Seçim çalışmaları kapsamında Şanlıurfa'ya gelen HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Cumhurbaşkanlığı Seçimi kapsamında "Halkla Buluşma" programına katıldı.

Recep Tayyip Erdoğan Gençlik Ve Kültür Merkezinde düzenlenen program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Programda açılış konuşması yapan HÜDA PAR Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Yıldırım, herkesin HÜDA PAR'ın siyaset anlayışını göreceğini ve örnek alacağını vurguladı.

Programda bir konuşma yapan HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, seçim öncesi mavi boncuk dağıtanların depremzedelere hakaret etmeye başladığını ifade ederek kaybettiklerini anladıklarında gerçek yüzlerini ortaya koyduklarını söyledi.

Türkiye'nin İkinci Yüzyılına yeni anayasayı kazandıracak iradenin Meclis'te olacağına dikkat çeken Ramanlı, milletin hayrına uygun yeni anayasayı kazandırmak için var güçleriyle çalışacaklarına vurgu yaptı.

Ramanlı, gençlerden gelen soruları bir bir yanıtladı.

"Herkese şirin görünmeye çalışanlar insanlarımıza hakaret etmeye başladılar"

"13 Mayıs'ta söylediklerini 16 Mayıs'ta inkâr etmeye başladılar." diyen Ramanlı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O sevgi pıtırcıkları birdenbire canavara dönüştü. O herkese mavi boncuk dağıtanlar, herkese şirin görünmeye çalışanlar; insanlarımıza hakaret etmeye başladılar. Depremzedelerimizi aşağılamaya başladılar. Hani herkesi kucaklıyordunuz, hani bütün insanları seviyordunuz, nerede kaldı sizin o iddianız? Demek ki hepsi yalanmış. Kaybettiklerini anladıklarında gerçek yüzlerini ortaya koydular. Şimdi neye sarılıyorlar, ne kadar muhalefet kesimi varsa ona bakanlık, buna ulufe, ona farklı vaatler vererek herkesi yine etrafına toplamaya çalışıyorlar ama o kadar birbirlerine benzemeyen insanları bir araya getiriyorlar ki hiçbiri diğerinden memnun değil. Hiçbiri diğerinden razı değil, aralarında güven diye bir şey de yok. Bugün de duyduk, dün de duyduk. 'Her şeye rağmen Kemal Kılıçdaroğlu'na destek vereceğiz' diye tek tek açıklamaya başladılar. Siz onların samimi olduklarına inanıyor musunuz? Tek bir amaçları var; kaybedeceklerini anladılar. Kemal Bey'in kaybedeceğini anladılar ama 'benden bilinmesin' diyorlar. 28 Mayıs gecesi yaşanacak hüsran 'bana fatura edilmesin' diyorlar. O yüzden her biri kendi pozisyonunu sözde kuruyor ama millet de öyle mi, millet yapılanları, edilenleri görmüyor mu, kendisine yapılan o manipülasyonları, algı operasyonlarını, o yalanları sizce idrak etmiyor mu? Emin olun millet kendine 'siyasetçiyim' diyen pek çok kişiden çok daha ferasetli, çok daha açıkgöz, çok daha iradelidir. Bunu 28 Mayıs'ta hepimiz göreceğiz inşallah." dedi.

"Rabbim bize bu millete yakışan bir anayasayı hediye etmeyi nasip etsin"

Milletin hayrına ve dinine uygun yeni anayasayı kazandırmak için çalışacaklarına dikkat çeken Ramanlı, "Emin olun, hangi partiden olursa olsun, hangi siyasi görüşler olursa olsun, 600 milletvekilin 600'ü de bu milletten vekâlet aldı. Meclis çok renkli, çok dinli, her anlayıştan insan var ama emin olun Türkiye'nin ikinci yüzyılına yeni anayasayı kazandıracak irade de 28. dönem Büyük Millet Meclisi'nde inşallah olacaktır. Rabbim bize bu millete yakışan bir anayasayı hediye etmeyi nasip etsin inşallah. Bizler HÜDA PAR'lı kardeşleriniz olarak hangi partiden olursa olsun, ehli iman, ehli vicdan, ehli izan bütün o milletvekillerini tek tek dolaşacağız. Onları ikna etmeye çalışacağız. Milletin hayrına, dinine, dünyasına uygun düzenlemeleri de yeni anayasayı da bu millete kazandırmak için var gücümüzle çalışacağız. Bize göre siyaset hizmet etmenin aracıdır. Siyaset kibirlenmenin, ego tatmin etmenin aracı değildir."

"Herkes siyaseti bizim gibi temiz bir amaç için yapmıyor"

Hakaretin bir düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizen Ramanlı, "İnsanlar zamanla bizi tanıyacaklar. Bize hakaret edenler, küfür edenler, iftira atanlar siyasi ahlaktan yoksun insanlardır. Bu toplumda iyiler de var kötüler de var. Herkes siyaseti bizim gibi temiz bir amaç için yapmıyor. Koltuk kapma için yapanlar var, ayrıştırma için yapanlar var, bizim inancımıza kökten ret ve inancımıza düşmanlık edenler var, nefsini kendine rehber edinmiş olanlar var. Biz herkesten olgun ve saygın bir tavır elbette beklemiyoruz. Orada ne idüğü belirsiz, hatta sahte hesaplar üzerinden paylaşımlar yapan insanlar var. Bunların önünün alınması gerekir. Sosyal medya düzenlemesinin özellikle bunlar için yapılması lazım ama hala etkin bir sosyal medya kontrolü, düzenlemesi yok. Buradan sansür edilmesini kast etmiyorum. Düşünce özgürlüğü her zaman olsun ama hakaretin bir düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini de herkes bilsin. Caydırıcı tedbirler ve cezalar bu tür ahlaksızca paylaşımların önüne geçer." diye konuştu.

"Kötü niyetin olduğu yerde insanları düzeltemezsiniz"

Bazı televizyon kanallarında partileri ile ilgili iddiaların dolaştığını ifade eden Ramanlı, "Bazı televizyon kanallarında bizlerle ilgili ipe sapa gelmez iddialar dolaşıyor. Birkaç televizyon kanalına ben de cevap hakkını kullanmak için katıldım. Oradaki gazeteciler yanlışlarının farkına vardılar, özür dediler ama bir akşam sonra başka bir televizyon kanalında aynı gazeteciler aynı konuda yine bildiklerini okumaya devam ettiler. Demek ki amaç hakikati öğrenmek değil. İyi niyet yok. Kötü niyetin olduğu yerde de siz insanları düzeltemezsiniz." dedi.

"Gençliği kötü şöhret üzerinden tek bir kalbe hapsetmek; büyük bir hakarettir"

Gençler hakkında olumsuz bir şablon oluşturulmaya çalışıldığını belirten Ramanlı, "Bir kısım insan gençliğin 'Z kuşağı, hız ve haz peşinde, hiçbir şey dinlemiyor, disiplinli değil, eğitimli değil' diyerek bizim zihnimize bir şablon oluşturmaya çalışıyor. Muhatap olduğumuz gençlerin, böyle bir gençliğin temsilcisi olduğunu bize kabul ettirmeye çalışıyorlar. Bunun bir aldatmacadan ibaret olduğunu düşünüyoruz. Bence gençler eğitimlidir, birikimlidir, karşılaştırmayı bilir, zekidir ve üretkendir. Tabii ki bizler de olduğu gibi tembel gençler var çalışkan gençler var, ahlaklısı da vardır ahlaken zayıf olan da vardır, boşa zaman geçiren vardır zamanını iyi değerlendiren vardır, birikimli olan vardır yüzeysel olan vardır. Gençliği tutup da kötü şöhret üzerinden tek bir kalbe hapsetmek; gençliğe yapılacak büyük bir hakarettir." şeklinde konuştu.

"İnsanın doğduğu yerde doymasının imkânını sağlamak devletin görevidir"

Çalışmak için başka memleketlere giden mevsimlik tarım işçilerinin doğduğu yerde doyabileceği imkânlara kavuşması gerektiğini vurgulayan Ramanlı, "İnsanın doğduğu yerde doymasının imkânını sağlamak devletin görevidir. Doğduğunuz yerde doyabilmelisiniz. İşsizliği Urfa'da bitirmek gerekir. Bunun için iş imkânları oluşturmak gerekir. Urfa çok bereketli toprakları olan bir şehrimizdir ama bunlar yeterince değerlendirilebiliyor mu, zannetmiyorum. Bunu bütün bir nüfusa yetecek kadar belki bir tarım sanayisi, tarıma dayalı sanayi geliştirilebilirse herkes buradan doyacak. Hiç kimse bin kilometre öteye çalışmaya mecbur kalmayacak. Oradaki yaşam şartlarını, koşullarını biliyorum. Çok kötü şartlarda, bir insanın tahammül edemeyeceği şartlarda tarım işçisi olarak Urfalı kardeşlerimiz, bacılarımız batıya gidiyor. Ne kadar eziyetli olduğunu, ne kadar sigortasız, güvencesiz çalıştıklarını, ne kadar büyük eziyetlere katlandıklarını biliyorum. Çözüm oraya gidenlerin şartlarını belki kısa vadede iyileştirmek olabilir ama asıl çözüm o değil. Çözüm Urfa insanının doğduğu yerde doyabileceği imkânlara kavuşmasıdır." dedi.

Program çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu. (İLKHA)