Yavuz Sultan Selim Dönemi'nin geleneklerinden olan "Sürre Alayı" geleneği bir asır sonra geçen sene yeniden Üsküdar Harem'de icra edilmeye başlanmıştı.

Cumhuriyetin kuruluşuna dek 4 asır boyunca her yıl gerçekleşen Surre-i Hümâyûn, Hac mevsiminden önce Mekke ve Medine halkının ihtiyaçlarını karşılamak için gönderilen para ve hediyelerden oluşmaktaydı.

Haremeyn’e gönderilen para, altın ve hediyelere bu ad verilmiş, bunun için yapılan özel merasime de 'Surre Alayı' denilmiştir.

Mekke ve Medine'de dağıtılan bu yardım geleneği İslam toplumunun kaynaşmasında önemli bir rol oynuyordu.

Hac farizasını yerine getirmek için yola çıkan 170 Hacı adayı Harem'den otobüslere binerek kutsal topraklara gitmek üzere Sabiha Gökçen Havalimanı'na hareket etti.

Harem Meydanı'nda düzenlenen programa Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş, hacı adayları ile yakınları katıldı.

Hacca gidenler arasında Fransa'dan bisikletle yola çıkan Fas asıllı Fransız yazar Nabil Ennasri ve 2 Fransız vatandaşı da vardı.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ennasri ve arkadaşları ile kısa bir süre hasbihal etti.

İmam Hatip Doğan Temiz'in Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş bir konuşma gerçekleştirdi.

580 sene önce İstanbul'un fethinden 10 yıl önce hacıların Harem'den Sürre Alayları ile Harem-i Şerife uğurlandığını ve 104 yıllık aradan sonra geçen sene itibariyle geleneğin tekrar yaşatıldığını hatırlatan Erbaş, "Hac ibadeti İslam'ın en önemli şartlarından birisidir. Durumu iyi, hali vakti yerinde olan yani hac üzerine farz olan insanların bulunduğu yerden Mekke-i Mükerreme'de Beytullah'ı ziyaret etmesi, Kâbe'nin etrafında tavaf etmesi, Safa ve Merve arasında say etmesi; Arafat, Müzdelife, Mina sonra Medine-i Münevver'de Ravzayı Muhatarayı ziyaret edip Ravza'ya yüz sürmesi çok büyük heyecan içeren bir ibadettir." dedi.

"Haccımız bizi daha iyi Müslüman ve insan yapacak"

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş

Hac ibadetinin Müslümanlığı ve insanlığı daha da geliştirmeye katkı sağlayacağını vurgulayan Erbaş, "İbadetlerin hikmeti buradadır. Niçin namaz kılıyoruz? Kur'an-ı Kerim'den öğrendiğimize göre şöyle anlamaya çalışıyoruz. Namaz insanı bütün kötülüklerden uzaklaştırır, alıkoyar. Oruç da Hac da zekât da böyledir. Daha iyi Müslüman, daha iyi insan olmak için Cenab-ı Hak ibadetleri bizlere farz kılmıştır. Dolayısıyla inşallah haccımız bizi daha iyi Müslüman ve insan yapacak. Buna olan inancımızı hep diri tutalım ve doya doya haccımızı yaşamaya çalışalım." şeklinde konuştu.

"İslam, yaşanılan bir dindir; sadece teorik planda kalan değil"

Erbaş konuşmasının devamında, "Döndüğünüzde gençler sizden daha çok istifade etsin. Sizin yaşantınızdan gençler çocuklar daha çok istifade etsin. Çünkü İslam, yaşanılan bir dindir; sadece teorik planda kalan değil, hayatta her şeyiyle gösterilen yaşanılan bir din olması münasebetiyle haccımız, aile hayatımıza güzellik katacak, komşuluk ilişkilerimize, toplumsal ilişkilerimize güzellik katacak. Şimdiden bu niyetle yola çıkın. İnşallah haccınızı en güzel bir şekilde yapmış ve mebrur bir haccı yerine getirmiş olarak dönersiniz." ifadelerini kullandı.

Hacı adayları teşrik tekbirleri ile uğurlanırken, adayların yakınlarına vedası esnasında zaman zaman duygusal anlar yaşandı. (İLKHA)