Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen programa, İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Birinci Ordu Komutanı Ali Sivri, 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç ve şehit aileleri katıldı.

Fatih Camii Baş İmam Metin Çakar'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Gül, "Üzerinden 7 yıl geçen 15 Temmuz, tarihimizin en büyük ihanetidir. Sadece bir darbe girişimi değil aynı zamanda bir işgal provasıdır. Hepimizin bildiği gibi o gece hainler hür irademize, istikrar ve istikametimize kast ettiler. Cumhurbaşkanımızın canına kast ettiler. Bu alçaklar kendi halkına silah sıktı, kendi polisini bombaladı, sokakları, caddeleri, meydanları ateş altına aldılar. Tanklarımızı, uçaklarımızı, silahlarımızı bize çevirdiler. O gece Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanlara indik. Bayrak olduk, sancak olduk, cesaret olduk. Türkiye'nin en uzun gecesinde kadını, erkeği, yaşlısı, genci ile tek renk, tek yumruk olduk. Hayâsız akına geçit vermedik. Vatan uğruna, bayrak uğruna, millet uğruna Türkiye'de 252 defa şehid olduk. İstanbullumuzda 100 kardeşimizin şehadet şerbeti içtiği o gün milletçe bir destan daha yazdık. O gece anladık ki Çanakkale ruhu yaşıyor, milli mücadele ruhu ölmemiş. O gece gördük ki bağlarımız çok derin, kardeşliğimiz dipdiri. İmanıyla, cesaretiyle, çıplak elleriyle tarihin en büyük destanlarından birini yazan böyle bir milletin mensubu olmaktan iftihar ediyorum." diye konuştu.

"Özgür olmadığınız bir toprakta kendi inancınızı, kendi değerlerinizi yaşayamazsınız"

Programda bir konuşma yapan 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, "Kültürümüz gereği şehitliğin ve gaziliğin ne olduğunu bilen bir milletiz. Ne mutlu ki bu topraklarda dünyaya gelmişiz. Ne mutlu ki böyle bir kültüre sahibiz. Şehitliğin ve gaziliğin ne anlama geldiğini bilen bir millet olarak yeri geldiği zaman seve seve canımızı vermeyi, yeri geldiği zaman uzuvlarımızdan birini vererek gazi olmayı arzu eden bir kültüre, değerlere sahibiz. Bu kültüre sahip olduğumuz için o gün caddelere, sokaklara ve meydanlara çıkan milletimizin bu kültüre sahip fertleri seve seve geri dönmemek adına kendilerini tankların önüne attılar. Hainlerin kurşunlarının önüne göğüslerini siper ettiler. İyi ki bu topraklarda dünyaya gelmişiz, iyi ki böyle bir kültüre şahidiz. Vatanı sevmek imanın bir parçasıdır. Dolayısıyla kimisine göre dünyalık kazanımları bir şey ifade eder. Ancak bizim kültürümüze göre vatan sevgisi her şeyin üzerindedir. Çünkü özgür bir vatanda yaşamak kendi kültürümüzü ve kendi değerlerimizi özgürce yaşamayı beraberinde getirir. Özgür olmadığınız bir toprakta kendi inancınızı, kendi değerlerinizi yaşayamazsınız. Kendi değerinizi yaşamadığınız takdirde inandığımız sonsuzluk âleminde ne ile karşılaşacağımızı sizin takdirlerinize bırakıyorum. Bin yıl bu topraklarda hâkim bir kültüre sahip bir medeniyet inşa etmiş ecdadın torunları olarak bu anlayışta olduğumuz için o gün 15 Temmuz'da seve seve tankların altına yatanlar, top mermilerine göğüslerini siper eden insanlar geride öyle bir anlamlı bir duruş sergilediler ki eminim burada bulunan herkes ve bundan sonra gelecek kuşaklarımız bu ruhla, bu topraklara sahip çıkacak. Yalnız ülkemizde değil dünyada da bir medeniyeti beraberce inşa edeceğiz." şeklinde konuştu. (İLKHA)