Hazreti Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünnetinden bahsederken vurgulamak istediği hususun Peygamber'in duruşu olduğunu söyleyen Kocaeli Derince İlçe Vaizi Selim Al, mazlumun yanında duruşunun çok önemli olduğunu ve bütün mü'minlere yakışanın mazlumun yanında durmak olduğunu kaydetti.
Allah, İslam dinini Müslümanlara emanet etmiştir diyen Al, İslam'ın haklara riayet dini olduğunu vurgulayarak Müslümanların emanete sahip çıkması gerektiği dile getirdi.
"Bütün müminlere günümüzde yakışan mazlumun ve mağdurun yanında durmaktır"
Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem), mazlumun yanındaki duruşunun bugün Müslümanlar tarafından terk edilmemesi gerektiğini dile getiren Al, "Hepimiz Allah'a iman etmiş müminleriz ve İslam dinine teslim olmuş Müslümanlarız. Peygamber efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bizim rehberimiz, kılavuzumuz, Peygamberimiz ve önderimizdir. Peygamber efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) kendisine peygamberlik gelmeden önce bir cemiyet kuruyor arkadaşlarıyla birlikte. O cemiyetin adına Hilful Fudul deniliyor. Faziletliler, erdemliler cemiyeti. Peygamberimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünnetinden bahsederken bugün benim vurgulamak istediğim en önemli sünneti peygamberin duruşudur. Muhammedî bir duruş. Mazlumların ve mağdurların yanında yer almak. Hilful Fudul cemiyetinin amacı buydu. Bizler mazlumların yanında olalım, zalimlerden mazlumların haklarını alalım ve mazlumlara iade edelim. İşte bu duruş, safını belli etmektir. Güçlünün, muktedir olanın yanında değil, mazlumun yanında olmak. Efendim sakal bırakmak, kılık kıyafeti, sarığı, misvak kullanması, nafile ibadetleri, sosyal hayatın içinde Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) birçok sünneti var unutulmaya yüz tutmuş. Ama mazlumun yanında duruşu çok önemlidir. Bütün müminlere günümüzde yakışan mazlumun ve mağdurun yanında durmaktır." ifadelerini kullandı.
"Biz mümin olduğumuz için Allah, İslam dinini bize emanet etmiştir"
Kocaeli Derince İlçe Vaizi Selim Al
Peygamber efendimizin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) sünnetlerinin unutulmaması gerektiğini dile getiren Al, "Yine peygamberlikten önce Peygamber efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ile özdeşleşmiş olan bir vasfı var; emin ve güvenilir olması. Peygamber'imize (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Muhammed'ül Emin derlerdi. Peygamberimiz gibi düşünmeyen insanlar bile en kıymetli eşyalarını Peygamber efendimize (Sallallahu Aleyhi Vesellem) emanet ederlerdi. Bugün biz Müslümanlar olarak emin ve güvenilir olmamız lazım. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) unutulmaya yüz tutmuş sünnetlerinden en önemlisi budur. Mümin güvenilen ve güven veren kişi demektir. Allah, emanetleri ehline vermemizi emrediyor. Emanet kıymetli şeylerdir. Dolayısıyla biz mümin olduğumuzu dil ile ikrar edip kalp ile tasdik ettiğimiz andan itibaren Allah'a şunu demek istiyoruz: 'Ya Rabbi, ben müminim, güvenilir bir kişiyim. Bana emanetleri verebilirsin.' Allah emanetleri ehline verin derken kendisi emanetleri ehline vermez mi? Biz mümin olduğumuz için Allah, İslam dinini bize emanet etmiştir. Beş vakit namaz bize emanettir, Ramazan ayında oruç bize emanettir, bütün ibadetler ve sosyal hayatın içerisinde muamelat dediğimiz uygulamalar, haklara riayet, diğer insanlarla ilişkilerimiz; komşuluk hakları, eşimizin hakları, evlatlarımızın hakları, anne babalarımızın hakları, işçi isek işverenin hakları, işveren isek işçilerin hakları, sokak canlılarının hakları bize emanettir." ifadelerini kullandı.
"Safımızı netleştirmek mecburiyetindeyiz ve güvenilir bir Müslüman olmalıyız"
İslam'ın haklara riayet dini olduğunu belirten İslam, "Allah, komşumuzu, eşimizi ve evlatlarımızı, malımızı ve mülkümüzü, bedenimizi bize emanet etmiştir. İslam dini bir bütün olarak bize emanettir. Mümin emanetlere sahip çıkan, güvenilen ve güven veren insan demektir. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) en önemli sünnetlerinden biri budur. Güvenilir olmalıyız ve güven vermeliyiz. Emanetlere sahip çıkmalıyız. Güllük gülistanlık bir toplum olsun istiyorsak; emanetlerin ehline verildiği, emanetlere sahip çıkılan bir güven ve huzur toplumu, merhametin yaygın olduğu bir toplum istiyorsak peygamberin izinden gitmeli, O'nun mübarek sünnetleri unutulmamalı. Mazlum ve mağdurun yanından durmak, safımızı netleştirmek mecburiyetindeyiz ve güvenilir bir Müslüman olmalıyız." şeklinde konuştu. (İLKHA)