Emekli Memur-Sen tarafından 81 il teşkilatlarınca düzenlenen basın açıklamasında Emekli Memur-Sen Başkanı Ali Küçükkösen, emeklilerin geçim derdi yaşamadan hürmet görmeyi hak ettiklerini belirterek “Emeklilik sadece devlete yük, sosyal güvenliğe maliyet, hazineye gider değil; yıllarca emek verilmiş, katkı sunulmuş, alın teri akıtılmış, vergisini eksiksiz yatırmış bir sürecin kazanımıdır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “En düşük memur maaşı da 22 bin lirayı bulacak. Memur maaşlarındaki bu artışlar otomatik olarak emeklilerine yansıyacak.” sözünü hatırlatan Küçükkösen, buna rağmen emekliler tarafından kabul edilebilir bir artış oranı kararı çıkmadığını vurguladı.

“Hiçbir emekli tarafından hesap edilmeyen, edilmesine imkân dahi verilmeyen bu artış oranı; ne mali disiplinle, ne sıkılaşma politikasıyla ne de 'Büyük Türkiye' vizyonuyla maalesef uyuşmamaktadır.” diyen Küçükkösen “Kamu görevlilerine yüzde 17,55 oransal artış ve 8 bin 77 lira seyyanen zam; kamu görevlisi emeklisine ise ekonomik kayıplardan bağımsız, piyasa gerçeklerinden uzak, hane giderlerinden habersiz, sadece yüzde 25 zam layık görüldü. Yapılan zam ile 9 bin 800 liraya çıkarılan en düşük emekli kamu görevlisi aylığının mevcut asgari ücretin altında kalması hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmamaktadır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Çalışırken dikkate alınmayan kalemler emekli aylığını düşürüyor”

Sabit gelirlilerin ve kamu görevlilerinin enflasyon karşısında alım gücü düşüklüğü yaşadığına değinen Küçükkösen “Kira fiyatlarında yaşanan artışlar, emtia fiyatlarındaki yükselişler, gelirden daha çok artan giderler ve en düşük emekli kamu görevlisi aylığının asgari ücretin altında kaldığı görülerek artış yapılmalı, en düşük kamu görevlisi aylığı adil bir ücrete kavuşmalıdır. Kaldı ki bu rakamlar Emekli Sandığı Kanununa göre hesaplanmışken, 5510 sayılı Kanundaki mağduriyet çok daha büyük bir boyuta ulaşmıştır. Çalışırken hak edilen fakat emekli aylığı hesabında dikkate alınmayan birçok kalem, emekli aylığını düşürmektedir. Çalışan ile emekli arasındaki rakamsal farklılığın giderilmesi gerekir. Emekli olup geçim derdi yaşamayı mı yoksa kamu personel sistemini ve personel istihdamını olumsuz etkileyecek şekilde zorunlu emekliliğe kadar çalışmayı mı tercih edeceğimizi bilemediğimiz bir sistem dayatılıyor. Emekli kamu görevlileri bu artışlardan sonra; göreve geri dönmeyi istiyor, düşük emekli aylıkları altında ezilmek istemiyor.” şeklinde konuştu.

“Emeklilerin temsil hakkı sağlanmalıdır”

Emeklilere ilişkin düzenlemelerin ilgili sosyal mekanizmalarda belirlendiğini ancak emeklilerin bu mekanizmalarda temsil edilmediğine dikkat çeken Küçükkösen, “Emekli kamu görevlilerinin maaş artışları masada belirleniyor. Emeklileri temsil edecek sendikaya izin verilmiyor. Yasal mevzuat sizi ilgilendiriyor fakat sizi masadan uzak tutmak için yasanın değiştirilmesine direniliyor. Memur-Sen olmasa emeklilerin sesi bile duyulmuyor. Emekliler, geçim derdiyle yaşamak mecburiyetinde kalıyorlar. Emekliler, torununa harçlık verirken markette alışveriş yaparken ve hayatının diğer alanlarında gelir düşüklüğünü ve geçim sıkıntısını hissetmek istemiyor. Derdimiz, kıymeti mazide kalan anlayışını ortadan kaldırarak; tarihe yön vermiş, ülkemizin birikimini artırmış kamu görevlisi emeklilerini adil ve hakkı olana kavuşturmaktır. Biz farklı olanı, ayrı olanı ya da hakkımız olmayanı istemiyoruz. Kamu personel sistemi; çalışan ve emeklisiyle bir bütünlük içerisinde, adil bir zeminde bugüne kadar varlığını sürdürmüştür. Yeni düzenlemeyle olmaması gerekene mevzuatta yer vererek toplumsal huzursuzluğu artırmak, mevcut sistemi bozan bir yöntemdir.” diye konuştu.

“Seyyanen zam emekliler için de geçerli olmalıdır”

Düşük artış oranıyla; bütçeye tasarruf oluşturmak için enerji harcanırken, sosyal maliyetin gözden kaçırılmaması gerektiğini ifade eden Küçükkösen seyyanen zammın tüm kamu görevlisi emeklileri için de geçerli olmasını istediklerini belirterek “Yüzde 17,55 artış oranı uygulandıktan sonra aylık bağlama oranı üzerinden 8 bin 77 lira seyyanen zam yansıtılmalı, ortadaki karışıklık ve kargaşa giderilmelidir. Türkiye, Ülkesi için emek verenlere ve devletine gönül verenlere hesap makinesinin küçük rakamlarıyla hesap yapmayacak kadar büyük bir devlettir. Büyük ve Güçlü Türkiye vizyonuna yakışan, 100. yılında emeklisini mağdur etmeyecek düzenlemeleri hayata geçirmektir. Bu sebeplerle, Komisyon aşamasında emeklilere yönelik atılan adımın devamı Genel Kurul aşamasında da gelmeli, emekliler tarafından endişeye ve huzursuzluğa neden olacak Kanun Teklifi onarılmalı, emeklilerin refahını iyileştirmeye yönelik tamiri yapılmalıdır.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)