Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Zelenskiy önce heyetler arası daha sonra da baş başa görüşmeler gerçekleştirdiler ve ele aldıkları konuları basın toplantısında kamuoyuyla paylaştılar. Ziyaret kapsamında iki ülke arasında Stratejik Endüstriler Alanında Mutabakat Zaptı da imzalandı.
İki cumhurbaşkanının açıklamaları ve üzerinde uzlaşıya varılan unsurlar, Türkiye’nin devam eden savaş ve yarattığı etkilerin ortadan kaldırılması açısından bundan sonraki süreçte etkinliğini artırma işareti olarak görüldü.
NATO üyeliği için ‘sürpriz’ destek
Erdoğan’ın açıklamalarında en dikkat çeken unsurlardan biri “Ukrayna’nın NATO üyeliğini hak ettiğine” ilişkin kısım oldu. Zelenskiy, 11-12 Temmuz’da yapılacak Vilnius NATO liderler zirvesi sırasında ülkesinin NATO üyeliği için açık bir mesajın verilmesini ve resmi davette bulunulmasını istiyor.
Başta ABD ve Almanya gibi önde gelen müttefikler, savaşın devam ettiği bir süreçte böyle bir adım atılmasına sıcak bakmıyor. Diğer bazı üyeler de “savaş bittikten sonra” bu yönde bir sürecin değerlendirilmesinden yana.
Ankara’nın temel politikası, sıcak çatışmanın sürdüğü bir ortamda Ukrayna’nın üyeliğinin çok da gerçekçi olmayacağına işaret ediyor. Bu nedenle Erdoğan’ın açık bir şekilde bu desteği vermesi dikkat çekici bir değerlendirme olarak görülüyor. Ancak ittifak içinde bu konuda net bir pozisyonun olmaması, özellikle ABD’nin tavrının değişmemiş olması zirve sırasında Ukrayna’nın üyeliğinin yolunu açacak bir kararın çıkması da beklenmiyor.
İsveç’e farklı tutum
Erdoğan, Zelenskiy ile buluşmasından saatlerce önce İstanbul’da yaptığı bir konuşmada, İsveç’in beklediği onayın hala zorda olduğunu kayda geçirdi. Ancak bunu söylerken Türkiye’nin NATO’nun açık kapı politikasını desteklediğini, Haziran 2022’de imzalanan üçlü mutabakata uyan Finlandiya’nın Mart ayı sonunda ittifaka katılım için Ankara’dan yeşil ışık aldığını anımsattı.
Erdoğan, benzer şekilde Ukrayna’nın tam üyeliğini hak ettiğini belirterek, Türkiye’nin genişleme perspektifine uygun davrandığını bir kez daha ifade etmiş oldu.
Vilnius Zirvesi öncesi mesajlar
Erdoğan’ın Ukrayna’ya dönük güçlü mesajları, NATO üyeliği ile sınırlı olmadı. Rusya’nın başlattığı savaşın kabul edilemez olduğunu, Ukrayna devleti ve halkının topraklarını korumak için mücadele ettiğini belirten Erdoğan, Türkiye’nin hem savaş boyunca hem de savaştan sonra ülkenin yeniden inşasında Ukrayna’nın yanında olacağının altını çizdi.
Türkiye ile Ukrayna, 2014 Kırım’ın işgalinden bu yana özellikle savunma sanayi alanında yoğun işbirliği içine girdi. Tank motoru, helikopter üretimi gibi alanlarda ortak projelerin yanı sıra savaşın başlamasının hemen ardından insansız hava araçları (İHA) ve silahlı insansız hava araçları (SİHA) da gündeme geldi.
Zelenskiy, dün imzalanan Stratejik Endüstriler Alanında Müzakere Zaptı kapsamında Erdoğan ile farklı projeleri ele aldıklarını kaydederek, “Ukrayna ve Türkiye bu projeleri birlikte gerçekleştirebilir. Bu tarz işbirlikleri, gerek savunma sanayisi işbirliğini gerek teknoloji gelişimini, aynı zamanda İHA üretimi ve diğer stratejik alanları kapsıyor,” değerlendirmesini yaptı.
Ukrayna lideri Türkiye’nin desteğinden minnettar olduğunu da dile getirdi.
Türkiye’nin Ukrayna’ya bu desteği, son dönemde İsveç’in üyeliği üzerinden Ankara’ya yapılan eleştirilerin ve baskının arttığı bir döneme rastlaması açısından da dikkat çekici. Bu eleştirilerin kaynağında İsveç’in katılımının gecikmesinin Rusya’ya yaradığı ve Ankara-Moskova arasındaki ikili ekonomik, enerji ve siyasi işbirliğinin derinleştiği unsurları yer alıyor.
Zelenskiy ile görüşmesinde verdiği mesajları Vilnius Zirvesi sırasında da tekrarlaması beklenen Erdoğan’ın böylece Türkiye’ye dönük bu izlenimi değiştirmek arayışında olduğu değerlendiriliyor.
İki tarafla diyaloğa devam
Erdoğan’ın bir önemli mesajı da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ağustos ayında Türkiye’ye ziyaret gerçekleştireceği oldu.
Ziyaret gerçekleşirse Putin, savaşın başlamasından bu yana ilk kez bir NATO ülkesini ziyaret etmiş olacak.
Böylece, Türkiye, eleştirilere rağmen, her iki tarafla görüşebilen nadir ülkelerden biri olma statüsünden geri adım atmayacağını ortaya koymuş olacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre, Türkiye’nin Putin ve Zelenskiy ile yürüttüğü diyalog kapsamında üç önemli süreç bulunuyor.
Bunların başında ateşkesin sağlanması ve tarafların kalıcı bir barış antlaşmasını müzakere etmeye başlamaları geliyor.
“Adil bir barışın kaybedeni olmaz,” ifadesini kullanan Erdoğan, bu aşamaya gelinmesi durumunda Türkiye’nin destek vermeye hazır olduğu mesajını da vermiş oldu.
İkinci bir pazarlık ise esir takası üzerinden devam ediyor. Türkiye, geçen sene Ukrayna ve Rusya arasında kapsamlı bir esir takasının gerçekleşmesinde önemli rol oynadı.
Tahıl Koridoru devam edecek mi?
Üçüncü ve daha önemli konu ise Temmuz 2022’de başlayan Karadeniz Tahıl Girişimi’nin devamının sağlanması.
Türkiye ve BM’nin girişimleriyle gerçekleşen tahıl girişimi, savaş nedeniyle dünyadaki hububat, gübre diğer ürünlerin arzının azalması ve gıda fiyatlarının artış göstermesi üzerine Ukrayna ve Rusya ile yapılan iki ayrı anlaşmayı kapsıyor.
Ancak Rusya, uygulanan ikincil yaptırımlar nedeniyle kendi ürünlerini dünya pazarlarına gönderemediği gerekçesiyle girişimi 17 Temmuz’dan sonra uzatmama niyetinde.
Türkiye ve BM, Rusya ve diğer ilgili aktörlerle sorunun aşılması için çalışmalarını sürdürüyor.
Erdoğan, bu konuda, “17 Temmuz sonrasını daha ne kadar uzatabiliriz, bunun da çalışması içerisindeyiz. Temennimiz odur ki yani bu 2 ayda bir değil hiç olmazsa en azından 3 ayda bir olması gibi bir beklentimiz var. Bu gayreti bu şekilde yapıp, süreyi de hiç olmazsa 2 yıla çıkarmak gibi bir gayretin içerisinde olacağız,” ifadelerini kullandı.
Tahıl koridorunun devamı Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşı kapsamında oynadığı rolün devam etmesi açısından büyük önem taşıyor.
Türkiye, savaşın başlamasının hemen ardından Montreux Boğazlar Sözleşmesi uyarınca İstanbul ve Çanakkale boğazlarından savaş gemisi geçişini yasaklamış ve savaşın Karadeniz’e yayılması politikasını izlemişti.