SAİM YÜKSEK / DOĞRUHABER

Gündelik hayattaki koşuşturma ve yoğunluk insanın yorulmasına, bir müddet dahi olsa dinlenmesine ve mekân değiştirme ihtiyacı doğuruyor. Yılın belli vakitlerinde, özellikle de yaz mevsimlerinde okulların tatil olması, özel sektör ve kamu kurumlarında çalışanların yıllık izne ayrılmaları ile herkesin kafasında farklı bir dinlenme ya da tatil geçirme planı oluşuyor. Kimileri turistik bölge ve sahillerde gezinti planlarken, kimileri memleket/akraba ziyareti yapıyor, kimileri de doğal güzellikleri olan yerleri seçerek kafa dinlemeyi tercih etmektedir. Dr. Abdulkadir Turan ile İttihadul Ulema âlimlerinden Molla Mehmet Şenlik, Müslüman bir ferdin ideal tatil planı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

“MÜ’MİNİN İŞLERİ PLANLIDIR”

‘Mü’min’ bir şahsiyeti, ‘Medenî bir disiplin içinde işlerini kişi, zaman, mekân bağlamında organize edebilen bir insan’ şeklinde tarif eden Dr. Abdulkadir Turan, ‘İslam’ ve ‘zaman’ kavramlarının hep birlikte anılması gereken iki kavram olduğunu ve zamanın çizgileri sildiğinde İslam’ı yaşamanın mümkün olamayacağını ifade etti. Günümüzde kişinin tatil anlayışının onun kimliğini yansıttığını belirten Turan, “Kişinin tatiline bakılarak inancı ve hayat tarzı anlaşılmaya çalışılır. Mü’minin yaşam tarzı ‘modern’ insanın yaşam tarzından farklı olduğu gibi mü’minin tatili de ‘modern’ insanın tatilinden farklı olmalıdır” dedi.

‘MODERN’ İNSANIN TATİLİ HIRS VE ZEVKTİR

‘Modern’ insanın mesai ve tatil anlayışının hırs ve zevk düşkünlüğü bağlamında sınırlara tabi tutulduğunu ifade eden Turan, “Mesai, onun zevkini sınırlar; tatil, onun zevkine hitap eder. Modern yaşamda seküler bir dünya tasarısı yapılırken insanı rahatlatan, sükûnete erdiren ibadetin alternatifi ‘eğlence’ olarak düşünülmüştür. ‘Eğlence’, ibadetin yerine konmuştur.” ifadesini kullandı.

“TATİL, ‘GÜNAH İŞLEME MEVSİMİ’ OLARAK TAHAYYÜL EDİLİYOR”

İslam dünyasında çalışma hayatının ‘modern’ bir görünüme bürünmesiyle iki tür tatil anlayışının yayıldığını belirten Turan, bunların; ‘Hıristiyanvari tatil’ ve ‘dinden uzaklaşan modern insanın tatili’ olduğunu ifade etti. Turan, “Kimi Müslümanlar, hafta tatillerini ve diğer tatilleri bir tür boş kalma ve uyku günleri gibi düşünürler. Günlerinin tamamına yakınını uyuyarak veya özellikle boş kalarak geçirmeyi tatilin bir gereği kabul ederler. Modern yaşam tarzının dayatılmasıyla kendilerini özellikle Batı’ya benzeten farklı bir kesim ise tatili bir tür eğlence günleri gibi düşünmeye başlamıştır. Müslümanın hayat tarzında her fırsat, Allah indinde yükselmek için bir imkân iken, bu ithal anlayışta tatil,  ‘günah işleme mevsimi’ olarak tahayyül edilir. Haftanın veya yılın tatil günleri, eğlenceye ayrılarak diğer günlerinden tamamen ayrılır. Hâlbuki Müslüman için, hayatın bütün evreleri hem bütün hem farklıdır. Mü’min çalışırken ibadetten uzak kalmaz; ibadet, onun için yük değildir, onu rahatlatır.” şeklinde konuştu.

“TATİL, HEDEFLERİNE YOĞUNLAŞMAK İÇİN BİR FIRSATTIR”

Mü’minin dinlenirken de insan ve mü’min olma sıfatını unutmaması gerektiğini ifade eden Turan, “Mü’minin çalışma hayatı ile dinlenme günlerini bütünleştiren, büyük hedeflerine doğru yürüyüşünde birleştiren itaat hâli ve ibadet icraatlarıdır. Hayat, o ana zemin üzerinden çalışma veya dinlenme ile geçer. O ana zemin üzerinden anlam bulur. Bununla beraber, çalışmanın gittikçe yoğunlaştığı bir dünyada mü’min için tatil, hedeflerine yoğunlaşmak için bir fırsattır. Her fırsat bir imkândır ve her imkân, sorumluluğu artırır. Dolayısıyla bugünün dünyevi yaşam tarzında tatil, mü’minin kendisini manasına vermesi ve manevi hedefler için çalışması için ihmal edilemeyecek bir fırsattır.” dedi.

“TATİL, MALIN VE ZAMANIN İSRAF EDİLMEDİĞİ BİR ZAMAN DİLİMİ OLMALIDIR”

Kimi insanların "İslam’da tatil diye bir şey yoktur" demelerini doğru bulmadığını ifade eden İttihadul Ulema âlimlerinden Mehmet Şenlik ise “Elbette Müslümanların da dünyevi bazı işlerini belli bir süreliğine durdurabilme ve dinlenme hakları vardır. Ancak bu süre zarfında vaktini boş geçirmemesi, başka faydalı işlerle meşgul olması gerekir. Bizim tatilimiz, yeni ve faydalı işlerin yapıldığı, malın ve zamanın israf edilmediği bir zaman dilimidir. Dinlenmek ve ibret almak için gezmek, dolaşmak, eş, dost ve akraba ziyareti gibi hayırlı işler de bu kapsamda mütalaa edilebilir.” ifadelerini kullandı.

“TATİL, DEVAM ETMEKTE OLAN İŞE, ARA VERMEK DEĞİLDİR”

Tatili, bir iş değişikliği, bilgi ve görgüyü artırma ve yaşanan ortamı değiştirip farklı işler yaparak dinlenme şeklinde ifade eden Şenlik, “Tatil, kişinin devam etmekte olduğu bir işe, bir vazifeye ara vermek değil, bir müddet dinlenip daha hazırlıklı, daha donanımlı ve daha ağır bir hamleyle işe koyulmaktır. Zira İslam’ın tabiatı, durağanlığı değil, sürekliliği ve hareketliliği gerektirir.” şeklinde konuştu.

“İNSAN ZENGİN DE OLSA, LÜKS VE İSRAF YİNE AYIPTIR”

Yaşamın hızlı ve yorucu şekilde aktığı bu zamanda Müslüman ferdin tatil yapmaya ve dinlenmeye hakkı olduğunu ifade eden Şenlik, “Ancak bunun da bir kaide ve kuralı olmalı, israfa ve harama kaçmadan yapılmalıdır. İslam dini lüksü, israfı, aşırı tüketimi, gösterişi, şatafatı, saçıp savurmayı hoş görmez. Tatil yapmak, dinlenmek başka şey, hava atmak, caka satmak, gösteriş yapmak başka şeydir. Gösteriş bir hastalıktır, buna yakalanmış olanların tedavi edilmesi gerekir. İyi bir tatil yapmak, güzelce dinlenmek için ille de lüks mekânlara, beş yıldızlı otellere gitmek, su gibi para harcamak gerekmez. İnsan zengin de olsa, bol kazancı ve parası da olsa lüks ve israf yine ayıptır, yine dinen ve ahlâken haramdır, yasaktır. İlla da bir yerlere harcama yapmak istiyorsa bunun meşru yerleri vardır.” dedi.