Kurban Bayramı ile et tüketiminin artacağı şu günlerde mideyi yormamak için beslenmeye dikkat etmek büyük önem taşıyor.
Diyetisyen Semira Avcı, etin haşlama ve ızgarada pişirilerek tüketilmesini tavsiye ederek etin sebzelerle birlikte pişirilmesi gerektiğini önerdi.
Etin büyük parçalar halinde buzdolabına koyulmaması gerektiğini söyleyen Avcı, eksi 18 derecede 3 ay süreyle buzlukta muhafaza edilmesini ifade etti.
Avcı, çiğ olan veya az pişmiş olan etin tüketilmesinin hayvanlardan insanlara birçok mikrobun geçmesine neden olabileceğine dikkat çekti.
"Kurbanlıkların veteriner kontrolünden geçmiş olması gerekiyor"
Semira Avcı
Kurban etinin doğru pişirilmesini gerektiğini vurgulayan Avcı, "Bayramlar iyi duyguların iyi dileklerin çoğaldığı güzel günlerdir. Şimdiden herkese sevdikleriyle beraber geçirecekleri huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir bayram diliyorum. Sağlık demişken sağlığın yeterli ve dengeli beslenmeyle sağlandığını unutmamak gerekiyor. Kurban Bayramı'nda seçilen kurbanlıkların veteriner kontrolünden geçmiş olması gerekiyor. Bu şekilde daha sağlıklı olur. Kurban Bayramı'nda eti nasıl pişireceğiniz ve nasıl saklayacağınızı bilmeniz ekstra önemli oluyor. Et ateşe yaklaştıkça kanserojen madde miktarı daha da artacaktır. Yine kızartma işleminde de kanserojen maddeler daha artmaktadır. Sağlık açısından daha sağlıklı olan haşlama ve ızgarayı seçmeniz daha doğru olacaktır." dedi.
"Eti sebzeyle beraber pişirmek daha doğru olacaktır"
Etin kesildikten bir gün sonra tüketilmesi gerektiğini söyleyen Avcı, "Et, diğer sebzelere göre sert bir besin olduğu için sindirimi daha zor oluyor. Hem çeşitliliği sağlamak hem de sindirimi kolaylaştırmak açısından eti herhangi bir sebzeyle beraber pişirmek daha doğru olacaktır. Etin yanına ızgara sebzeler konulması veya bol limonlu bir salatayla beraber tüketilmesi daha doğru olacaktır. Çiğ olan veya az pişmiş olan etin tüketilmesi hayvanlardan İnsanlara geçecek olan birçok mikrobun insan vucüduna geçmesine neden oluyor. Bu yüzden etin doğru bir şekilde pişirilmesi gerekiyor. Et ilk kesildiği zaman daha sert oluyor. Bu yüzden mide ve bağırsak rahatsızlığı olan insanların eti kesildikten bir gün sonra tüketmesi daha doğru olacaktır." diye konuştu.
"Eti buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sararak buzdolabına koyalım"
Etin eksi 18 derecede muhafaza edilmesi gerektiğini dile getiren Avcı, "Eti kestikten sonra büyük parçalar halinde buzdolabına koyulmaması gerekiyor. Her seferinde kullanacağınız miktarı buzdolabı poşetine veya yağlı kâğıda sararak buzdolabına koymanız daha doğru olacaktır. Büyük parçalar halinde koyduğunuz zaman her seferinde çıkarıp eritip tekrar dolaba koymanız bu şekilde bir döngüye giriyor ve et olabildiğince fazla zarar görüyor. Eksi 18 derecede 3 ay süreyle buzdolabımızın buzluk kısmında saklayabiliriz." ifadelerini kullandı.
"Kahvaltı yapmak için etin kesilmesini beklemeyin"
Bayramda hafif bir kahvaltıyla başlanması gerektiğini belirten Avcı, "Sağlıklı beslenme konusunda genel öneriler vermek istiyorum. Güne hafif bir kahvaltıyla başlamanız daha sağlıklı olacaktır. Kahvaltı yapmak için etin kesilmesini beklemeyin, zaten et bir miktar sert oluyor bir süre beklemesi daha iyi olur. Güne hafif bir kahvaltıyla başlayıp öğle yemeğinde et tüketmeniz daha doğru olacaktır. Eti herhangi bir salata veya sebze ızgarasıyla tüketmek daha sağlıklı olacaktır. Akşam vakti kuru baklagiller veya sebze yemeğiyle geçirmeniz daha doğru olacaktır. Sindirim problemlerine yol açmamak için daha çok çiğnenmesi gerekir. Etin zaten sert bir yapısı var bundan dolayı olabildiğince yavaş tüketmeniz gerekiyor. Kilo kontrolünü sağlamak için akşam yemeklerinden 1 saat sonra yürüyüş yapmanız daha faydalı olacaktır." şeklinde konuştu.
Avcı son olarak şu uyarılarda bulundu:
"Ette demir bulunuyor ve bu demirin aktifliğini sağlamak için yanına bol limonla hazırlanmış olan bir yeşil salata hazırlanması gerekiyor. Kırmızı et biraz daha yağlı bir et olduğu için Kalp ve damar hastalığı olan bireylerin daha az yağlı veya yağsız et tercih etmeleri ve doğru pişirme yöntemleriyle tüketmeleri daha doğru olacaktır. Canımız sıkıldıkça kendimizi çikolata ve şeker tabaklarının yanında bulmayalım. Fazlaca misafirperver bir toplumuz ama yeri geldiğinde bazı ikramları geri çevirmemiz gerekiyor. Bayramlar sevdiklerimizle beraber geçirdiğimiz özel günlerdir. Bizimde amacımız keyifli vakit geçirmek olsun." (İLKHA)