Toplumların yüzde 20’sinin oldukça şiddetli bir ergenlik geçirdiğini belirten uzmanlar, huzursuzluk ve öfkenin en belirgin ergenlik depresyonu belirtileri olduğunu ifade ediyor.

Hiçbir süreç birbirinden bağımsız değildir

Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanabilen olumsuzluklarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Psikolog Servet Aşan, "Ergenlik dönemi en basit tanımıyla erişkinliğe geçiş dönemidir. Çocukluk döneminden erişkinliğe geçiş dönemindeki en önemli süreçlerden biridir. Ergenlik dönemi, bireyi derin bir karmaşa ile baş başa bırakır. Önceki dönemlerde temel ihtiyaçlara verilen duygusal tepkiler varken ergenlik döneminde bireyin daha bir karmaşa, duygusal ve davranışsal tepkilerde benlik arayışına girmesine neden olur. Bu dönemde karmaşa yaşaması, duygusal dalgalanmalar yaşaması gayet normaldir. Ancak hiçbir dönem birbirinden bağımsız değildir." dedi.

"Ebeveynler birey anlamak için empati kurmalı"

Bireyin yaşam süreci boyunca çocukluk dönemi, ergenlik dönemi, gençlik dönemi, yetişkinlik dönemine, ileri yetişkinlik dönemi gibi süreçlerden geçtiğini belirten Aşan, "Bu dönemlerin hiçbirisi birbirinden bağımsız değildir. Hangi dönemi sağlıksız atlatırsa bir sonraki dönemi de sağlıksız atlatılabilir. Bu yüzden çocukluk dönemi ne kadar sağlıklı atlatılırsa ergenlik dönemi de o kadar sağlıklı atlatılabilir. Yani bireyin ergenlik döneminde yaşadığı bir benlik arayışı, bir kimlik arayışı daha önceki dönemde daha çok atfedilen kimlik üzerineydi. Ancak bu dönemde birey artık kendi kimliğini bulma çabası içerisindedir. Tabiki öfke problemleri, davranışsal problemler, sosyal çevresi ile ilişkilerinin bozulması da görülebiliyor. Çünkü birey kendini bulma arayışı içerisindedir. Ebeveynler için en önemli durum burada bireyi anlayabilmek, empati duygusu kurabilmektir. Birey de bu bağlamda hem kendi duygularını hem de başkalarının duygularını anlaması gerektiği bir süreçtedir. Yani bir önceki dönemi ne kadar sağlıklı atlatırsa bu dönemde saydığımız tüm bu süreçleri sağlıklı atlatabilir." diye konuştu. (İLKHA)