Bay Kemal bir taraftan, yalan makinası traktör Özgür diğer taraftan, Çaycı Gürsel arada bir kafasını göstererek hücuma geçtiler.
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, “sahiplenme” ve “sahiplendirilme” arasındaki farkı fark edemeyen Kılıçdaroğlu için “Okuduğunu anlamıyorsa adaylıktan istifa etsin” açıklamasını yaptı. Özgür Özel için de “Pinokyo Özgür Özel gibi konuşsaydı burnu Ankara'ya uzardı” diyerek sürekli yalan söylemesine veciz bir ifadeyle vurgu yaptı.
Ama CHP “takım oyunu” oynuyordu ve diğer oyuncular da sahaya çıkmaları gerektiğini biliyorlardı.
Nitekim sözü Ekrem İmamoğlu aldı:
"HÜDA PAR, Anayasa’nın ilk 4 maddesine karşı. Türkiye Cumhuriyeti ismine karşı. Bayrağa karşı. İstiklal Marşı’na karşı."
Dikkatinizi çektiyse tam “Ekremlik” bir açıklama.
Diğerleri “HÜDA PAR’ın talepleri” diye yalanlar sıralarken, Ekrem, HÜDA PAR’ın “Nelere karşı” olduğunu söylemiş.
Kendi zaviyesinden bakıyor.
Ekrem, temel atmaya karşı.
Ekrem, yeni metrolara karşı.
Ekrem, Millet bahçesine karşı.
Ekrem, güzel güzel konuşmak varken çalışmaya karşı.
Ekrem, sık sık tatilini yarıda bırakıp İstanbul’a gelmeye karşı.
Ekrem, kendisini deşifre eden “Balıkçı Kahraman”a karşı.
Ekrem trafiği rahatlatacak tünellere karşı.
Ekrem yürüyen merdivenlere karşı.
Evet, daha çoook uzatabiliriz.
İşte bu zihin yapısıyla HÜDA PAR’a saldırmaya başlamış.
Evirmiş, çevirmiş, yalanla soslayıp, iftirayla taçlandırmış.
Gerçekleri söylememiş.
Mesela…
HÜDA PAR, yalan siyasete karşı.
HÜDA PAR, adamına göre adalet tezine karşı.
HÜDA PAR, emperyalizme, ırkçılığa, yolsuzluğa, ahlaksızlığa karşı.
Ama bunları söylemek Ekrem’in hesabına gelmez.