Memur-Sen Konfederasyonu, 28 Mayıs'ta gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı Seçimleri öncesinde beklenti ve taleplerinin yer aldığı deklarasyonu kamuoyu ile paylaştı. "Emekle Yükselen Türkiye İçin İstikrar" başlığı ile yayımlanan deklarasyonda Türkiye'nin büyük bir bölümü son yirmi yılda olmak üzere farklı dönemlerde karşısına çıkan engellere rağmen demokrasinin kurumsallaşması açısından önemli bir mesafe kat ederek vesayet odaklarına karşı aktif bir mücadele verdiği vurgulandı.
27 Nisan E-muhtırasından, Gezi Parkı Olaylarına, 17-25 Aralık darbe teşebbüslerinden, 6-8 Ekim Olaylarına, çukur teröründen 15 Temmuz darbe girişimine karşı verilen mücadelelerle vesayet odaklarına büyük bir ders verilirken milli egemenliğin önündeki engellerin kaldırılması için büyük adımlar atıldığı belirtilen deklarasyonda Türkiye için istikrarın sürmesi gerektiği belirtildi.
Kamu görevlileri açısından, kamusal alanda uygulanan başörtüsü yasağının sonlandırılması başta olmak üzere pek çok özlük hakkının kazanıldığı da hatırlatılırken ek gösterge, EYT düzenlemesi, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi gibi mali hakların da verilerek büyük bir memnuniyet oluşturulduğu ifade edildi.
Memur-Sen Konfederasyonu tarafından paylaşılan deklarasyonda ayrıca, "Batı Asya başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde nüfuzunu artıran; Libya ve Suriye'deki askeri harekâtlarıyla, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda kurduğu dengeyle, Karabağ'da Azerbaycan ile birlikte elde ettiği başarı ile ve başta Türk Devletleri Teşkilatı olmak üzere sistem inşa edici politikalarıyla irade ve kapasitesini gösteren; başta Kıbrıs olmak üzere Doğu Akdeniz'de ve Ege'de her türlü baskıya karşı mücadele eden, bunun da ötesinde etkili diplomatik hamlelerle karada ve Mavi Vatan'da komşu devletlerimizi ortak çıkarlar çerçevesinde bir araya getiren Türkiye'nin insan merkezli çok yönlü dış politikasını destekliyoruz." ifadelerine yer verildi.
"Kazanımları korumakta kararlıyız"
Memur-Sen tarafından kamuoyu ile paylaşılan deklarasyonda seçimlere ilişkin tutumun yanı sıra kamu görevlilerinin beklentilerine de yer verildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Memur-Sen'in çalışmalarıyla düzenlenen 3600 ek göstergedeki kapsamın genişletilerek 1. Dereceye yükselen tüm memurların yer alması gerektiği belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan ve Temmuz ayı itibariyle geçerli olacak en düşük devlet memuru maaşının 22 bin liraya yükseltilmesinin de olumlu bir adım olduğunu belirten Memur-Sen, sosyal diyalog mekanizmalarının işletilerek kamu görevlileri arasında ücret adaletini ve çalışma barışını sağlayacak bir düzenlemenin yapılması gerektiğini vurguladı.
Memurlara yönelik kira yardımı talebinin yinelendiği deklarasyonda, ayrıca enflasyon farkının yanında geçmiş aylardaki kayıpların telafisi için enflasyon tazminatı verilmesi istendi.
"Toplu Sözleşme sürecinin etkinliğini kısıtlayan 4688 sayılı Kanun'un evrensel ilke ve normlarla uyumlu hale getirilmesi için tümüyle gözden geçirilmesini istiyoruz" ifadelerinin yer aldığı deklarasyonda ayrıca "Uluslararası norm ve kararlarla uyumlu bir toplu sözleşme sistemine geçilmeli, 4688 sayılı Kanun taraflı ar arası eşitliğe, evrensel ilkelere uyumlu hale getirilmelidir. Sendikal haklar üçlüsü bağlamında grev hakkı kamu görevlilerine tanınmalı ve toplu pazarlık sürecinde etkin kullanımı sağlanmalıdır. Toplu sözleşmenin kapsamına mali ve sosyal haklar yanında 'özlük hakları ve çalışma şartları' da dâhil edilmelidir. Sendika üyesi olmayı tercih etmeyen veya yetkili sendikaya üye olmayan kamu görevlileri, toplu sözleşme Memur-Sen olarak; aştığımız engelleri unutmuyor, kat ettiğimiz mesafeyi görüyoruz. Mücadelesine ortak olduğumuz her bir kazanımı korumakta kararlı olduğumuzu ilan ediyor ve Emek ile yükselen Türkiye için istikrar diyoruz. Kısmi olarak değişikliklere uğrasa da 1980 Darbesi'nin anaforunda millete dayatılan 1982 Anayasası'nın yerine yerli ve milli değerler üzerinde yükselen, insan, adalet ve özgürlük merkezli yeni ve sivil bir Anayasanın toplumsal katılım ve konsensüsle yapılmasını bekliyoruz. Katılımcı demokrasinin güçlenmesini bekliyoruz. Hükümlerinden yetkili sendikaya 'dayanışma aidatı' ödeyerek yararlanmalıdır. Uluslararası normlar ve ILO yetkili organlarının kararlarıyla uyumlu olacak şekilde sendika üyesi olamayacak kamu görevlilerinin kapsamı daraltılmalı, örgütlenme hakkının kapsamı genişletilmelidir." denildi. (İLKHA)