Ankara-

TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, kadın milletvekili sayısının erkek milletvekili sayısına eşit olmasının yolunu açacak bir düzenlemeye imza attı. Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu, cinsiyet ayrımcılığının yanısıra etnik köken ayrımcılığını da engelleyen hükme yer verirken, en çok tartışılan düzenlemelerden biri de başörtülü ya da "türban"lı kadınlara vekillik yolunun açılması oldu.


Daha önce `kamu hizmetine girme hakkı` maddesinde başörtüsüne yeşil ışık yakan TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu, maddeye "Devlet, kadınların siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlardaki hak ve özgürlüklerini kullanmasını ve bunlardan yararlanmasını zorlaştırıcı engelleri ve her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmaya yönelik tedbirleri alır" ifadesi ile

"Kadınların, Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasal partilerin genel merkez ve il örgütleri, üniversiteler ile sendika ve üst kuruluşların yönetim organları, il genel meclisi, il belediye meclisi ve büyükşehir belediye meclisi gibi seçimle gelinen görev ve mevkilerin yanı sıra idare ve yargı organları ile mesleki konumlara erkeklerle eşit katılımını sağlamak amacıyla kota uygulaması da dâhil olmak üzere özel önlemler alınır" ifadesini ekledi.


Söz konusu "devletin, kadınlara yönelik siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlardaki ayrımcılığı önlemesi"ni hükme bağlayan madde ile başörtülü kadınların da milletvekili olabilmesinin yolunun açılacağı değerlendirmeleri yapıldı.
Komisyonun, mutabakat sağladığı "Eşitlik" ve "Çocuk Hakları" maddeleri şöyle:
Eşitlik


Madde 3. (1) Herkes hukuk önünde eşittir.
(2) Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
(3) Hiç kimse, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep, etnik köken (MHP "etnik köken" kavramının madde metninde yer almasını gerekli görmemektedir.) ve diğer sebeplerle ayırımcılığa tabi tutulamaz.
(4) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Devlet, bu eşitliğin hayata geçmesini sağlamak ve kadına yönelik her türlü şiddeti ve kötü muameleyi önlemekle yükümlüdür.


(5) Devlet, kadınların siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlardaki hak ve özgürlüklerini kullanmasını ve bunlardan yararlanmasını zorlaştırıcı engelleri ve her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmaya yönelik tedbirleri alır.
(6) Kadınların, Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasal partilerin genel merkez ve il örgütleri, üniversiteler ile sendika ve üst kuruluşların yönetim organları, il genel meclisi, il belediye meclisi ve büyükşehir belediye meclisi gibi seçimle gelinen görev ve mevkilerin yanı sıra idare ve yargı organları ile mesleki konumlara erkeklerle eşit katılımını sağlamak amacıyla kota uygulaması da dâhil olmak üzere özel önlemler alınır.


(7) Çocuklar, yaşlılar, engelliler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz. Devlet fırsat eşitliğinin sağlanması amacıyla bu kesimler için özel tedbirler alır.
(8) Devlet organları ve kamu görevi ifa edenler eylem ve işlemlerinde, herkesin temel hak ve özgürlükler ile kamu hizmetlerinden hukuk önünde eşitlik ilkesine uygun olarak yararlanmasını sağlamak ve sosyal hayattan dışlanmayı önlemek zorundadır.


Gerekçe notu: Tüm alanlarda kadın erkek eşitliğini hayata geçirmek üzere devlet organları, başta kadın örgütleri olmak üzere ilgili sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde izler.
Not: Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ile ilgili ayrımcılık yasağı gerekçede ifade edilecektir.
Çocuk hakları


Madde 6. (1) Her çocuk, kendi iyiliği için gereken himaye ve bakımdan yararlanma, maddi ve manevi varlığını geliştirme, kendi kültüründen yararlanma (BDP önerisi: ve kendi dilini kullanma) (MHP "kendi kültüründen yararlanma" ibaresine karşı çıkmaktadır.) görüşlerini serbestçe açıklayabilme; cinsel sömürü, şiddet, her türlü kötü muamele ve istismardan korunma, aile içinde yaşamını (hayatını) sürdürme, kendi menfaatine açıkça ters düşmedikçe ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma, anne ve babasını bilme, aile ortamından ayrılması halinde uygun bakımdan yararlanma; barınma, temel sağlık ve sosyal hizmetlerden faydalanma hakkına sahiptir. Devlet, bu fıkrada sayılan hakların kullanımına ilişkin her türlü tedbiri alır.


(2) Çocukla ilgili her durumda çocuğun üstün yararı gözetilir.
(3) Çocukla ilgili kararların alınmasında çocuğun katılımı sağlanır.
(4) Çocuğun tutuksuz yargılanması esastır. Tutukluluk veya hükümlülük hallerinde çocuk yetişkinlerden ayrı olarak ve yaşına uygun kurumlarda bulundurulur.
Gerekçe notu: 18 yaşını doldurmayan herkes çocuktur.