Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
İçeri girerken sordum. Ne kadar katılım dedim? Alandaki katılım 40 bin dediler. Tabii yol güzergahında olanları buna dahil etmiyoruz. Onlarla beraber 50 binden aşağı değil. Fakat tabii yetmez. Sandıklardan başka rakam bekliyoruz. Geçtiğimiz hafta sonu malum Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi'nde gerçekleştirdiğimiz o büyük mitinge katılarak bize ayrı bir güç verdiniz. Kılıçdaroğlu, şeref, namus sözü vermiş. Neden tutmadın diyorlar? Kardeşlerim o bugüne kadar hangi sözü verip de tuttu? Onun kitabında böyle bir şey yok. Onun için işte Pazar günü çok önemli. Pazar günü onlara haddini bildirmek benim milletimin en önemli görevi.
Türk siyasi tarihinin en büyük mitingi olan bu toplantımız, İstanbul seçimlerindeki tercihini şimdiden ilan etmiştir. İstanbul ne dedi? Türkiye Yüzyılı dedi. İstanbul, terör örgütlerinden medet umanlara karşılık birlik ve beraberlik demiştir. İstanbul, koltuğuna kasetle oturanların, bu ülkenin yönetimini kasetle ele geçirme operasyonuna geçit vermemiştir. İstanbul, tefecilere ülkesini teslim etmek isteyenlere istiklal ve istikbal diyerek mukabelede bulunmuştur.
Bunlar kurdukları masanın etrafında dökülüyor. Öyle bir faşizm iklimi oluşturdular ki kendi içlerinde bile en küçük ayrılığa tahammül edemiyorlar. Masadaki hanımefendinin kumar masası diyerek oradan kalktığında başına gelenleri gördünüz değil mi? Bir önceki seçimde CHP'nin adayı olarak yarışan isme yapılanları gördünüz değil mi? Günlerdir tehditler, şantajlar, hakaretler, kasetler havada uçuşuyor. Sonunda ne oldu? Adaylıktan çekilmek zorunda kaldı. Sonra ne oldu? Tekrar gel dediler.
2018 yılında bu kişiyle yine bir cumhurbaşkanlığı yarışı yaptık. Ama ne oldu? şimdi Muharrem Bey'e tekrar gel diyorlar. Muharrem Bey de tabii elinin tersiyle bunları itti. Çünkü burada yapılan bazı kalleşlikler var. Onları tabii biz bilemiyoruz. Kalkıp maalesef çok sulu şakalar yapar gibi masaya çağırıyorlar. Gerekli cevabı o da kendilerine verdi. Bu yarışta kendisiyle ilgili ne kaset ne benzer başka bir iddia gündeme gelmedi. Ne zamanki bu isim Kemal Kılıçdaroğlu'na rakip oldu işte o zaman bunların hepsi yaşandı. Tek başına bu tablo bile ülkede kaset kumpaslarının gerisindeki silueti göstermeye yeterlidir. İllaki kaset şart değil, başka numaralar da dönüyor. Peki bu numaraların arkasında kim var? Pensilvanya var, FETÖ var. FETÖ'cülerin oyunu bu. Bu oyunu şimdi de Muharrem Bey'e oynadılar. Bunlara dersi biz bu oyunu oynayanlara Türk demokrasisinde bunların yeri yok diyerek Pazar günü vermeye hazır mıyız? Ben sizlerden bunu bekliyorum. Siyaseti böylece çirkinleştirenlerin ülkeye temiz yönetim vaadi kadar gülünç bir şey olabilir mi? Bunların geçmişi de kirli, bugünü de kirli. Ellerini değdikleri her yer de kirlenir. Bunlar desteği Kandil'den alıyor. Taktiği FETÖ'den alıyor. Aferini nereden bekliyor? Batıdaki tefecilerden. Kader ortağı olarak kendilerine koalisyon masasında topladıkları partileri seçtiklerini sanıyordum. Ancak Bay Bay Kemal, kader ortağı olarak terör örgütlerini ve onların iplerin ellerinde tutanları seçmiş. Bunların yerli ve milli hassasiyetlerinin olmadığını zaten biliyorduk. Ama bu derece gözlerini karartmalarını beklemiyorduk. Maalesef artık bu kadarı da olmaz halde dediğimiz ne varsa hepsini yaptılar. Sürekli değiştiğini söyleyen, geçmişini inkar eden Bay Bay Kemal ve kader ortakları artık gerçek yüzlerini gizleyemiyorlar.
Günlerdir bazı kasetlerin nasıl montaj, nasıl uydurma, nasıl yapay zeka ürünü olduğunu anlatıp duruyorlar. Biz de bunların derdi ne? Ne diyorlar, neyi saklıyorlar diye merak ediyorduk. meğer kendi arkadaşlarına kurdukları kumpası anlatıyorlarmış. Bir de yedikleri herzenin üzerini örtmek için ülkemizin uluslararası çıkarlarına zarar vermeye kalkacak kadar yüzsüzleşiyorlar. Gerçi kendi ortakları bir hanımefendiyi 3 günde canından bezdirenlerin eski adaylarını şantajla çekilmek zorunda bırakmalarına ne için şaşırıyoruz ki? Terör örgütleriyle alenen ortaklık kuranların insanların haysiyet cellatlığına soyunmalarının neyine şaşırıyoruz ki? Ülkelerinin tüm milli değerlerini yabancılara peşkeş çekme sözü verenlerin, bunun için her yolu kullanmalarının neyine şaşırıyoruz ki. Eskiler otu çek köküne bak derler. Bay Bay Kemal'in kökü ne ki bugün yaptıkları farklı olsun.
Karadeniz doğal gazının sevincini ilk ay ücretsiz yaparak milletimizle paylaştık. Gabar’daki petrolü daha da artıracağız. Nükleer santralimize yakıt çubuklarımızı getirdik. Savunma sanayii projelerimiz ülkemizin önemli gelir kaynakları arasına girmeye başladı. Kendi otomobilimizi üretmenin gururunu yolda gördüğümüz her Togg’la bir kez daha yaşıyoruz.
İstanbul’da her yıl 300 bin olmak üzere 5 yılda 1,5 milyon konutu yenileyerek şehrimizi bu sıkıntıdan kurtarmakta kararlıyız.
Çocuklarımıza ve gençlerimize hayallerini hayata geçirebilecekleri bir Türkiye bırakmakta kararlıyız. Sandıkta yapılacak hatanın maliyetinin çok ağır olacağını herkese anlatmalıyız.