CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Değişmeyen hiçbir şey yok. Her şey değişir, mevsimler, insanlar, moda, ders kitapları bilim değişir. Felsefenin değişmesine gerek yok, aynen devam edecek. CHP'nin değişime değil yenilenmeye ihtiyacı var. 100 yılık bir partiyiz, geleneğimiz değişmez" dedi.
Kılıçdaroğlu, ''seçim sonuçları bir yenilgi miydi'' sorusunu ''yenilgi olarak görmüyorum'' diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
Zaman içinde partinin yenilenmeye ihtiyacı var. Tüzüğü alacağız. Yeni kurallar getirmenin partide var olan aksaklıklarını gidermenin, üyelerin, milletvekillerinin şikayetlerini dikkate alarak partinin yenilenmesi lazım. Bizim yenilenmeye ihtiyacımız var. Elbette yenileneceğiz. Şu anda mahalle delege seçimleri yapılıyor. 1 milyonu aşkın üye mahalleden başlayarak delegeleri seçiyor. Çok güçlü bir altkültürümüz var.
Kurultay yapıyorsunuz. Biz hukukun üstünlüğüne inanan partiyiz. Dün kurulan bir parti değiliz. Geçmişte nasıl genel başkanlar değişti ise yine genel başkanlar değişir. Örneğin ben hiçbir delegeye 'bana oy verin' diye telefon açmam. Bunu dediğiniz an genel başkanlık yapamazsınız. Biz gelenekleri, kurumları olan bir partiyiz. Sıradan bir parti değiliz. Genel başkan elbette ki değişir. Benim genel başkan olduğum dönemde de genel başkan adayları çıktı, demokratik yarıştık. Bunların olması demokrasinin gereğidir.
KURULTAY YEREL SEÇİMLERDEN ÖNCE YAPILMALI
Geçen yerel seçimlerde başarı kaydetmedik mi? Belli ki başarı elde ediyoruz. Niye her seçimde yenilgi? Yerel seçimlerde başarı elde ettik. 11 büyükşehir belediyesi CHP tarafından yönetiliyor. Bunu yenilgi olarak anlatıyorlar. Eleştiriye hep saygım vardır. Seçimi kazanırsınız, kazanmazsınız ayrı bir şey. Biz bakarız, kendi içimizde hesaplaşırız, oturur tartışırız. 'Neden kazanamadık' masaya yatırırız. Hangi koşullarda kazandık, bunu masaya yatırırız. Ben şunu söyledim; bu geminin kaptanı ben miyim? Kaptan gemiyi dalgalı ortamda denize bırakmaz. Sağlam limana yanaştırır. O liman kurultaydır. PM karar verecek 'şu tarihte kurultay olsun' diyecek. Benim yaklaşımım yerel seçimlerden önce kurultayın yapılması.
Ben hiçbir delegeyi seçmem. Ben hiçbir il başkanına 'şunları delege yap, şunları delegelikten çıkar' diyemem. Bunları derseniz il başkanına hiçbir şey diyemezsiniz. Böyle derseniz örgüt, delege sizi esir alır. CHP'nin geleneklerinde genel başkan çok yukarıdadır. 'Şu seçim şurada olsun, delege şuraya gelsin, delege bana oy versin' gibi bizim geleneğimiz yoktur. Mahallede üyelerimiz var. Sandığımız konuluyor, gidip oy kullanıyorlar. Onlar delegeleri seçiyorlar. Sonra ili seçiyorlar. Orada yarışma oluyor. Şu anda Türkiye'nin bütün mahallelerinde heyecan var. Şikayetler geliyor, kimi kazandım diye seviniyor, kimi kaybettim diye üzülüyor.
Arkadaşlar 'ben genel başkan olacağım' derse alana çıkarlar. İl il gezerler. Daha bu süreç başlamadı. Hiçbir kısıtlama olmaz. Özgürce insanlar çıkarlar. Bunlar demokrasinin gereği zaten. Bu konuda hiç kimse sürecin üstüne bir gölge düşüremez. İl başkanlarının görevden alınmasının her birisinin gerekçesi var. Hangi gerekçe ile aldığımız PM'ye aktaracağız. PM bu kararı denetleyecektir. Göreve iade de olabilir, kabul de edebilir. Biz ayrıca bütün illere ikişer milletvekili gönderdik. CHP'de genel başkan yanlış bir şey söylediği zaman ertesi gün kıyamet kopar. Bizde tek adam rejimi yok; demokratik kurallar vardır. Ben PM'de MYK'yı veya beni eleştirecek arkadaşların sözünü kesmem. Onlara bu esnekliği sağlarım. Onu da örgütümüz gayet iyi bilir.
Seçim sonuçlarını yenilgi olarak kabul etmiyorum. Seçim sonuçlarını biz kazanamadık. Kazanamamızın birden çok nedeni var. Küçük köylerde veya kasabalarda oyumuz düşük. Biz buralara gitmemişiz yeteri kadar. Bu kusur bize ait. Buradaki yurttaşlar enflasyonu kentte yaşayan vatandaşa göre yeteri kadar hissetmemiş. Büyük kentlerin hemen hemen büyük kısmında zaten birinci partiyiz. Biz sıradan bir seçim yapmadık. Mâkul, demokratik ölçüler içinde bir seçim olmadı. Bütün bakanlar devletin araçlarını kullanıyorlar mıydı? Bakanlar devletin imkanlarını kullanarak vatandaşa gidiyorlar mıydı? Bu ahlaki midir, değil midir? Bir seçimin ahlâki, yasal, hukuk temelleri üzerine inşa edilmesi lazım. Bir seçimde sahtekârlık yapılıyorsa ve seçim meydanında gösteriliyorsa. Erdoğan sahte videolar yaptı. Bütün seçim meydanında gösterdi. TRT günlerce gösterdi. Sahtekârlık yapan bir insandan Cumhurbaşkanı olur mu?
MİLLET İTTİFAKI
Seçim ittifakıydı. Seçim bitti, liderler olarak zaman zaman konuşuyoruz tabii.
İMAMOĞLU'NUN GİZLİ TOPLANTISI
Sabahleyin cep telefonuma gelen mesajla gördüm. Doğrusunu isterseniz tamamını seyretmedim. Gerek duymadım. Sadece beni değil partiyi ilgilendiren konu. Sonuçta partiye uzun yıllar emek veren arkadaşların yaptıkları bir toplantı olarak düşünebiliriz. Etik olarak rahatsız edici bazı uygulamalar var. Parti içi konuları televizyonlarda konuşmayı doğru bulmam. Parti içinde bir kişi genel başkanlığa aday ise gelir başımın üstünde yeri vardır. Kendisini destekleyen arkadaşlarıyla hareket edebilir. Bu bizim geleneğimizde var. Herke AK Parti'yi gördüğü için orası gibi zannediyorlar biz öyle değiliz. Bu AK Parti'de olsa suç. Adamı linç bile edebilirler. İhraç bile edebilirler. Çünkü orada demokrasi yok. Biz demokrasiyi içselleştirebilen bir partiyiz. Parti meclisi üyeleri genel başkanı eleştirebilirler. Bizim partide hiç kimse eleştirilmez diye bir kural yok. Sağlıklı bir eleştiri siyasetçinin en çok ihtiyaç duyduğu şey. O çerçevede eleştirilere bakarım. Eleştirilerin haklı yönü de olabilir, haksız yönü de olabilir. Konuyu disiplin kuruluna sevketmeyi düşünmüyorum. Ekrem İmamoğlu Bey'in İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına yeniden aday olmasını isterim.
Zaman zaman bu tür olaylar olur; kriz olarak görmeyiz. Su mecrasını bulur. Buradaki temel sorun şu; Ülkenin bu kadar ciddi sorunu varken, insanlar perişan halde iken, ekonomi bu halde iken, zamlar almış başını gidiyorken CHP'nin iç sorunlarının tartışma konusu olması beni rahatsız ediyor. Bu konuda bütün arkadaşlarımı uyardım. Elbette eleştirilerini dile getirebilirler. Ama hepsinin ortak hedefi; bu ülkede çok dar bir grup hariç zamlardan perişan oldu. Parti içi tartışmaları toplumun önüne getirme kadar yanlış bir şey yok. Kurallar içinde mücadele edersiniz. Tekrarlandığında, kuralın dışına çıkıldığında gereğini yaparım. Her toplantının etik kurallar içinde yapılması lazım. Söylediğim odur.