İYİ Parti'nin 3. Olağan Büyük Kurultayı başladı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in tek aday olduğu kurultayda Akşener, oy kullanan 1151 delegenin 1127’sinin oyunu aldı.
İlçe ve il kongrelerini ocak ayı sonunda tamamlayan İYİ Parti, büyük kurultayı 14 Mayıs'taki Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi çalışmaları dolayısıyla ertelemişti. Seçimin ardından sonuçları değerlendiren partinin, 24 Haziran'da yapma kararı aldığı 3. Olağan Büyük Kurultay'da Genel Başkan ile 50 üyeden oluşan Genel İdare Kurulu (GİK) ve 11 üyeden oluşan Merkez Disiplin Kurulu (MDK) seçildi.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Vallahi Affetmeyeceğim!
İyi Parti'nin yolculuğu, milletimizin yolculuğudur. Biz bugünlere kolay gelmedik. Yolumuz doğru olduğu için nice çileye katlandık, zorluklara direndik, nice iftiraya göğüs gerdik. Hele bir şey olamadığına öfkelenip içimizden yapılan iftira, hakaret ve çirkinliklere göğüs gerdik. Hiçbir düşmanımın, rakibimin benimle ilgili asla iddia etmedikleri, söylemedikleri pis iftiralara şahit oldum. Ama affetmeyeceğim. Vallahi affetmeyeceğim! Bana iki şey bu ülkede söylenemedi. Kendi arkadaşlarım söyledi! Affetmeyeceğim, hesaplaşacağız! Biz bugünlere koltuk sahibi olmak için gelmedik. Zengin olmak için de gelmedik. Bunu hayal edenler kapı dışarı. Biz bugünlere kendi ikballerimiz için de gelmedik...
200 kişilik kurucular kurulu koyduk. Herkes borç çıkardı! Çocuğunun çikolata parasını koyduğunu iddia ettiler, bazısı, ben master paramı koydum dedi. Biz hanginizden para istedik? Hepiniz buradasınız! Meclis'e girdiniz, milletvekilleri para mı istedik sizden? Bugün sizden para mı isteniyor? Genel merkez yapıldı, 15 liralık çöp kutularını aldım ben. O gün bana, bu parayı nereden buldun diye niye sormadınız? Nasıl buldun, nereden buldun niye demediniz? Çünkü sorumluluk almanız gerekiyordu doğru mu, kaçtınız!
Ama bugün Meral Akşener'i, düşmanlarının suçlamadığı iftiralarla suçladınız, kahrolun!
Sandığa gelmeden, parti içindeki sandıklardan konuşalım. Ben parti kurulduktan, genel başkan seçildikten itibaren demokrasiyi oluşturmaya çalıştım. Önce kurultayda blok liste yaptım, itiraz ettiniz. Sonra, hiç insan işaret etmeden, çarşaf liste yaptım. Anahtar listeler çıktı, seçilemeyenler su koyverdi, itiraz etti. Anladım ki o gün, benim görevim insan seçtirmekmiş! Benim başka bir hakkım, hukukum yokmuş. 20 Eylül 2020'de döndüm, 100 kişilik başka insanların da aday olabileceği bir yarı çarşaf yaptım, onda da kimseyi mutlu edemedim. Ağır çirkinlikler yaşadım. Kurultaylar hesaplaşma yeridir. Ben hesap vereceğim, siz de hesap vereceksiniz!
Öyle çirkinlikler yapıldı ki, günlerce uyuyamadım. Söyleyemeyeceğim öyle pislikler oldu ki... Gördüm ki herkes her şeyi istiyor, yetmiyor. Vekillik olunuyor yetmiyor, GİK üyeliği isteniyor, genel başkan yardımcılığı isteniyor. Kardeşim, kadrolar sınırlı! Bırakın birileri de o görevleri yerine getirsin!
6'lı masa meselesi ortaya çıktı. Şimdi biz fedakarlık yapan insanlarız ya, Türkiye bizim için önde ya. Biz bu parti seçime girebilsin diye CHP'den 15 milletvekili istedik, hayatımın en büyük pişmanlığıdır.
Savaşmalıydık, bileğimizin gücüyle o seçime girmeliydik, girmiyorsak da gereğini yapmalıydık. Savaşmadık!
15 vekil istedik, Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum. Ama o gün bugün 15 milletvekilinin bedelini ödeyemedik. Ömer Seyfettin'in diyetine döndü bu iş.
Biz, psikolojik olarak kendimizi çok kötü hissettik. Ben kendimi çok aşağılanmış hissettim. Çok çaresiz hissettim. Savaşmadık, ben savaşı severim. Ben canımla, kafamla, kellemle top oynamayı severim. Yapamadık. Ben kellemle top oynamayı çok severim. 28 Şubat'ta oynadım. Erdoğan'la ters düştük, umurum, korkum olmadı.
15 milletvekili almak bize kuyruk siyasetine mal oldu! Ama eğriye eğri, doğruya doğru... Bu, Türkiye'ye büyük bir iyilik yaptı. Demokrasinin ne kadar önemli olduğunu, CHP ile yapılan bu işbirliğinin, CHP'ye sahada bulunan her renkten insanların önyargılarının değişmesine sebep oldu. Sonra bu değişme, altılı masayı, Millet İttifakı'nı getirdik.
Sonra bir şey yaptık. Belki de bir borç ödemeydi bilmiyorum. Koray Aydın'ın önerisi... Başarısızlık varsa benimdir. Demokrasi mi diyorsunuz. Şimdi öğreneceğiz hep birlikte. Demokrasinin gereklilikleri, sonuçları var.
Kılıçdaroğlu'ndan randevu aldım gittik. İki parti yerel seçimlere birlikte gitmeyi teklif ettik, sonuçta bir başarı çıktı. Beni en çok etkileyen, üzen ne oldu biliyor musunuz... İstanbul'un seçimini biz değil HDP kazandırdı! Bilmem nereyi biz değil HDP kazandırdı. Yuh muh yok, bugün hesaplaşıyoruz, hesap veriyorum, hesap soracağım sonra!
Artık bu partide şımarıklık bitmiştir. Hadsizlik, saygısızlık bitmiştir! Herkes haddini bilecek. Sonrası çok ilginç oldu. Biz hariç herkes kazanmayı sağladı! O gün anladım ki, İyi Parti, önemli bir kesim tarafından tehdit görülüyor; sadece iktidar değil, muhalefetin bir bölümü için de...
Sonra, seçim geldi. Şimdi seçim için, demokrasi konusunda çok hassasız ya! Demokrasi hassasiyeti yüksek, bugün bize hakaret edenlere söylüyorum! Ne yaptım ben? Ön seçim istedim. Sürenin çok az olduğu söylendi. Her şeye rağmen, bir temayül yapılmasını istedim. Bir heyet kurduk. Bu sonuçlar geldi. Mümkün olduğunca uydum. 16 ilde ön seçim yapmışız, temayül yapmışız. Temayülde geride çıkan arkadaşlarımız, bu meselede sıra sapmaktan tut, her türlü ahlaksızlığı öne koyan açıklamalar yaptılar.
İyi Parti olarak seçim yenilgisine ilişkin muhasebemizi açıkça yaptık. Milletimiz bizden haklarını savunmamızı istedi. Millet iradesinin verdiği bu görevi ciddiyetle yürüteceğiz. Meclisimizde, milletimizi temsil etmesi için seçilen arkadaşlarımız da, memleketin dört bir yanında görevlerini yapacaktır. Verilen her oy çok kıymetli. Bugünden sonra da il il, ilçe ilçe gezerek çalışmaya devam edeceğiz. Milletimizin her bir ferdinin sesini duyurmaya, çözüm üretmeye devam edeceğiz.
Hizmet üzerinden yarışılmadı, kadrolar üzerinden yarışılmadı. Kendi kabiliyetsizliğini gizlemek isteyen iktidarın ortaya yuvarladığı yün yumakları buna imkan vermedi. Yalan üretildi, algı üretildi, milletimizin milli duyguları suistimal edildi. Millet için, milletle beraber yapılan yeni bir siyasetin önü açılmalı. Gerçek bir yeniliği başlatarak, eskinin tozlu sayfalarını geride bırakarak, topyekun bir anlayışa karşı koyarak siyasette bu anlayışı değiştirmenin yolu da 85 milyon insanımızı hayat görüşleri, yaşam biçimleri üzerinden maruz bırakıldığı tanımlardan, kutuplaştırmadan kurtarmaktır.
BUNDAN SONRA SİZE HAYATTA BAŞARILAR DİLİYORUM
Cumhurbaşkanlığı seçimi kaybedildi, pek çok sebep sayılabilir. Önemli olan bunlardan ders çıkarmaktır. Ben uzun zamandır konuşmadım, izledim. Önce Kılıçdaroğlu üzerine yürüdüler, 'kanaat önderleri', elitler... Baktılar ipin ucu kaçtı, bunu dengelemek lazım, birden bire Akşener ve İyi Parti gündeme geldi. Biz çalışmamış o yüzden kaybedilmiş seçim. 45 ilde, sadece kendi seçmenimizin yer aldığı mitingler yaptık. 54 noktada bizzat çalıştık. Şehirlerde vekil adaylarımız 1 oy Meral'e 1 oy Kemal'e diye oy istediler. Bütün bunlara bakınca insafınız kurusun derler! Anlıyorum, eşitlemeye çalışıyorsunuz, korktunuz dengeliyorsunuz. Aynı İstanbul'un kazanılmasının sebebi HDP'dir dediğiniz gibi, iyi, bundan sonra size hayatta başarılar diliyorum!