Ahmet Hakan'ın seçim sonuçlarını değerlendirdiği yazısı şöyle;
YIL: 2014
Erdoğan’ın ilk cumhurbaşkanlığı seçimi.
Erdoğan’ın rakipleri: Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş.
*
Sonuç şöyle:
*
ERDOĞAN: Yüzde 51.7
MUHALEFET: Yüzde 48.3
Yıl: 2018
Erdoğan’ın ikinci cumhurbaşkanlığı seçimi. Yeni hükümet sistemiyle yapılan ilk seçim.
Erdoğan’ın rakipleri: Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş, Temel Karamollaoğlu.
*
Sonuç şöyle:
ERDOĞAN: Yüzde 52.5
MUHALEFET: Yüzde 47.5
Ve gelelim dünkü seçime...
Sonucu biliyoruz:
*
ERDOĞAN: Yüzde 52.1
KILIÇDAROĞLU: Yüzde 47.8
*
Bu sonuçtan yola çıkarak...
İlk saptamalarım şunlardır:
Ekonomideki durum, deprem, pandemi, savaş falan... Hiçbiri bana mısın demedi. Erdoğan, yine kazandı.
*
- Bu koşullarda kazanmak, Erdoğan açısından çok büyük başarı. Bu zafer, geçmiş zaferlerden daha önemli.
*
- Muhalefet ayrı ayrı girdi, olmadı. Muhalefet birleşerek girdi, yine olmadı. İşin bu kısmı çok önemli.
*
- Altılı Masa kurgusu, dışarıdan HDP desteği, bol keseden dağıtılan cumhurbaşkanı yardımcılıkları... Hiçbiri fayda etmedi.
*
- İmamoğlu ve Yavaş... Bu yarışta öyle ön plana çıktılar ki... Zafer kazanılsaydı bunda pay sahibi olacaklardı, mağlubiyet çıktığına göre bunda da pay sahibi oldular.
*
Kılıçdaroğlu’nun aldığı oyların içinde İYİ Parti oyu var, HDP oyu var, dört küçük partinin oyu var, Özdağ’ın oyu var. Bu nedenle CHP’nin, “Tarihimizdeki en yüksek oyu aldık” demesi, kendini kandırmasıdır.
*
- 2014... 2018... 2023... Hiçbir şey değişmiyor. Hep aynı. Hep ama hep. Ayrı ayrı giriyorlar, kaybediyorlar. Birleşerek giriyorlar, kaybediyorlar.
*
- Muhalefetin bu çıkmazdan kurtuluşunun iki yolu var: Önce partilerinin yönetimlerini değiştirecekler, sonra da bu kafayı değiştirecekler.