Başta İsveç olmak üzere bazı Avrupa ülkelerinde Kur'an-ı Kerim'in yakılması olaylarına karşı Türkiye'nin dört bir yanından tepkiler gelmeye devam ediyor.
Konuyla ilgili İLKHA mikrofonuna konuşan Bursa'daki siyasi parti ve sendika temsilcileri Türkiye'nin İsveç'in NATO üyeliğini kesinlikle kabul etmemesi ve TBMM'nin bu konuda dik bir duruş göstermesi gerektiğini belirtti.
"Müslüman ülkelerin lider ve yöneticileri bu konuda net bir tavır sergilemelidir"
Kesinlikle Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine hayır demesi gerektiğini belirten HÜDA PAR Bursa İl Başkanı Mehmet Şimşek, "Genel Başkanımız daha önce yaptığı açıklamada, 'Şayet bu tasarı TBMM'ye gelirse HÜDA PAR olarak kesinlikle ret cevabı kullanacağız.' demişti. Bu yüzden Türkiye bu konuda ret oyu kullanmalı ve onun üye olarak alınmasına engel olunmalıdır. Avrupa'da İslam'a, Müslümanlara ve Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik daha önce de defalarca hakaretler ve Kur'an-ı Kerim yakılmalar oldu." dedi.
HÜDA PAR Bursa İl Başkanı Mehmet Şimşek
Bütün dinlerin koruma altında olmasını ve hangi dinden olursa olsun o dini yaşayan insanların kitaplarına ve inançlarına yönelik hakaretlerin kesinlikle karşısında olduklarını söyleyen Şimşek, "İslam'a ve Müslümanlara yönelik hakaretler kesinlikle kabul edilmemelidir. Bu konuda Müslümanların daha gür bir sesle buna karşı durmaları gerekir. Özellikle Müslüman olan ülkelerin lider ve yöneticileri bu konuda net bir tavır sergilemelidir. İsveç gibi küstahlık yapan, İslam'a ve Müslümanlara ve değerlerine yapılan hakaretleri en yüksek dille kınamalı ve gerekli yaptırımları yapmalıdır. Müslümanların ne kadar kutsallığı varsa maalesef hakaret ediliyor. Müslümanlar bu konuda mağdur durumdalar. Kesinlikle İsveç'in NATO üyeliğinin kabul edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
"Değişen dünya iyi takip edilmelidir"
Sadece kınamanın yeterli olmadığını belirten Yeniden Refah Partisi Bursa İl Başkanı Murat Kolancı, "Kınamak resmi bir dille yapılan uyarıdır. Değişen dünya iyi takip edilmelidir. Neden Kur'an-ı Kerim yakılıyor. Neden Batı dünyasında Kur'an yakılıyor? İsveç NATO üyeliğine alınacak mı alınmayacak mı? Bu işin söz hakkı bir yerde Türkiye'ye verildiği noktada sıradan bir olay gibi okumamak gerekiyor. 700 binin üzerinde Müslüman İskandinav ülkelerinde yaşamaktadırlar. Avrupa'nın tamamına baktığınızda 150 milyondan fazla Müslümanların yaşadığını görüyoruz. İsveç NATO'ya alınmalı mı alınmamalı mı noktasından önce bizim başka şeyleri konuşmamız gerekirdi." diye belirtti.
Yeniden Refah Partisi Bursa İl Başkanı Murat Kolancı
Kur'an-ı Kerim'in yakılıyor olmasının sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir durum olmadığını belirten Kolancı, "Kur'an-ı Kerim'in yakılıyor olması hem Müslümanların hem de Müslüman olmayanların problemidir. Bir Müslüman ülkesinde başka bir ilahi kitabın yakıldığına şahit olmadık. Çünkü kutsal olan her şeyi koruruz. Böylesine iğrenç olayların yaşandığı bir dünyada bu iğrençlikleri çok sert bir dille eleştirmemiz gerekir. Bu tip olayların yaşanmasına en büyük sebep İslam Birliği'nin kurulmamasından kaynaklanıyor. Üye olmak için elli yıldır Avrupa Birliği masallarıyla büyüdük. Avrupa Birliği yerine İslam Birliği adımı atılmış olsaydı ve kuvvetli bir İslam Birliği kurulmuş olsaydı, kapısına yıllardır dayandığımız Avrupa Birliği'nden yönümüzü İslam Birliğine çevirmiş olsaydık işte o zaman dünyanın hiçbir noktasında İslam üzerinde böyle algı operasyonu yapılamazdı." dedi.
"TBMM bu noktada çok dik bir duruş göstermelidir"
Sadece kınayarak değil de artık karşı bir hamle yapılması gerektiğini belirten Kolancı, "Vezirimizi oynatabiliriz artık, sürekli piyonlarla değil. Onun için daha büyük hamleler yapmamız gerekiyor. Hamlenin en büyüğü de İslam Birliği'nin kurulmasıdır. Merhum Necmettin Erbakan Hoca hayatının önemli bir kısmını bu birliğin kurulması için çok heyecanlı bir şekilde çalıştı. D-8 ve D-60'ların kurulması İslam ortak noktası gibi çalışmalar yaptı. İşte bugünlere geldiğimizde bu kadar rahat hareket edemeyecekleri ortam oluşacaktı. Geldiğimiz noktada maalesef bir kınamakla geçiştiriliyor. İsveç'in NATO üyeliği için bizim tavrımız, kesinlikle alınmaması yönünde. TBMM bu noktada çok dik bir duruş göstermelidir. Bu kadar kolay olmadığını görmeliler." diye konuştu.
"Eylemler özellikle büyükelçiliklerin önünde yapılıyor olması ayrı bir anlam ifade ediyor"
Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerime yönelik olarak İsveç'in ardından Danimarka'da da yaşanan menfur hadiseyi esefle kınadıklarını belirten Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Ramazan Acar, "Batı medeniyetinin aslında bir buhran içerisinde olduğunun en somut göstergelerinden birisidir bu. Türkiye'de İslami hassasiyetin artışındaki gelişmeler İslam coğrafyası üzerinde bir umut ışığı oluyor ve yaptığı atılımlar ve değişik eylemlerin özellikle büyükelçilikler önünde yapılıyor olması ayrı bir anlam ifade ediyor." dedi.
"İsveç'in NATO'ya üyeliği konusunda Türkiye'nin eli çok güçlüdür"
Batı'nın Yahudi düşmanlığına karşı gösterdiği hassasiyetin tam tersini İslam düşmanlığını körüklemek suretiyle tersten bir algı yürüttüğünü belirten Acar, "İsveç'in NATO'ya üyeliği konusunda Türkiye'nin elinin çok güçlü olduğunun bilindiği bir dönemde, Türkiye'yi bir ketem pereye getirmek suretiyle bir açmaza sürüklemeye çalışıyorlar. Dünya üzerinde yaşanan ekonomik kriz ve değişik vesilelerle Türkiye'nin de buna boyun eğeceği düşüncesi içerisinde olduklarını görüyoruz. Son NATO toplantısında benzer bir baskının sonucunda Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya üyeliği konusunda Meclis'in karar alması yönünde karar çıktı. Aslında akıllıca bir hamle gerçekleştirmek suretiyle Batının oyununu gördüğünü gösteriyor." diye belirtti.
Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Ramazan Acar
Acar, "Her şeye rağmen Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e ve İslam'a karşı yapılmış olan bu tarz menfur olayların kesinlikle hoşgörü çerçevesinde ele alınmaması gerekir. Din ve vicdan hürriyeti ekseninde bunları değerlendirmek suretiyle insanımıza karşı hassas olduğumuz inanç ve değerlerimize karşı yapılmış olan bu hadiseleri Batı'nın lehine olmadığını, terörün ve bölücü örgütlerin kucağında kendi ateşlerine benzin döktüğünü, ilerde kendileri de bunlar karşısında çaresizlik içerisinde kalacaklarının bilinmesi gerektiğini belirtiyoruz. Bize göre TBMM bu kararı onaylamamalıdır. Netice itibariyle bu Türkiye'nin elinde olan bir şeyse onaylamamalıdır." diye konuştu. (İLKHA)