VAN- Mübarek Ramazan ayında olduğu gibi bayramda da dünyanın çeşitli bölgelerinde zulüm altında olan Müslümanların unutulmaması gerektiğini belirten Vanlı âlim ve kanaat önderleri Ramazan bayramına `Şeker Bayramı` tabirinin kullanılmasına da tepki gösterdi.
 
Bayramların sevinç ve mutluluk günleri olduğunu aktaran kanaat önderleri ve âlimlerden Molla Abdurrahim Timurtaş, Molla Kenan Allahverdi ve Molla Fahrettin Aslan, Bu günlerde günah ve haramların serbest olmadığına vurgu yaptılar.
 
Bayramın Arapça`da âyd kelimesinden geldiğini belirten Molla Abdurrahim Timurtaş, Müslümanların iki bayramının olduğunu ve bunların da iki farz ibadetten sonra geldiğini söyledi.
 
Allah Resulü`nün (sav) Medine`ye hicretlerinden sonra Medinelilerin iki bayram kutladıklarına şahit olduğunu hatırlatan Molla Timurtaş, "Allah Resulü bunların ne olduğunu sorar. Medine halkı bunların bayram olduğunu ve bu iki günde eğlendiklerini söylerler. Bunun üzerine Allah Resulü (sav) Allah`ın (cc) bu bayramların yerine kendilerine iki bayram seçtiğini bunlardan birinin Ramazan diğerinin de Kurban olduğunu belirtir" dedi.
 
"Bayramlar mutluluğun sembolüdür"
Bayramlarda günah işlemenin haram olduğunu ancak mutluluğun, ziyaretleşmenin ve muhabbetin serbest olduğunu, vurgulayan Timurtaş, "Bayramlar mutluluğun sembolüdür. Onun için birbirimize şeker veririz. Çünkü tatlılık madden nasıl güzel ise ikramlaşmak da manen tatlıdır" şeklinde konuştu.
 
"Herkes kendi mahallesindeki insanların bayramına gitmelidir"
Özellikle büyükşehirlerde son zamanlarda sadece insanların kendi akrabalarını ziyaret etiğini hatırlatan Molla Timurtaş, "Elbette kentin hepsini gezmek mümkün değildir. Ancak herkes kendi mahallesindeki kendi çevresindeki komşularını tanıdık-yabancı gözetmeksizin hepsinin bayramına gitmeli. En makul olan şu an için budur" ifadelerini kullandı.
 
"En büyük bayram Müslümanların zulümden kurtulmasıyla olacak"
Bayramın Ramazan ayında orucunu tutan ibadetlerini yapanlar için olduğunu, oruç tutmayan namazlarını kılmayanların olmadığını aktaran Molla Abdurrahim Timurtaş, en büyük bayramın ise İslam âleminin emperyalistlerin, faşistlerin ve komünistlerin zulümlerinin altından çıktığı ve Allah`ın hükümlerine uyduğu zaman olacağını dile getirdi.
Bu günlerin Müminlerin mükâfatlarının dağıtıldığı ve Müslümanların bunlardan dolayı birbirlerini tebrik ettiği günler olduğunu belirten Molla Kenan Allahverdi de, "Yani sen 30 gündür oruç tuttun, aldığın mükâfat mübarek olsun denilir. Fakat oruç tutmayanın bayramı nerde olur" diye sordu.
 
"11 ayıda Ramazan gibi yaşayalım"
Ayrıca kimi Müslümanların da sadece Müslümanlığı ramazan ayıyla sınırlı tutuklarını hatırlatan, Molla Allahverdi, "Ramazan ayı boyunca gece camiye teravih namazına ibadete gider, oruç da tutar. Ramazan bittikten sonra namazı da terk eder, orucu da terk eder, ibadet ve iyilikleri de terk eder. İnsan nasıl camide Müslüman ise sokakta da Müslüman olması lazım. Nasıl ramazan ayında Müslüman ise diğer 11 ayda da Müslüman olması gerekir. Sadece midesiyle değil ağzıyla, gözüyle, kulağıyla tüm azalarıyla oruç tutmalıdır. Ki Hz Peygamberin (sav) `Bu şekilde oruç tutan kimsenin geçmiş tüm günahları af olunur" hadisini hatırlattı.
 
"Bayrama `Şeker Bayramı` diyenler ihanet etmişlerdir"
Bayram gününde kini, nefreti ve dargınlığı terk etmeyen ve başkalarına sataşıp kalplerini kıranların Allah`ın emrine karşı gelmiş gibi günah kazandığını hatırlatan Molla Allahverdi, Ramazan Bayramına şeker bayramı diyen bazı kesimlerin olduğunu ve bunların bu mübarek güne ihanet ettiğini vurguladı.
 
Bayramın bir ay boyunca açlık, susuzluk, insi ve cini şeytanlarla mücadele eden ramazan okulundaki namaz, oruç, infak ve diğer bütün ibadet derslerini hakkıyla verenlerin diploma töreni olduğunu belirten Molla Fahrettin Aslan ise, "Böylesi muhteşem bir ibadetin ödülü de muhteşem olmalıdır çünkü Allah (cc) diğer bütün ibadetlerin ödüllerini belirlerken `Orucun mükâfatını ancak ben veririm` buyurmuştur" hatırlatmasında bulundu.
 
Özellikle bayramlarda fani âlemden baki âleme göçmüş olan akrabaların unutulmaması gerektiğini ifade eden Molla Aslan, bayramın sılayı rahimle yaşayan dostlarla beraberlik olduğu gibi hayattakilerle ölüler arasında da bir köprü vazifesi gördüğünü ifade etti.
 
"Zulüm altındaki Müslüman kardeşlerimizi unutmayalım"
Mısır, Suriye ve dünyanın çeşitli yerlerindeki İslam ülkelerinki Müslümanların çok zor şartlarda bir ramazan geçirdiklerini hatırlatan Aslan, "Aynı şekilde o zor şartlar altında bayrama ulaştılar. En azından oradaki Müslümanların halini düşünüp bu kardeşlerimiz içinde dua etmeyi ihmal etmemeliyiz. Çünkü Müminin mümine duası inşallah kabul olur" dedi.
 
Son zamanlarda birçok alanda olduğu gibi bayramlarda da kimi bozulmaların meydana geldiğini belirten Molla Fahrettin Aslan, "Ramazan bayramı Ramazan ayı boyunca verilen imtihanın sonucudur. Ama namazsız oruçsuz şükürsüz zekâtsız bir şekilde bayrama yetişenler var. Şeker bayramı onlar içindir. Müminlerinki ramazan bayramıdır. Aynı şekilde her şeyini Allah yolunda feda eden mümin için Kurban Bayramı `Kurban Bayramıdır` ama sadece kurbana et gözüyle bakanlar için bu bir et bayramıdır" tespitinde bulundu.
 
Temiz ve güzel elbiselerle dışımızı bayrama uygun hale getirdiğimiz gibi ruhlarımızın da tekbir tefekkür, zikir ve benzeri güzelliklerle arındırılması gerektiğini söyleyen Aslan, Aynı Açtığımız bu ibadet kapını da kapatmamalı ve ramazan sonrasında da aynı şevkle devam ettirmeliyiz" tavsiyesinde bulundu. (Murat Dalgın-İLKHA)