Çocukların küçük yaşlardan itibaren televizyon ekranlarına veya tablet ve telefon üzerinden sosyal medya ağına maruz bırakılmasının bireyler üzerinde oluşturduğu psikolojik ve sosyolojik sorunlara dikkat çeken Uzman Aile Danışmanı Adnan Kalkan, burada en önemli etkenin ailenin yaklaşımı ve durumu takip süreci olduğunun altını çizdi.

Uzman Aile Danışmanı Adnan Kalkan

Teknoloji bağımlılığı son zamanlarda artmaya başladığını ifade eden Kalkan, özellikle covid-19 döneminde uzaktan eğitimin tabletlerle yapılmasına başlanmasıyla birlikte TV üzerinden yapılan programların teknoloji bağımlılığında çok ciddi bir etken olduğunu söyledi.

"Teknoloji bağımlılığı, beyinin mantık-muhakeme sürecinde hasara uğramasına neden olabilir"

Ailelerin günümüzde fark etmesi gereken hususlara dikkat çeken Kalkan, "Teknoloji kullanımından kaynaklı hem nörolojik hem patolojik hem psikolojik problemlerle beraber sosyolojik sorunlar ortaya çıkıyor. Mesela teknolojiyi uzun süreli kullanımlar neticesinde dikkat, hafıza, konsantrasyon, mantık, muhakeme sorunu ortaya çıkıyor. Dikkat dağınıklığı hiper aktiviteye kadar gidebiliyor." dedi.

Kalkan, "Patolojik olarak bedende göz yanması, bel ve boyun ağrısı, parmaklarda hissizleşme gibi bazı problemler ortaya çıkıyor. Burada asıl mesele beyinin mantık-muhakeme sürecinde hasara uğraması ve bunun zayıflamasıyla birlikte kişinin duygularında dahi problemler ortaya çıkıyor." diye belirtti.

Teknoloji bağımlılığı denildiğinde durumun masum olarak görülmemesi gerektiğini kaydeden Kalkan, "Çünkü zamanla öyle bir hale geliyor ki ruhsal hastalıklara, davranış bozukluklarına sebep olabiliyor ve aynı zamanda beyinin düşünce sağlığını bozabiliyor. Bunun neticesinde hissizleşme süreci başlayabiliyor. Yani çocuk birine vurduktan sonra muhakeme zayıfladığı için olaya 'ne olmuş ki' gözüyle bakar. Onun için bu sürece dikkat edilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.

"Bağımlılık, annenin işini yapmak için çocuğa çizgi film açmasıyla başlar"

"Anne baba teknoloji bağımlılığının zararlarını fark ettikten sonra çözüm arayışlarına girmelidir" diyen Kalkan, özellikle pedagojik olarak anne babaların dikkat etmesi gereken şeyin çocuğa telefonu verdikten sonra kendince çocuğu oyalamaya çalıştığını fakat çocuğa verdiği zararın farkında olmadığını belirterek bağımlılığın anne işini yapmak için çizgi film açmasıyla başladığını söyledi.

Teknoloji bağımlılığının en önemli zararlarından bir tanesinin de asosyallik olduğunu sözlerine ekleyen Kalkan şu ifadelere yer verdi:

"Asosyallik, kişinin teknolojiyi fazla kullanımdan dolayı sosyal hayattan çekip dijital hayata girmesidir. Bu dijital hayatta herhangi bir sorumluluk yok. Kendini istediği gibi zengin ya da güç veya makam sahibi lanse edebildiğinden ve bunu kimse sorgulamadığından daha cazibeli hale gelebiliyor. Haliyle dijital alanda istediği gibi hareket edebildiği için dijitalin elinden alınması durumunda çocuk öfkelenmesiyle beraber gerçek hayata döndüğünde ders, okul, sorumluluk, iş ve kazanması gereken bir hayatın olduğunu fark edince kişiye ağır gelir. Bu da gerçek hayattan kopup tekrar dijital hayata geçmesiyle beraber okuldan uzaklaşma süreci de söz konusu olur. Fazla teknoloji kullanan gençlerde akademik başarı düştüğü için okula gitmek istemez."

"Çocuğun eline almasını istemediğiniz bir şeyin yerine alternatif üretin"

Önümüzdeki 3-5 yılda en yoğun çalışılan kliniklerden bir tanesinin bağımlılık kliniği olacağını dile getiren Kalkan, "Bu diğer patolojik süreçler gibi değil, ameliyatla halledilemiyor, çözümü zordur. Onun için ilk baştan yani çocukluktan itibaren anne baba çocuklarına vakit ayırması, birlikte zekâ oyunları oynaması, elifbadan Kur'an-ı Kerim öğretimine kadar zamanını doldurması gerekir ki çocuk tekrar telefon, bilgisayar, televizyon ve tablete bir şekilde sarılmasın. Bu pedagojinin önemli bir yönüdür. Yani çocuğun almasını istemediğiniz bir şeyin yerine başka bir şey koyun." şeklinde konuştu.

Teknoloji bağımlılığını önlemenin yollarını sıralayan Kalkan, "Teknoloji bağımlılığını önlemenin yolu elindeki telefonu aldığımızda yerine oyuncak verebilmeli, 'bırak şu televizyon izlemeyi' demek yerine 'gel şu faaliyeti birlikte yapalım' diyebilmeliyiz. Şayet bunu yapabilirsek hem teknoloji bağımlılığının meydana getirebileceği zararları önlemiş olacağız hem de çocuklarımızı bu süreçten kurtarmış olacağız. Özellikle gençlerimiz ve çocuklarımız ellerine aldıkları o telefon, bilgisayar ve tabletle sosyal medya üzerinden çok ahlakdışı ve inancımıza aykırı sitelere de girebiliyor, onların ahlakıyla ahlaklanmaya başlıyorlar. Bunun içerisinde eşcinselliği pompalayan siteler olduğu gibi şiddet içerikli sosyal medya platformları da olabiliyor." ifadelerini kullandı.

Kalkan, "Burada en güzel şey alternatif birtakım çalışmalar yapabilmek, çocuklarla ve gençlerle beraber vakit geçirebilmek ve aile içerisinde huzur ortamı oluşturabilmek bütün bağımlılıkların da bağımlılıkları ortaya çıkaran problemlerinde kaldırılmasına en büyük çözümdür diyebiliriz." dedi. (İLKHA)