BİTLİS-Mısır'da yapılan katliamı tel'in etmek için Cuma namazından sonra tarihi Ulu Cami önünde bir basın açıklaması yapıldı. Best-Der'in organize ettiği protesto gösterisine birçok Sivil Toplum Kuruluşunun yanı sıra siyasi partilerde destek verdi. Kitlesel basın açıklamasını Best-Der Başkanı Cengiz Karakaya okudu.

 

Basın açıklamasına katılan yüzlerce kişi, hep bir ağızdan tekbir getirerek çeşitli sloganlar attı.

 

Batı'nın ikiyüzlülüğü ve çifte standartçılığı gün gibi aşikâr olmuştur

Basın açıklamasını okuyan Karakaya, Amerika, İsrail ve batı kuklası darbeci Mısır yönetiminin tarihte eşine az rastlanır bir katliam gerçekleştirdiğini belirterek, "İnsanlıktan nasibini almamış bu İslam ve insanlık düşmanı darbeci yönetim, ağababaları olan Amerika ve İsrail'i bile kıskandıracak derecede bir vahşete imza atmıştır. Darbenin yapıldığı günden bu yana ki süreçte sözüm ona demokrat Batı'nın ikiyüzlülüğü ve çifte standartçılığı gün gibi aşikâr olmuştur" dedi.

 

Yapılan darbe İsrail'in bölgedeki varlığını teminat altına almaya yöneliktir

Yapılanların İsrail'in bölgedeki varlığını teminat altına almaya yönelik olduğuna dikkat çeken Karakaya, "Mazlum coğrafyanın Müslümanları olan bizler, bu aşağılık sefil yaratıkları ve onların demokrasi, özgürlük, barış gibi kulağa hoş gelen; ama içi boş süslü söylemlerini tanıyoruz, biliyoruz. Ve yine bizler biliyoruz ki, batının demokrasi siyaseti; terörist İsrail'in bölgedeki varlığının teminat altına alınması ve güvenliğidir.

 

Yapılan devrimler İsrail'in ve emperyalist batının çıkarlarına zarar vermiyorsa, desteklenmesi gereken birer halk harekâtıdır. Siyasi ve medya baskısı kullanılarak oradaki yönetim ya uzaklaştırılır veya Arap ülkelerinin başındaki satılmış modern köleler gibi işbirliği karşılığında o ülkelerin başında bırakılır. Daha sonra bu kukla yönetimlere kimi zaman satılan, kimi zaman da yardım adı altında gönderilen silahları, kendi halkına karşı kullanılmasına göz yumulur." dedi.

 

Müslümanların arasına nifak koyarak onları parçalayan ABD ve İsrail'dir

"Türkiye'de gezi parkı olaylarında bu süreci yaşamadık mı?" diye soran Karakaya, "Ülke genelinde gerçekleşen olaylarda dört vatandaş hayatını kaybetmişti. Amerika ve Avrupa Birliği, onlarca açıklama yaparak Hükümeti; yapılan Demokratik (!) Barışçıl (!) gösterilere karşı müsamahalı ve saygılı olmaya davet etmişlerdi. Ve işte Mısır, seçimlerle işbaşına gelmiş bir hükümet, yapılan gayri meşru bir darbe, işlenen vahşet ve katliam. Bir günde tam 2450 Müslüman katledildi. Ve ölü sayısı gün geçtikçe artıyor. On binlerce insan yaralandı ve onlarcası diri diri yakıldı. Ve tüm bunlar medeni(!) dünyanın gözleri önünde gerçekleşti.

 

Şimdi soruyoruz: Nerede o demokrat (!) Batı? Nerede insan hakları havarileri? Biz inanıyoruz ki: Yaşanan bu süreçte ABD, İsrail, AB ve aşağılık Suudi hanedanının desteği olmasaydı, Mısır'da ne darbe gerçekleşirdi ne de bu katliamlar yaşanırdı. Suriye'de yaşanılan iç savaş, Irak'ta, Pakistan'da ve Afganistan'da patlayan bombalar da aynı merkezin kontrolündedir. İslam coğrafyasını yerli işbirlikçileri aracılığıyla parçalara ayıran, aramıza yapay sınırlar koyan, durmadan düşmanlık üretip kaos ortamı sağlayan; sonrada arabulucu(!) ve barış gücü (!) rolleriyle topraklarımıza gelip ifsat çalışmalarını sinsice yürüten, yine bunlardır" diye konuştu.

 

Bu gerçek, bu coğrafyanın her insanı tarafından mutlaka fark edilmelidir

Artık mustazafların kendi halkına zulmeden iktidarları, yapılan İslami devrimlerle alaşağı ederek Müslümanları gaflet uykusundan uyandırdığını hatırlatan Karakaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Mısır, dünya insanlarının imtihanı olmuştur. Müslüman halkların durması gereken yeri işaret etmiştir. Ehli insaf gayri Müslim halkın, zalim olan idarecilerinin zulmünü görmesini sağlamıştır. Mısır, emperyalist, müstekbir batılı liderlerin demokrasi maskelerini düşürmüş; gerçek şeytani yüzlerini herkese göstermiştir.

 

Mısır, İslam ümmeti içindeki bel'amları ve münafıkları deşifre etmiştir

Ve yine Mısır, İslam ümmeti içindeki bel'amları ve münafıkları deşifre etmiştir. Bizler, yapılan bu zulme sesimizi yükseltmezsek, Mısırlı kardeşlerimize desteğimizi sunmazsak, mesuliyet altına girmiş oluruz. Verilen bu şanlı mücadele neticesinde Mescid-i Aksa'nın özgürleşeceğine, Mekke ve Medine'nin bu sefil ve nefsini ilahlaştıran Krallardan kurtulmasına vesile olacağına inancımız tamdır."

 

Bu mücadele tüm ümmetin mücadelesidir

Mısır'daki direnişe destek verilmesi için halka seslenen Karakaya, "Şurası çok açık: Bu direniş, Mısır halkını aşıp tüm dünya mazlumlarının ve hakkını arama mücadelesi verenlerin direnişidir. Bu direniş kırılmamalı ve amacına mutlaka ulaşmalıdır. Yüz yıllık makûs talihimizi yenerek gerçek anlamda bağımsızlık, özgürlük ve hukuk ekseninde irademize sahip çıkma mücadelesidir. Küresel güçlerin topyekûn savaşına karşı tüm dünya mazlumlarının topyekûn direnme meşalesi Mısır halkı tarafından büyük bedeller ödenerek yanmaya devam etmektedir. Bu meşalenin söndürülmesine fırsat verilmemelidir.
Hepimiz, her yerde ve meşru olan bütün yollarla Mısır halkının bu meşru, haklı ve onurlu mücadelesine katkıda bulunmalıyız. Halkımızı ve hemşerilerimizi bu konuda daha çok duyarlı olmaya, yapılacak etkinliklere daha güçlü bir şekilde sahip çıkmaya ve Mısırlı kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını hissettirmeye çağırıyoruz" diye çağrıda bulundu.

 

Daha sonra basın açıklamasında, iradesine ve haklarına sahip çıkmak için meydanlarda bulunmaktan başka suçu olmayan Mısır'lı mazlum halktan vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, hayatını kaybedenlerin yakınlarına da Allah'tan sabır ve metanet dilendi. Toplanan kalabalık tekbirler eşliğinde sessizce dağıldı.

 

Basın açıklamasına destek veren STK'lar ve siyasi partiler:

 

Memur Sen ve Memur Sen'e bağlı Toç Bir Sen, Haber Bir Sen, Eğitim Bir Sen, Hür Akademya Derneği, Anadolu Gençlik Derneği, Hür Dava Partisi, Saadet Partisi, Ak Parti. (Şükrü Tontaş-İLKHA)