oruları yanıtlayan Özhaseki, fay hatlarının üzerine
konut yapımı konusunda nasıl tedbir alınacağı sorusuna, “Fay hatları zaten imar planlarına işleneceği için bundan sonra yapı izni verebilecek cesarette bir Allah’ın kulu olacağını zannetmiyorum. Çünkü bununla ilgili cezai müeyyideler de gelecek yapılacak yasada. Orası işlenmiş olarak imar planında kalacak ve hiç kimse oraya bir daha yapı yapamayacak. Sıvılaşma olan yerde de yapamayacak, fay kırıklarının olduğu yerde de yapamayacak” cevabını verdi.
Bakan Özhaseki, yerinde dönüşüm projesinde 50 artı 1 şartı bulunduğunu hatırlatarak, “Yani diyoruz ki vatandaş eğer bir binada 10 kişiyse, en azından 5 kişi bir araya gelsin. Gelmezse ne olur? O 5 kişinin bir araya gelmesi bizler için yeterli. Biz ortak bir hesaba, inşaat başladığında hak ediş karşılığında paraları yatırmaya başlarız. Vatandaştan da daha sonra kredi miktarını tapusuna şerh koyarak isteriz. Ki zaten onu ödemekte güçlük çekilmez. Neredeyse 2 sene sonra, 10 yıl vadeyle 3 bin küsur lira aydan aya ödeyeceği para da herhalde çok ciddi bir rakam olarak vatandaşı yormaz diye düşünüyorum. Orada kimsenin gönlüne bırakacak halimiz yok, bir an önce hayatı normalleştireceğiz. Eğer vatandaş orada kalmak istemezse, rezerv alandan verebiliriz hiçbir problem yok. Bazen fay kırıkları üzerinde yerler var. Oralara yapı yasağı geldiği için vatandaşın hakkını nereden vereceğiz, rezerv alandan vereceğiz” ifadelerini kullandı.
Yaptıracakları konutların en fazla 5 katlı olacağını söyleyen Özhaseki, “Peki, 7-8 katlı yerler var, oradaki vatandaşın hakkını nasıl koruyacağız? Eğer zemin müsaitse taban alanını genişleteceğiz. Buna şehircilikte taks diyoruz. Taban alanını genişleterek, yine 5 katta çözmeye çalışacağız. Değilse, en son çare olarak vatandaşlar arasında kura çekip, kalan kısmı rezerv alanlardaki yapı konutlarına taşıyacağız” dedi.
Bakan Özhaseki, depremlerde yıkılan yapıların yeniden inşası sürecinde sektörün ihtiyaçlarıyla ilgili soru üzerine, “Bir seneye kalmaz İstanbul’da da inşaatlara başlarız. Orada da karşımıza bir tablo çıkacak gibi gözüküyor. Ben malzemeden yana herhangi bir sıkıntı olacağını zannetmiyorum. Çünkü inşaat sektörü Türkiye’de çok güçlü. Dünyanın dört bir tarafından iş alıyorlar. Dışarıya götürüp, orada da kullanıyorlar. Onları iç piyasaya yönlendirdiğimizde zannedersem malzemeden yana bir sıkıntı doğmayacak. Ama işçilikten yana bir sıkıntı doğacak gibi gözüküyor. İstanbul’da bile inşaatlarda birtakım usta sıkıntılarının doğduğunu da duyuyoruz. Kısa süreli sertifika vermek üzere herhalde Milli Eğitim’le de anlaşıp, orada kurslar düzenleyerek o bölgede çalışmak isteyenler için de yeni imkanlar sağlamış olacağız ki bu açığı giderelim” dedi.