Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Başkanlık tarafından düzenlenen "Dijital Medya ve Vaizlik Çalıştayı"na katıldı.
Diyanet Akademisi Başkanlığı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen çalıştayın açılış konuşmasını yapan Erbaş, insanların büyük çoğunluğunun vaktini dijital mecralarda geçirdiğini belirtti.
Erbaş, dijital dünyanın pek çok alanda sayısız fayda sağladığını ancak beraberinde birçok problemin ortaya çıkışına da zemin teşkil ettiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bu mecralarda oluşturulan kötü algılar, maalesef hakikatin önüne geçebilmekte, sanal olan, gerçeği baskılayabilmektedir. Görselliğin öne çıkarıldığı dünyada görmek, izlemek ve görünmek adeta varoluşun gayesi haline gelebilmektedir. Bu durum, ‘halife’ sıfatıyla yaratılmış olan ve yeryüzünde hayatın öznesi kılınan insanoğlunu ne yazık ki dijital çağın nesnesi olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu tehlike egemen kültürlerin alabildiğine özendirildiği bir sürece de işaret etmektedir. Hangi kültür egemense o kültür insanları esareti altına alıyor."
"Çocuklarımızın ve gençlerimizin dünyalarına hitap edebilecek içerikler üretilmeli"
Günümüzde çocuklar ve gençlerin büyük ölçüde dijital dünyanın aktörleri tarafından şekillendirmeye çalışıldığına işaret eden Erbaş, "Çocuklarımızın ve gençlerimizin dünyalarına hitap edebilecek, onları kendi değerleriyle buluşturacak, inanç, tarih ve medeniyet değerleriyle tanıştıracak dijital içerikler üretmenin son derece elzem hale geldiğini görmemiz gerekmektedir. Onların iyi birer dijital okur, yazar olmalarını ve doğru bilgiye, doğru yöntem ve sorularla ulaşmalarını sağlayacak bir imkan oluşturma sorumluluğu ise bizim omuzlarımızdadır." diye konuştu.
"İnanç, değer ve kavramlarımızı istismar ederek gençlerimizi nasıl ifsat ettiklerini 15 Temmuz’da gördük"
Erbaş, küresel terör ve suç örgütlerinin sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanarak destek ve insan kaynağı devşirebildiğini belirterek, "İnanç, değer ve kavramlarımızı istismar ederek gençlerin duygu ve düşünce dünyalarının nasıl ifsat edildiğini 15 Temmuz 2016’da bütün çıplaklığıyla yaşadık. Bugün hala birçok istismar örgütü ve illegal yapı, yasal ve hukuki kanallar üzerinden yapılan bütün engellemelere rağmen sosyal medya üzerinden kara propaganda ve tezviratlarla kaotik emelleri için çalışmaya devam etmektedir." açıklamalarında bulundu.
Gençlerin, nesillerin ve tüm insanlığın, sanal alemin bilinmezlikleri içerisinde kaybolmasını önleyecek çalışmaların yapılması gerektiğini belirten Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Diyanet İşleri Başkanlığı olarak İslam inancını ve varlık, alem ve hayat tasavvurunu, bilgi çağının şart ve imkanları çerçevesinde ve algılara uygun bir yöntemle insanlığa yeniden izah etme zorunluğumuz ve sorumluluğumuz var. Teknolojik keşifleri, yenilikleri ve dijital dünyanın tüm gerçekliklerini dikkate alarak her alanda İslam’ın eğitim, bilim, ticaret, iktisat, sanat, siyaset ve iletişime dair evrensel ahlakını, dijital dünyaya ve onun sağladığı imkanlarla tüm insanlığa yeniden teklif etme sorumluluğumuz ve zorunluluğumuz var. Gerçek alemde olduğu gibi sanal alemde de iyiliğin egemen olması için özveriyle gayret sarf etmeliyiz. Hayatın, Kur’an ve sünnet rehberliğinde yeniden inşası için dijital ortamda da elimizden gelen gayreti göstermeliyiz."
Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının çalışmalarında Kur’an ve sünneti referans aldığına vurgu yaparak, "Yüz yüze vaazlarımızda, sosyal mecrada, dijital ortamlarda Kur’an ve sünnet çizgisinden asla taviz vermeden çalışmalarımızı yürütmeye gayret ediyoruz. Mesnetsiz, tutarsız ve ayakları yere basmayan bilgiler paylaşmanın ve malumatfuruşluk yapmanın kimseye faydası yok. Ürettiğiniz içeriklere, sohbetlere kesinlikle yapıcı bir üslup, kuşatıcı bir yaklaşım ve hikmetli bir dil hakim olmalı. Kırıcı, dışlayıcı ve ötekileştirici tavırlardan uzak durmalıyız, sakınmalıyız." ifadelerini kullandı.
"En büyük motivasyonumuz İslam’a ve tüm insanlığa hizmet etme gayemizdir"
Bilgiye, ferasete, şuura ve ahlaka dayalı bir dindarlığın geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Erbaş, "Bizim çok büyük imkanlarımız var. Bu imkanların başında sarsılmaz bir imana sahibiz. İmanımız bizim heyecanımızı artırıyor. En sağlam dayanağımız, Kur’an-ı Kerim ve sünnet, en güçlü yanımız, sahih bilgiye sahip olmamız. En büyük motivasyonumuz, rıza-i Bari için yüce dinimiz İslam’a ve tüm insanlığa hizmet etme gayemizdir. En büyük bahtiyarlığımız, bu uğurda adanmışlık ruhu ile çalışma azmimizdir." değerlendirmesinde bulundu.
Çalıştaya, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen, Dini Yayınlar Genel Müdürü Cafer Tayyar Doymaz ve Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen vaizler katıldı. (İLKHA)