Doğruhaber - Haber Merkezi
Türkiye için kritik bir dönemeç olan 14 Mayıs seçimlerine sayılı saatler kaldı. İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Yaşasın, konuyla ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. “Doğrusu gayrı İslami bir sistemde yaşayan Müslümanlar, rejim değişikliği anlamına gelmeyecek, seçimin olmazsa olmaz diye söylenmesi; bunun ölüm kalım mücadelesi olarak bilinmesi yanlış olur. Bunu en baştan ifade etmek gerekiyor.” diyen Yaşasın, “Böyle bir yanlışa düşmemek gerekiyor. Çokça zulüm görmüş, milletin ibadetlerini rahatça yaşayabilmesi, fikirlerini, akidesini, inancını ifade edebilmesi, çocuklarını bu şekilde terbiye edebilmesinin önünün açılması tabi ki önemli bir kazanımdır. Diğer taraftan dünya Müslümanlarının hepsine neredeyse kucak açabilen bir yönetim var ayrıca Türkiye’de. Buna gerek Türkiye halkı, gerek ümmetin unsurları ile ilgili çok önemli bir pozisyon var. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığından bu yana ilk defa böyle bir düzey söz konusu. Kazanımlarını muhafaza etmek bu anlamda ciddi bir mesuliyettir. Eğer çok büyük köklü bir geçmişi olan, karşı tarafın, muhalefetin gelmesine neden olacak şekilde çekimser kalmak, ya da daha kötüsü Allah muhafaza oy vermeye çalışmak çok büyük bir vebal gerektirir. Bu cihetle tabi ki Müslümanlar içerisinde çok büyük bir önem arz ediyor.” şeklinde konuştu.
“EN DOĞRUSU KAZANIMLARI MUHAFAZA ETMEYE ÇALIŞMAKTIR”
İktidarın da büyük sorumluluk altında olduğunu kaydeden Yaşasın, şöyle devam etti: “Yalnız diğer taraftan büyük bir mesuliyet de kendilerine yetki verilen ya da yetki verilmiş olduğu halde sorumluluk almamış olan iktidaradır doğrusu. Müslümanların vermiş olduğu yetkiyi, mesuliyeti alıp da hakkıyla yerine getirmemek, imkânı olduğu halde Allah muhafaza vebali daha fazla arttırır. Bu anlamda çifte sorumluluk var. Ümmetin parçası olarak kendisini gören Türkiye halkı ile 20 senedir iktidarda olan yönetimin iki tarafın da çift taraflı bir sorumluluğu söz konusudur. Her hâlükârda yapmak da yapmamak da karşılıklı sorumluluğu gerektirdiği için bu cihetle en doğrusu kazanımları muhafaza etmeye çalışmaktır.”
“KARŞI TARAFIN (MUHALEFET) GELMESİNE ENGEL OLMAK ŞER’İ VECİBEDİR”
Böyle önemli bir süreçte iktidara desteğin devam etmesi gerektiğinin altını çizen Suat Yaşasın, “Ümmetin düşmanlığını yapmış olanlara karşı, belki yaptıklarının tümünü desteklemesek de tabi ki karşı tarafın (muhalefet) gelmesine engel olmak bir şer’i vecibedir diye söylenebilir. Diğer taraftan bu tarafta (hükümet) bulunanların yanlışlarının olması onları bu önemli meselede desteklemeye engel teşkil etmemelidir. Evet yanlış yapmışlar, eksik bırakmışlar. Ancak zorunlu haller olarak görüp de destek vermeye devam etmek gerekiyor. Bu yanlışlarını desteklediğimiz anlamına gelmez. Yanlışlarıyla alakalı muhalefetimiz, eleştirilerimiz bakidir. Ancak bu önemli meselede bu diğer meseleler biraz daha cüzi ya da ertelenebilir gibi duruyor.” dedi.
MUHALEFETLE BERABER OLAN MÜSLÜMANLARIN UYANMASI GEREKİYOR
Muhalefetle hareket eden İslami kesimlere kapıların kapatılmaması gerektiğine de dikkati çeken Yaşasın, “Karşı tarafı da bir tekfir etme veya orada onlarla beraber olan Müslümanları da bütün yaptıklarıyla beraber yanlış görme diye bir anlam da içermiyor bu. Farkındalar ya da değiller problemli bir hal söz konusu. Onların da uyanması gerekiyor. Buna karşı tarafı olumsuz görmemiz, farkında olarak ya da olmayarak onların yanında konumlanmış olması, Müslümanların bütün yaptıklarını kötü görüyoruz, onları da aynı yanlış sepete koyuyoruz anlamına gelmemeli.” cümlelerini kullandı.
“MÜSLÜMANLARIN KAZANIMLARINI MUHAFAZA ETMEK, ŞER’İ BİR SORUMLULUK”
Yaşasın, son olarak şunları kaydetti: “Bu anlamda; gayr-ı İslami sistemde, sistem değişikliği anlamına gelmeyecek yönetim değişikliği olmazsa olmaz bir ölüm kalım meselesi olmamakla beraber Müslümanların kazanımlarını muhafaza etmeyi bir şer’i sorumluluk bilip bunu korumaya gayret göstermeleri, yetki alacak Müslümanların da iktidarın da bunun vebalini düşünerek çok daha ciddi ve bundan sonra asla ertelemeyecek şekilde görevini yerine gerekiyor.”