Mardin STK temsilcileri Türkiye'nin, Kur'an-ı Kerim'e yönelik alçakça saldırılarda bulunulmasına izin veren İsveç hükümetinin NATO üyeliğine izin verilmemesi ve sadece birkaç İslam ülkesinin yaptığı tepki ve yaptırımlar ile kalınmaması gerektiğine vurgu yaptılar. 

İsveç ve Danimarka başta olmak üzere dini inançların kutsallarına karşı yasak kanunun çıkartılması hususunu dile getiren Mardin STK temsilcileri aksi halde İslam ülkeleri tarafından ciddi yaptırımların uygulanmasını talep ettiler. 

Eğitim Bir-Sen Mardin Başkanı Abdüsselam Demir, İslam dininde diğer inançların kutsallığına hiçbir şekilde saldırı ve hakaretin yapılmaması ve bu hususta kimsenin de İslam dini kutsallarına bu tür çirkefliği yapmalarının kabul edilemez bir durum olduğunu ifade etti. 

"Bir toplumun başka bir toplumun kutsalına, kültürüne, medeniyetine hakaret etmek, yakmak ne özgürlük ne de hümanizm değildir" 


Abdüsselam Demir

Demir, "Bu konuda söyleyecek söz bulamıyoruz. Bunun en şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Tabi lanetlemek yetmiyor elbette. Son zamanlarda bu tür olaylar Avrupa ülkelerinde bilinçli bir şekilde yaptırmakta ve devam etmektedir. Bu çirkinliği ne uygun görüyoruz ne de kabul ediyoruz. Kur'an-ı Kerim bizim kutsalımızdır. Bizim inancımıza, kültürümüze, başkasının inancına hakaret eyleminde bulunmuyoruz ki kimsede bizim kutsallarımıza yapamaz. Avrupa ülkeleri Hümanizmden, medeniyetten, insan hakkından bahsediyor. Avrupa ülkeleri söz konusu İslam'ın kutsalları olunca bu insan haklarının bu medeniyetlerinin hiçbirinin anlamının kalmadığını bu çirkin hareketle gösterdiler. Özgürlük adı altında yapılan bu eylem kesinlikle özgürlükle alakası yoktur. Bir toplumun başka bir toplumun kutsalına, kültürüne, medeniyetine hakaret etmek, yakmak bu ne özgürlük ne de hümanizm olamaz. Bazı sözüm ona medeniyet devletlerin geri kalmış devletler olarak nitelendirdikleri İslam devletinde ne İncil'e ne Tevrat'a ne de diğer kutsallara hiçbir şekilde hakaret edildiği görülmemiştir." şeklinde konuştu. 

Bu tür saldırıların oluşması ve devam etmesinin İslam devletlerinin suskunluğundan olduğuna vurgu yapan Demir, "Bu Avrupa ülkelerinin kutsallarımıza bu kadar hadsizce saldırmalarının altında İslam devletlerinin suskunluğundandır. İslam ülkelerinin yeteri kadar tepki göstermemelerinden kaynaklıdır. Bu konuda İslam ülkelerine ve bireylerine çok iş düşmektedir. Bu konuda kutsalımıza saldıran ülkelere yaptırım yapılması lazım. En güzel örneği de İsveç Büyükelçiliğini sınır dışı eden Irak devleti göstermiştir. Bunu çok takdir ediyoruz. Bunu diğer İslam ülkelerinden de bekliyoruz. İsveç şu an tabiri caizse Türkiye'nin kapısına dayanmış durumda. NATO'ya girmek için ülkemizin onayına ihtiyacı vardır. Kutsallarımıza hakaret eden ve buna izin veren bir devlete kesinlikle NATO'ya giriş anahtarı verilmemesi gerekiyor. Sivil Toplum Kuruluşları olarak, Müslüman kitleler olarak ciddi adımların atılması için çağrıda bulunuyoruz." ifadelerine yer verdi. 

Ayrıca Diyarbakır'da Peygamber Sevdalıları tarafından pazar günü Kur'an'a saygı mitingi hakkında değinen Demir, herkesi katılmaya davet ederek, "Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yapılan hakaretlere yönelik bu hususta kitabımıza sahip çıkmak için Diyarbakır'da Peygamber Sevdalıları tarafından pazar günü bir miting düzenlenecek. Vesile olanlardan Allah razı olsun. Hep beraber mitinge iştirak edeceğiz inşallah. Bunun için atılan her adıma destek veriyoruz." şeklinde aktardı. 

"Bu saldırılar bir anda gelişen bir durum olmayıp uzun zaman önce planlanan bir projedir" 

Nezir Güneş

Avrupa ülkelerinin birçoğunda dinin kutsallarına saldırı yapılmasını yasaklamasıyla İsveç ve Danimarka'da da bu yasağın getirilmesi hususuna değinen Türkiye İnternet Medya Birliği Mardin İl Başkanı ve Mazlum Der gönüllü üyesi Nezir Güneş, "Kesinlikle kutsallarımıza yapılan saldırıların özgürlük adı altında pazarlanması kesinlikle kabul edilemez. Çünkü birçok Avrupa ülkesinde bütün dini kutsallara yapılan saldırıları yasaklamıştır. Bu hususta İsveç ve Danimarka'da da yasaklanması gerekiyor. Bu saldırılar bir anda gelişen bir durum olmayıp uzun zaman önce planlanan bir projedir. Önce İslami kılık-kıyafetlere daha sonra Müslümanların ibadet ettiği ibadethanelerine saldırdılar. En sonda ise en büyük kutsal olan Kur'an-ı Kerim'e olan saldırıyla had safhaya ulaştı. Bunlar gerçekten İslami ülkeler ve bireyler tarafından yeteri derecede tepki verilmediği müddetçe başka had safhaya ulaşacaktır." dedi. 

İslam ülkelerine bu hususta düşen görevler hakkında dikkat çeken Güneş, "Gerek İslam İş Birliği teşkilatı bünyesinde gerekse de Birleşmiş Milletler nezdinde bir çalışmanın içerisine girilip bu tür ülkelerin İslam devletlerindeki büyükelçiliklerinden oradaki yapılan ticari faaliyetlerinin durdurulmasına kadar ciddi adımların atılması lazım. Ancak bu şekilde top yekûn tepki verildiğinde olumlu sonuçlar alınabilecektir. Aksi takdirde Müslümanlar ses çıkartmadığı müddetçe bunlar kendi saldırılarına devam edeceklerdir." ifadelerini kullandı. 

Güneş, Irak hükümetinin İsveç büyükelçiliğini sınır dışı etmesiyle gösterdiği adımı İslam ülkelerinin de bu konuda ciddi adımların atması hususunda çağrıda bulunarak, "Bu konuda en büyük en anlamlı adım atan Irak hükümeti oldu. Bu ciddi adımı aynı şekilde Türkiye'den de beklerdim. Türkiye'nin İsveç'e olan Vetosunun arka planında da bunun olduğu kanaatindeyim. Bütün dini inançların kutsallarına saldırıların yasaklanması konusunda madde çıkartmalıdır. Ancak bu konuda Türkiye bir adım atmadı. Irak hükümetini tebrik ediyorum. İnşallah bu adım başka İslam ülkeler için de önek olur. Aynı şekilde Afganistan İsveç'le olan bütün ticari faaliyetlerini yasakladı. Bunun genelleştirilmesi lazım. Bu konu bir iki ülkenin cılız tepkisiyle kalmaması lazım. Birkaç Müslümanın sosyal medyadaki tepkisiyle bu medeniyet yoksunların bu saldırılardan vazgeçecekleri ihtimalini vermiyorum." şeklinde konuştu. (İLKHA)