Artan kızamık vakalarına dikkat çeken Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ayhan Aktaş, hastalıktan korunmanın tek yolunun aşılama oluğunu, aşılamanın en önemli etkilerinden birinin de toplumsal bağışıklık olduğunu söyledi.
Türkiye’de kızamık vakaları artıyor. Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ayhan Aktaş, salgın sonrası aşı reddi ve tereddüdüyle artan aşısız, eksik aşılı nüfusun kızamık vakalarındaki artışa etkisinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
“Aşı, kişileri virüs ve bakterilere karşı koruyan biyolojik bir üründür”
Uzm. Dr. Aktaş, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Aşı, kişileri virüs ve bakterilere karşı önlenebilir hastalıklardan koruyan son derece güvenli biyolojik üründür. Aşılar üretim ve dağıtım aşamalarında çok sıkı kontrolden geçmektedirler. Ülkemizde kullanılan tüm aşılar DSÖ gibi dünyaca kabul görmüş otoritelerce ya da TİTCK tarafından ruhsatlandırılmış aşılardır." ifadelerini kullandı.
Aşılamaların önemine ve kızamık aşısının yararlarına dikkat çeken Aktaş, "Ölüm ve hastalıkların önlenmesine etkileri, bireylerin yaşam kalitelerine etkileri, ekonomik etkiler, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bağışıklama hizmetleri, aşıyla önlenebilir hastalıkların ve buna bağlı ölümlerin önlenmesi açısından en önemli ve en ekonomik toplum sağlığı müdahaleleri arasında kabul edilmektedir. Aşılamaların ne kadar önemli olduğunu; dünya üzerinde yok edilen çiçek hastalığı ve yok edilme seviyesine yaklaşan çocuk felci hastalıklarını verebiliriz." dedi.
Dr. Aktaş, açıklamasına şöyle devam etti:
"Ülkemizde kızamık vaka sayıları 2001 yılında 30 binler iken, 2005 yılından itibaren aşılamaların artması ile 2017 yılında vaka sayımız 100 ün altına kadar düşmüştür. Fakat kızamık son yıllarda birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de yurtdışından gelen vakalara bağlı olarak kızamık vakalarında artış söz konusudur. Buna ek olarak; Ülkemizde özellikle salgın dönemi ve sonrasında artış gösteren aşı reddi ve tereddüdü nedeniyle aşısız ve eksik aşılı nüfustaki artışın kızamık vaka artışında etkisi kaçınılmazdır.”
Kızamık hastalığı ve bulaş riski hakkında ise Dr. Aktaş şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kızamık hastalığı çocukluk yaş grubunda daha sık olmak üzere her yaşta görülebilen bulaşıcı bir hastalıktır. İnsanlar bilinen tek kaynaktır. Hastalık, solunum yoluyla bulaşmakta, ateş, döküntü ile seyretmektedir. Beraberinde öksürük, burun akıntısı, halsizlik ve gözde kızarıklık gibi belirtiler bulunabilir.
Daha önce kızamık geçirmemiş veya kızamık aşısı ile korunur hale gelmemiş birisi kızamık ile karşılaşırsa, neredeyse %100 hastalanmaktadır. Kızamık hastası bir kişiyle temas sonrası hastalığın gelişmesi için gereken süre ortalama 10-12 gündür. Kızamık hastalığı olan kişiler döküntünün başlamasından dört gün öncesine kadar, döküntünün başlamasından itibaren ise dört gün boyunca bulaştırıcı kabul edilmektedir.
Kızamık hastalığından korunmak neden önemlidir?
Dünya genelinde, her gün aşıya ulaşamayan, 380 çocuk kızamıktan ölmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından; gerçek vaka ve ölüm sayılarının bildirilen sayılardan yaklaşık 10-50 kat daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bildirilen kızamık vakalarının yaklaşık %30’unda bir ya da daha fazla komplikasyon gelişmektedir. Kızamık geçirenlerde zatürre, ishal, ciddi orta kulak enfeksiyonu, körlük ve beyin iltihabı görülür. Gelişmekte olan ülkelerde her 20 kızamık vakasından biri kaybedilmektedir.
Kızamık Hastalığından Korunma Yolları Nelerdir?
Hastalıktan korunmanın tek yolu aşılamadır.
Kızamık Aşısı Uygulama Takvimi Nasıldır?
Kızamık aşısı, çocukluk dönemi aşı takviminde KKK (Kızamık- Kızamıkçık- Kabakulak) şeklinde, 12. ayda ve 48.ayına girmiş olan tüm çocuklara 2 doz olarak ücretsiz uygulanmaktadır. Gerekli durumlarda 9-11. Aylardaki bebeklere de ek aşı uygulanmaktadır.
Aşılamanın en önemli etkilerinden birisi de toplumsal bağışıklıktır. Bütün vatandaşlar aşılanma hakkını temel insan hakkı olarak görmelidir." (İLKHA)