Muhakkak ki namaz fuhşiyat ve kötülüklerden alı koyar.” (Ankebut 45) Ayete göre namaz kılmayan kim olursa olsun ve kalbi ne kadar temiz olursa olsun mutlaka bir kötülük ve ahlaksızlık içindedir. “Namaz dinin direğidir” buyuruyor Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam. Yani namazı olmayanın dini şuna benzer; Uçmaya çalışan ve belli bir yere kadar uçabilen bir kuşa benzer ve her an düşüp yok olma tehlikesi yaşar.
“Namaz kılmayan kafir değildir ama kafirler namaz kılmaz” buyuruyor Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam. Yani namaz bir haykırıştır tüm cihana ve tüm gayri Müslimlere “Ben Müslümanlardanım” diye bir haykırıştır ve “Ben şeytanın değil, Allah’ın taraftarlarındanım ve Allah’ın kuluyum,” diye.
Namaz insanın beynini yıkar. Bütün pisliklerden, lekelerden ve kötü izlerden. Namaz kişinin ayakta kalma ve dik duruş vesilesidir. Namaz bir haykırıştır tüm yaratılmış ve yaratılmayı bekleyen mahlûkata. Namaz gerçek Rabb’ini bulmaktır ve yanlızca O’na kul olmaktır. Allah Azze ve Celle’nin kelamı ile “Ben insanları ve cinleri yanlız bana kulluk etsinler diye yarattım.” ifadesidir.
Bu yüce ibadeti süslemenin yolları ise yine O güzel Resulün sünnetleriyle olur. Bir ev yaparsınız ama içinde süsü, boyası, güzelliği yoktur. Bu ev sadece başını sokabileceğin bir ev olur. Bütün ihtiyaçları giderilirse, bu oluşuma tam manası ile ev denir. Namazın sünnetleri olmaz ise bu sadece farzı yerine getirmek olup, güzelliğini yani Allah’a yaklaşma vesilesini geride bırakmış oluruz. Allah Azze ve Celle, emrinin yerine getirilmesinden hoşnut olur yalnız fazlası ise yapıldığı takdirde kulunu kendisine yaklaştırıp, fazlasını kendi katında muhafaza ederek onu kuluna en güzel şekilde mükafatı ile iade eder.
Bu yüce ve üstün ibadetin verdiği huzuru alıp da kardeşlerinin bu huzuru alamadığını düşünmeden edemeyiz.
Biz rahat rahat ve huşu içinde ibadet ederken, zorluklar altında ibadet eden kardeşlerimizin var olduğunu hatırlayıp onlarada dua etmeliyiz. “Sizden biriniz kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe (kamil manada) iman etmiş olamaz.” diyor Allah Resulü Aleyhisselatu Vesselam. Biz durmadan bana, bana dersek nasıl imanımızı muhafaza etmiş oluruz?
Hemde Mısır’da, Filistin’de, Suriye’de, Arakan’da ve vücudun diğer azalarının bulunduğu diyarlarda kardeşleri kan ağlarken? Bizler Allah’ın verdiği rahatlık ve bolluk içindeyken bana dersek, kardeşlerimize bir haksızlık yapmış olmaz mıyız? Dualarımız her zaman kardeşlerimize olsun, çünkü zaten Rahman’ın melekleri “Amin, bir mislide sana olsun’’ diye dua ediyor. Kendimizi unutmamız gerekiyor artık. Çünkü kardeşlerimiz bizi bekliyor…
Doğruhaber