BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Tezcan, , “13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil” dedi.
"Değişim liderlik değişimiyle başlar"
Nasıl olacak bu kapasite ikmali?
Değişimin içeriğini söyledik. Örgüt, kadro, program, söylem, anlayış, tutum değişikliği diye. Ama değişimin önce bir motoru, heyecanı olması lazım. Bu moral bozukluğunu ortadan kaldıracak bir çıkışa ihtiyaç var. Onun için değişim önce liderlik değişimiyle başlar. Çünkü büyük değişimler liderlik değişimiyle başlamıştır. Aslında 2010 yılında övdüğüm o önemli dönüşüm, liderlik değişimiyle başladı.
Rahmetli Deniz Bey’in davaya çok büyük katkıları oldu. Çok iyi bir siyasetçiydi. Ama o da tıkanmıştı. 2010 yılında Kemal Bey'in gelişi morali, motivasyonu, büyük dönüşümün altyapısını hazırladı. Heyecan olmadan dönüşüm olmaz. Hele de böyle büyük bir travmanın yaşandığı yerde, 13 yıl genel başkanlık yaptıktan sonra, bir kere değişim öncelikle genel başkanla olmalı. Genel başkanla birlikte liderlik kadrosunun değişmesi lazım. Ben de dahil.
Yani hiç kimse bu süreç içerisindeki sorumluluğunu kenara bırakıp, “Şu değişsin ama ben kalayım” deme hakkına sahip değil. Tekrar görev düşerse tekrar yaparız ama bu bilinçle yaparız.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, seçime kadar partinin başında kalma eğiliminde olduğunu ifade ediyor...
Siyaset biliminde iktidarın muhafazakarlaşması diye bir bakış vardır. Bu iktidar, sadece ülkedeki iktidar değil. Partilerde de iktidarlar vardır. Ve parti içindeki iktidarlar uzun süre iktidarda kaldıkları zaman kendileri muhafazakarlaşmaya başlarlar. CHP’de de Kemal Bey'in baştaki devrimci liderliği şimdi muhafazakarlaşmaya başladı. İktidarın muhafazakarlaşması sürecini yaşıyoruz. Biz de o muhafazakarlaşmaya katkıda bulunduk, bir dönem parçası olduk. Ve bugün hepimizin cesaretle bunu görüp bu dönüşüme imkan vermemiz lazım.
Parti içi iktidarın, liderliğin, lider kadronun yerleşik alışkanlıkları vardır. Kişiler değişmeden alışkanlıkları değiştirmek zordur. Genel başkanın ilk döneminde bunu anlayabiliriz. Ama 13 yıl sonra en önemli, kazanmaya bizim en yakın olduğumuz, iktidarın da depremden pandemiye, ekonomik krize kadar üç önemli büyük krizi yaşadığı sürecin arkasından yapılan seçimi kaybettik. O zaman sadece liderin dışındaki lider kadrosunun değişmesiyle olmuyor.