Maarif Platformu, Karma Eğitim Raporu yayınladı. Avustralya ve ABD’de yapılan araştırmaların incelendiği raporda İslam düşmanlarını üzecek sonuçlar şöyle;
- Tek cinsiyetli okullar, karma okullara göre yüzde 15-22 arasında daha fazla başarı gösteriyor.
- Tek cinsiyetli okulda okuyan öğrenciler öğrenmeden daha çok zevk alıyor.
- Aynı dersi ayrı (tek cinsiyetli) sınıflarda fakat aynı öğretmenlerden alan öğrencilerin başarıları %26 oranında yükseliyor.
- Tek cinsiyetli okullarda eğitim gören öğrenciler akademik başarılarını daha uzun ve daha prestijli alanlarda devam ettiriyor.
-ABD’de 253 okul karma eğitimi sonlandırdı.
Raporda, ''Bilimsel çalışmalar, açıkça kız ve erkeklerin farklı öğrenme, farklı düşünme ve
farklı davranma tarzları olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Dolayısıyla karma
eğitim, bu açıdan bakıldığında yüzeysel eşitliği sağlamakla beraber adaletten
uzaktır. Çünkü eşitlik ve hak kavramları özdeş değildir. Herkese aynı notu
vermek eşitliktir fakat adalet ya da hak değildir. Konuya ideolojik değil; olması
gerektiği gibi insanî, demokratik, pedagojik ve bilimsel yaklaşılmalıdır. Giderek
artan tek cinsiyete dayalı haklı eğitim talepleri bu açıdan dikkate alınmalıdır. '' ifadeleri yer aldı.
Karma eğitimin yol açtığı sorunların irdelendiği başlıkta şu ifadeler yer aldı;
Karma eğitimde kız ve erkeklerin arasında cinsiyetten kaynaklanan farklar olduğu gerçeği görmezlikten gelinmekte ve hepsi aynı yeteneğe sahipmiş gibi kabul edilmektedir. Bu durum dünya genelinde çocuklara ve gençlere ciddi zararlar verdiğinden aklı başında pek çok eğitimci ve aydın bu yanlıştan dönülmesi için çalışmaktadır.
Karma eğitim ortamlarında cinsel taciz ve saldırılar karşılaşılan en rahatsız edici konuların başında gelmektedir. Son zamanlarda ise bu sorun artık taciz boyutunu çok aşarak cinsel tecavüze evrilmiştir. Özellikle ergenlik dönemindeki öğrenciler arasında cinsel istismar ve taciz vakalarının yaşanma ihtimali oldukça yüksektir. (Rindfuss, R. R., & Cooksey, E. C., 1999) Taciz ve tecavüze uğrayan öğrencilerin yaşı giderek aşağı doğru inmektedir. Bu konuda gazete, dergi ve kitaplardaki haber, rapor ve istatistikler sürekli artmaktadır. Konu hakkında yazanlar, cinsel tacizin her şeyden önce okulda meydana geldiğini vurgulamışlardır.
Okullarda yapılan araştırmalar, cinsel tacizlerin sanıldığından çok olduğunu ve görmezden gelinemeyecek kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Almanya’daki okullarda cinsel taciz konusunu araştıran Monika Barz şu tespitleri yapar: “Kızlarla yapılan röportajlarda, kızların % 50’si bedensel tacize uğradıklarını , kızdırılmaya maruz kaldıklarını ve kötü
muamele gördüklerini söylüyorlar.
Yeni istatistiklere göre durum daha da kötüdür: Amerika’da ilkokul ikiden lise sona kadar 4 bin 200 öğrenci arasında yapılan bir araştırmaya göre; her gün tacize uğradıklarını söyleyenler % 39’dur. Haftada en az bir tacize uğradıklarını söyleyenler % 29’dur. 13-19 yaş arasında doğum yapan bekar kızlarda doğum yapma oranındaki artış bir önceki yıla göre % 16’dır. Şikâyet hâlinde idarenin şikâyeti takip oranı % 55’dir. Sözle veya hareketle tacize uğrayanlar % 89’dur. Bir üniversitede yapılan araştırmaya göre 17-27 yaşları arasındaki kızlardan % 32’si yani 3’te biri tecavüze uğramıştır. Bu oran Almanya’da 4’te birdir. (Oswald, s.116; Kavaklı, s.18) ABD’de yapılan çeşitli araştırmalar üniversiteye giden kadınların %47-78’inin baskıya maruz kaldığını göstermektedir.