Tüm peygamberlerin gayesi Allah`ın istediği bir ümmet oluşturmaktır. Yani şeytana ve kendi nefislerine karşı bir mücadelenin varoluşunun kanıtıdır hak ile batıl. Bu gayenin amacı mücadeleyi kazanıp, Allah`ın rızasına ulaşmaktır.
Hak ile batılın çatışmasının geçmişi ilk insanın yaratılışına kadar gitmektedir. Hakkı savunan tüm peygamberlerin karşısında batılın şan şöhret sahibi olmak isteyen kişilerin olduğu aşikârdır. Bunun sebebi dünyevi bir hayat tarzının içinde kendi istekleri gibi yaşama şeklidir. Her batıl kendi arzu ve isteklerini, kendi belirlediği çerçeve de ister. Bunun karşısında hakkın isteklerini, görmez, duymaz ve işitmezler. Hakkın hak olduğunu bilseler bile kendi nefeslerine kabul ettiremedikleri için şeytana yenik düşerler.
Hakkın yolunu kendi öz evlatları takip etseler bile bunu engellemek için her şeyi denerler. Evlatlarını ve ailesini İslam`dan uzak tutmanın yolarını ararlar. Gösteriş yapmayı, hak yolunun yenik düşürme istekleri için kendilerini şeytanın taraftarı olan zalimlerden görürler. Müslümanların birbirinden ayrılmaları için yapamayacakları şey yoktur. Küçüklüğümüzden yaşlılığımıza kadar bizleri kontrol etmek isteyen güç olmak isterler. Allah`ın istedikleri şeyleri terk etmemiz için her türlü yasağı getirirler. Şeytanın ve batılı durdurma zamanı gelmiştir.
Zaman birlik olma zamanı. Hakkın yolunda buluşma zamanı. Şeytana karşı kenetlenme vakti. Batıla karşı rehberi keşfetme zamanı. Peygambere olan sadakatin ortaya çıkma zamanı. Hakkın yolunda dönmemek üzere yola çıkma zamanıdır. Ve zaman rehberin takipçisi olma zamanıdır.
Hakka giden kervanda bulunan herkesin sarsılmaz bir imana sahip olması gerekir. Batılın her oyununu önceden sezmek ve Müslümanların zarar görmemesi için kenetlenmek gerekir. İçinde bulunduğumuz çağa değişik isimler koysalar da, Dinimiz İslam, yolumuz Muhammed Mustafa`nın(s.a.v) yolu, sevdamız Hüseyni sevdadır. Rabbim cümlemizi peygamber sevdalılarına layık kılsın inşallah.
Adem Taşçı / Şanlıurfa (Hilvan) – Yaş: 21