Kılıçdaroğlu'nun seçim yenilgisinin CHP içindeki olağanüstü kurultay süreçlerine bağlayan Tanrıkulu, şu açıklamalarda bulundu:
2011'den 2016'ya kadar Genel Başkan'a neredeyse genel başkanlık yaptırılmadı. Biz o zaman bazı arkadaşlarımızla birlikte partinin bütün eziyetini çektik. Devamlı olağanüstü kurultay süreçleri yaşandı ve Kemal Bey partinin içiyle uğraşmaktan önünü göremedi. Tüzük kurultayları oldu, imzalar toplandı, bunlarla uğraşıldı. Kemal Bey ancak 2016'dan itibaren Türkiye için bir vizyon kurmaya ve partiyi daha geniş kesimlere açma konusunda odaklanabildi. Ama o süreçte de biz olamadık işte.
Genel Başkanımız eksik kaldığımız ve başarılı olamadığımız bu süreçlere rağmen halkımız ve partimiz için en doğru kararı ortak akılla ve kişisel beklentilerden uzak bir yaklaşım içerisinde alacak olgunluğa da deneyime de sahiptir.
2015 Haziran seçimlerinde ben Genel Başkan Yardımcısı'ydım ve Genel Başkan'ın metinlerinin hazırlanmasının sorumlularından bir tanesi bendim, hatta nerdeyse tek sorumlusuydum. Haziran 2015 CHP'nin yaptığı en başarılı kampanyaydı. Ve Adalet Kalkınma Partisi iktidardan düştü. Tek başına iktidar olamadılar. Bizim kampanyamız o açıdan başarılı olmuştu. Genel Başkan'ın günlük konuşma metinleri o iki doktora öğrencisi tarafından yazıldı, sürekli benim kontrolümden geçti ve öyle Genel Başkan'a gitti. Demem odur ki inanmış insanlarla çok büyük bütçeler olmayan da çok şey yapılabiliyordu. Ben şimdi yaklaşık sekiz yıldır karar alma süreçlerinin dışındayım.