VAN - 11 ayın sultanı mübarek Ramazan ayı yarın tutulacak son oruçla birlikte sona erecek.
Bu mübarek ayın sonunda çıkarmamız gereken dersler ve bayramda yapılması gerekenler hakkında görüşlerine başvurduğumuz Molla Fahrettin Aslan, önemli tavsiyelerde bulundu.
Ramazan ayını, müminlerin ahlaken ve ruhen eğitildiği bir medrese olarak niteleyen Aslan, müminlerin 1 ay boyunca açlık ve susuzluğa katlanarak nefislerini de ayaklar altına aldıklarını belirtti.
Tüm bu çaba ve gayretler neticesinde Allah-u Teâlâ'nın bir kerem ve lütuf olarak bayramı Müslümanlara hediye ettiğini aktaran Aslan, bayram günlerinin mutlaka ihya edilmesi gerektiğini; ancak zulüm ve işkence altındaki Müslüman kardeşlerimizin de unutulmaması gerektiğini kaydetti.
Zulüm altındaki Müslümanları düşünerek bayramı idrak edelim
Aslan, "Müslümanlar bu günleri idrak etmelidir. "Vur patlasın çal oynasın " bir bayram anlayışı İslam'da yoktur. Müslüman, Allah ve Resulü'nün istediği şekilde bayramı idrak eder. Ama bu bayramı idrak ederken de bugün zulüm altındaki Müslüman kardeşlerimizi de düşünmeliyiz. Bizler bayramı çoluk çocuğumuzun içerisinde geçiriyoruz; ama Suriye'de binlerce aile vatanlarından uzakta bayrama buruk bir şekilde giriyorlar. Mısır'da yine hakeza. Müslümanlar zindanlarda, milyonlarcası meydanlarda Ramazan boyunca o sıcağa aldırış etmeden müstekbirlere karşı mücadele yürüttüler. Bayram yaparken bu kardeşlerimizi de düşünelim" dedi.
Ramazan bayramı 'Şeker' bayramı değildir
Ramazan bayramına 'şeker' bayramı diyenlere tepki gösteren Molla Fahrettin Aslan, bayramlarımızın adını değiştirmeye çalışanlara karşı uyanık olmamız gerektiğini aktardı.
Bayram tavsiyeleri
Bayram sabahı yapılması gerekenler hakkında bazı tavsiyelerde bulunan Aslan, "Mümin, bayramı tekbirlerle karşılar. Sabah namazına erkenden gider. Sabah namazından sonra bayram namazını cemaatle eda eder. Ardından cemaatle beraber bayramlaşır. Bayram namazından sonra mezarlıkları ziyaret etmelidir. Mümin bilir ki bu dünyada hayat da Allah'ındır. Bunları yaparken de çocuklarımızı yanımıza alalım. Çünkü şimdiden onlara bu şuuru kazandırmak lazım. Mezarlıktan geldikten sonra konu-komşu, akraba-hısım en yakınımızdan başlamak suretiyle gidebildiklerimize gitmek, gidemediklerimize en azından telefonlarla, mesajlarla onların bayramını tebrik etmek bayramda yapılacak davranışlardır. Bayram günlerinde muhakkak fakirler kimsesizler aranıp bulunmalı. Onların bayramı kutlanılmalı, onların derdi ile dertlenilmeli. Bu bayram, çevremizdeki yetim insanları, özellikle Suriye'den gelen insanlar var, bunları da ziyaret edelim" ifadelerini kullandı.
Aslan, fıtır sadakasının da mutlaka bayram namazından önce verilmesi gerektiğini anımsattı.
Alışverişte israfa kaçmayın
Bayram alışverişlerinde yapılan israfa da dikkat çeken Aslan, "Bayram demek, yeni elbise giymek, yeni eşya almak ve yeni mobilyalarla donatmak, enva-i çeşit yiyeceklerle evi donatmak değildir. İsrafa kaçmanın hiçbir manası yoktur. Bunlar bayramın ruhuna tam aykırıdır. Bayramı sade bir şekilde geçirelim. Eğer çocuğumuzun elbisesi varsa, illa yenisini almamıza gerek yoktur. Onu temizleyip, ütüleyip güzel bir şekilde giydirebiliriz. Çocuğumuzu şimdiden tutumlu olmaya alıştırmamız lazım. Kapitalist sistem bizden sürekli tüketim istiyor. Bütün vitrinler insanları tüketime sevk eden eşyalarla doludur" diyerek Müslümanların her zaman orta yolu tercih etmesi gerektiğini kaydetti.
Molla Fahrettin Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir Müslüman için günahsız geçen her günü onun için bayramdır. Müslüman'ın Allah rızası için geçirdiği her gün inşallah bir Ramazan ayı kadar değerlidir. Müslüman'ın Allah için harcadığı her gece, inşallah bir Kadir Gecesi kadar değerlidir.
Kulluk sadece Ramazan'a has değil
Biz, sadece Ramazan ayında Allah'ın kulu değiliz. Biz, can bedende durduğu ve şuurumuz yerinde olduğu müddetçe rabbimize ibadet ile mükellefiz. Ramazan'da elhamdülillah camiler doldu, taştı. Mukabelelere çok yoğun ilgi vardı. Sabah namazlarında yüzlerce kişi ile namaz kıldığımız oluyordu. Bu, çok güzel bir duyguydu. Özelikle sabah namazlarında cemaatin çoğunlukla genç kesimden oluşması bize daha da mutluluk veriyordu. Bu genç kardeşlerimizden ve diğer bütün kardeşlerimizden ricamız; ne olur açtığınız bu ibadet kapısını kapatmayın. Bu kazanımlarınızı heba etmeyin." (Fırat Arslan-İLKHA)