her zaman firavun, zalimler her zaman zalimdir. Fakat kendi rüyalarını gördükleri günlerde işte bu şekilde daha azgınlaşıp kudurganlaşırlar.
Her firavun, sonu geldiğinde kesinlikle bunun rüyasını görür, saltanatını yerle bir edecek çocukları, Musaları görürler rüyalarında, o günün yaklaştığını çok iyi anlarlar.
Sonra o rüyayı tersine çevirmek, o rüyayı boşa çıkarmak için panik içerisinde zulüm üstüne zulüm işlerler.
Bugün Suriye’nin firavunu Esed’in yaptığı budur.
Mısır’ın firavununa gelince…
Firavundan önce Musa’nın kim olduğunu söyleyelim, İhvanü’l Müslimin’dir firavunların rüyalarında gördüğü çocuk.
İhvan’ın alaşağı edeceği, saltanatları yerle bir olacak firavunlara gelince… Sadece bir tane değildir. Hatta Sisi bir firavun bile değildir, olsa olsa bir firavuncuk, hatta diğer önemli firavunların bir köpeğidir. Baltacılar da onların aç bırakılmış kafeslerde tutulan ve gerekli görüldüğünde Müslümanların üzerine saldıkları vahşi köpekleridir.
Mazlum Müslümanların muhatabı gerçek firavunlar Terör Rejimi İsrail, ABD ve Batı emperyalizmidir.
Ve hepsinden de önemlisi Suud Krallığı, Körfez krallıklarıdır. Rüyalarını görenler de onlardır ve bu yüzdendir ki bu rüyayı tersine döndürmek için, boşa çıkarmak için bütün varlıklarını Sisi denilen köpeklerine aktarmaktadırlar.
Gerçekten de İhvan’ın zafere ulaşmasıyla birlikte saltanatları uçurumun kenarında görünenler bu krallıklar değil mi? Orta doğudaki bunca zulüm ve fesadın kaynağı da bunlar değil midir?
Evet, yaşadığımız şu günler firavunların kendi sonlarının geldiğini ayan beyan gördükleri günlerdir.
O yüzden Müslümanlar açısından biraz zor geçecek. Hani geçmişte de öyle olmuştu, Hazreti Musa’nın gelişinden biraz önce de İsrail oğullarının erkek çocukları imha edilmişti ya…
Fakat şu gerçek asla unutulmamalıdır ki, eğer firavunlar kendi rüyalarını görmüşlerse, artık geri sayım başlamıştır ve bunun kesinlikle geriye dönüşü yoktur. Onları bekleyen kötü akıbetin gerçekleşmeme imkânı yoktur.
Mehmed Göktaş/doğruhaber