VAN - Mısır'da 3 Temmuz'da cunta yönetimi tarafından yapılan darbe ve sonrasında başlayan Müslüman kıyımı ile 7-8 aydır devam eden ancak gelinen aşaması büyük bir soru işareti olarak duran Kürt sorunu ve çözüm süreci konularını İLKHA'ya değerlendiren AK Parti Van Milletvekili Mustafa Bilici, Mübarek'in 30 yıl boyunca Mısır halkının bütün kaynaklarını batının emrine vermekle görevli bir memur gibi çalıştığını belirtti.

 

"Mısır tarihinde ilk kez darbeye karşı halk meydanlara döküldü"
Mısır'da yapılan ilk demokratik seçimle Muhammed Mursi'nin başa getirildiğini ifade eden Bilici, "Göreve geldikten hemen sonra gerek İslam ülkeleriyle gerek Avrupa ülkeleri ile Mısır'ın demokratikleşmesi ve ekonomisinin düzelmesi için yoğun çaba sarf etti. Ancak batı dünyası ve uzantıları Mısır'da ki bu değişimi hazmedemediler ve henüz birinci yılında bir darbe yaparak Mursi yönetimini devirdiler. Sonrasında ise başını İhvan-ı Müslümin'in çektiği direniş hareketi, belki Mısır tarihinde hatta halkı Müslüman olan ülkelerin tarihinde bir ilke imza atarak, darbelere karşı artık yeter diyerek halk sokaklara çıktı. Bu halk meydana çıkarken ellerinde silah ve molotof yoktu silahlanmadılar şiddete bulaşmadılar bütün tahriklere rağmen seslerini barışçıl gösterilerle duyurmamaya çalıştılar" dedi.

 

Batıyı anladık ya İslam ülkelerinin duyarsızlığına ne demeli?
Batı ve kimi İslam ülkelerinin bu haksızlığı görmek istemediğini belirten Bilici, "Sisi ve yandaşları, seçmiş oldukları cumhurbaşkanlarının niçin görevden aldığını sordukları için halka ateş açarak katliamlar yaptı. Hadi batı dünyasını anlıyorsunuz buna hiçbir şekilde darbedir dahi söylemediler ama halkı Müslüman olan ülkelerinin İslam ülkelerinin de bu şekilde duyarsız kalmasını anlayabilmek mümkün değil" şeklinde konuştu.

 

Bu noktada Türkiye'nin tavrının net olduğunu belirten Mustafa Bilici, son günlerde Sina Yarım Adası'nda 24 askerin öldürülmesi ve devrik diktatör Hüsnü Mübarek'in serbest bırakılma çabaları Müslüman kardeşleri ve Mısır halkını şiddet olaylarına çekme çabaları olduğuna dikkat çekti.

 

"Türkiye'nin tavrı ve STK'ların yaptığı eylemler anlamlıdır"
Mısır'da bu gün yaşananları birilerinin Türkiye'ye de yaşatmak istediğini ancak başarılı olamadıklarını vurgulayan Bilici, "Zulüm ile abat olunmaz, 'bana dokunmayan yılan bin yaşasın' mantığı yanlış mantıktır. Bugün komşunuzda ateş varsa o ateş unutmayın ki size yansıyacaktır. Bizler Mısır konusunda İslam ülkelerinin tavrından hoşnut olmadığımızı ifade etmek istiyoruz. Bununla birlikte kimi STK ların, derneklerin ve vakıfların yapmış olduğu eylemler, protestolar ve gösteriler elbette ki anlamlıdır" diye konuştu.

 

Avrupa ve ABD'nin çıkarlarından dolayı yaşanana darbeye darbe ve yaşanan katliamlara da katliam demediğine işaret eden Bilici, bunun çıkar meselesi olduğunu ve çıkarlarına ters düştüğü için iki tarafın çatışması olarak lanse edildiğini aktardı.

 

Çözüm sürecinde gelinen aşamayı da değerlendiren Bilici, sürecin iyi geliştiğini ve gelinen aşamada "Propaganda serbestiyetinden tutun 24 saat Kürtçe yayın yapan TV ve radyolara kadar hemen her alanda adım atıldı. Bu bir süreçtir insanların makul mantıklı talepleri göz önüne alınarak teminat altına alınması da çok önem arz ediyor. Yeni anayasada bununla ilgili düzenlemelerin de bu sürece ciddi anlamda katkı sağlayacağını düşünüyorum" diye konuştu. (Murat Dalgın, Mehmet Aldemir - İLKHA)