Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Adnan Akgönül, pazar günü Diyarbakır İstasyon Meydanında düzenleyecekleri "Kur'an'a Saygı" mitingi dolasıyla bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamasına, "Şüphesiz o Zikr'i (Kur'an'ı) biz indirdik! Onun koruyucusu da elbette biziz. (Hicr: 9)" ayetine atıfla bulunarak başlayan Akgönül, insanlık tarihi boyunca Allah'ın, insanlara doğru yolu göstersin diye peygamberler, onlarla beraber de ilahi mesajını gönderdiğini belirtti.
Ancak insanoğlunun, çoğu zaman azgınlık gösterdiğini, peygamberlerini katlettiğini, mukaddes kitapları da tahrif etme yoluna girdiğini ifade eden Akgönül, en nihayetinde bu azgın kavimlerin büyük belalara duçar olup, ardından gelen azabın onları helak ettiğini hatırlattı.
Akgönül, "Allah'a asi, O'na karşı savaş açan kimi topluluklar da yok edemedikleri peygamberlere ve mukaddes kitaplara hakareti bir yol olarak seçmişlerdir. Bundan yaklaşık 15 asır önce de peygamberi alaya almaya, O'na hakaret etmeye, getirdiği kitabı hicvetmeye çalıştılar. Böylece insanları dîn-i mûbînden uzak tutacaklarını zannettiler. Ancak Allah'ın nuru, küfrün üflemesi ile sönmedi. İslam, dalga dalga yayıldı, insanlar fevc fevc Allah'ın dinine koştu." dedi.
Bugün tarihin tekerrür ettiğini, geçmişteki yaşanmışlıkların bir kez daha görüldüğünü söyleyen Akgönül, hak-batıl savaşında bu durumun kıyamete değin devam edecektir; bu savaşta kazananın elbette "hak" olacağını kaydetti.
"Allah'ın dinine ve Müslümanlara apaçık bir savaştır"
Akgönül, şöyle devam etti:
"Son yüzyılda Avrupa'da yaygınlaştırılan İslam ve Müslüman düşmanlığı, Peygambere ve Kur'an-ı Kerim'e yönelik açık ve alçak bir saldırıya dönüşmüştür. Fransa, Danimarka, İsveç gibi ülkelerde yaşananlar sıradan, alelade gelişen fevri hadiseler değildir.
Peygamberi karikatürize edenler, Kur'an'ı yakanlar ne meczuptur ne de sarhoş. Bilakis, bunlar azılı kafirlerdir. Yaptıkları şey ise Allah'ın dinine ve Müslümanlara apaçık bir savaştır. Bu savaş; tek merkezden yönetilen, uluslararası bir sistemin örgütlü organizasyonudur. Bu gerçek, gizlenemeyecek kadar aşikârdır."
İslam ve Müslümanlara yönelik savaşta tedrici bir yöntem kullanıldığına işaret eden Akgönül, "Avrupa'da önceleri İslam'ın ve Müslümanların sosyal alandaki görünürlüklerini engellemeye çalıştılar. Tesettürü, başörtüsünü yasakladılar. Camileri "terör merkezleri" diye yaftalayarak kapatmaya çalıştılar. Farklı ülkelerde insanlığın son peygamberini karikatürlerle hedef aldılar. İslam'ı yeniden yazmaya kalktılar. Buna da Fransız İslam'ı dediler. Küresel emperyalizmin baş aktörü ABD'de Kur'an'ı yakma günü ilan ettiler. Sonra bu çirkin fili Batı dünyasındaki diğer ülkelerde de yaygınlaştırdılar. Son olarak İsveç ve Danimarka'da yaşananlar bunun tezahürüdür." diye konuştu.
Peygamber Sevdalıları Vakfı Genel Başkanı Adnan Akgönül, "Batı dünyasının karanlık yüzleri şunu bilsin ki, tüm olup bitenin farkındayız. Bilmeleri gereken başka bir şey daha var ki; her ne yaparlarsa yapsınlar amaçlarına ulaşamayacaklar. Hedeflerine ulaşacak olanlar sadece Müslümanlardır. 'Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.' (Saff: 8)" diye ekledi.
Akgönül, "Ve yine şunu biliyoruz ki, kafilerin Allah ile savaşı beyhude bir çabadır. Muhakkak ki en sonunda helak olacaklardır. Tıpkı onlardan önceki sapkınların helak olduğu gibi… Ancak bu durumda biz Müslümanlara da önemli görevler düşmektedir. Bizim de sorumluluklarımız vardır. Bu sorumluluk bizlere; küfrün saldırılarına karşı teyakkuzda olmayı, sessiz ve tepkisiz kalmamayı, birlikte hareket ile Allah'ın neferleri olmayı emreder." değerlendirmesinde bulundu.
"Bugün İslam beldelerini işgal edenlerle, fitne tohumları ekip bizi parçalayanlarla, milyonlarca kardeşimizi mülteci durumuna düşürenlerle, mukaddesatımıza saldıranların aynı odaklar olduğunu bilmeliyiz." diyen Akgönül, şöyle devam etti:
"İslami değerlere yönelik aşağılık saldırıları "fikir özgürlüğü" kapsamına alıp da meşrulaştıranlar, normalleştirenler İslam beldelerindeki işgalci postalların da sahipleridirler. Bir yandan kanımızı dökenler, diğer yandan izzet-i şerefimizle oynamaktadırlar. Küresel küfrün beyinsizleri şunu da bilmeli ki ne biz ne de bizim neslimiz sizin tuzaklarınıza düşecek. Zira bizler, tuzak kuranların en hayırlısı olan Allah'ın neferleriyiz."
"Daha ne zamana kadar kutsallarınızın çiğnenmesine sessiz kalacaksınız?"
Akgönül, "Buradan sadece Batılı ülkelere haykırmıyoruz, İslam ülkelerini idare edenlere de sesleniyoruz: Daha ne zamana kadar kutsallarınızın çiğnenmesine sessiz kalacaksınız? Daha ne gibi hakaretler sizi galeyana getirecektir? İslam ülkelerini yönetenlere düşen sorumluluk, Kur'an düşmanlarına karşı güçlü bir tepki ortaya koymaktır. Onlarla var olan siyasi, iktisadi ve askeri ilişkileri sonlandırmaktır. Sokaklar, meydanlar tepkiyi veriyor. Size düşen bu meydanlardan verilen mesajları uygulamaktır. Aç-susuz kalmaktan ya da çıkarlarınızın tehlikeye düşeceğinden korkmayın. Siz, yarın mizanda nasıl hesap vereceğinizi düşünün. İslam beldeleri işgal altındayken, oluk oluk Müslüman kanı akıyorken; Allah'a, O'nun Peygamberine ve mukaddes Kur'an'a alçakça saldırılar yapılıyorken mahkûm olduğunuz bu sessizliğiniz, hesap gününde de sizi mahkûm edecektir? Korkacaksanız ebedi mahkumiyetten korkun…" diye konuştu.
Batı dünyasına da seslenen Akgönül, "Bugün Diyarbakır'dan bütün dünya müstekbirlerine bir kez daha sesleniyoruz. Her ne yaparsanız yapın biz Müslümanlar hep var olacağız. Yolumuzu aydınlatan Kur'an ve bize rehberlik eden Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ile yürümeye devam edeceğiz. Asla saltanatınızdan emin olmayın. Günün birinde Rabbimizin hikmeti iktiza eder, sizin saraylarınızda birer Musa olup büyür, o saltanatınızı da yerle yeksan ederiz. Davamızın sonu Allah'a hamd etmektir." şeklinde konuştu. (İLKHA)