İSLAM ALİMLERİ VE İSLAMİ ESERLER HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ
Merhum Hizbullah Cemaati Lideri Hüseyin Velioğlu, İslam alimleri konusunda taassuptan uzak durur, her birisinden ihtiyaç duyduğu konularda istifade etmeye çalışır, görüşlerini tartışma konusu yapmazdı. Özellikle de, günümüz şartlarında Müslümanların ihtiyaç duyduğu konularda, çağdaş İslam alimlerinden istifade etmeye çalışırdı. Bunların başında; Üstad Bediüzzaman Said Nursi, Üstad Hasan El Benna ve İmam Humeyni gelmekteydi.
1400 yıllık İslam Kültür Külliyatının çok zengin olduğunu ve bu günkü Müslümanların yaşadıkları sıkıntıların asıl sebebinin İslami eserlerin azlığı değil, amel ve uygulamanın yetersizliğinden kaynaklandığını, günümüzde yazmaktan çok, mücadele ederek yazılanları pratize etmeye ihtiyaç olduğunu söylerdi.
Siyere ayrı bir önem verirdi. Bu konuyla ilgili olarak S. V. adlı Cemaat mensubu şunları dile getirmektedir: "Siyere çok önem verir, sürekli olarak okumamızı tavsiye edip iyi anlamamızı isterdi. Ona; arkadaşlara hangi kitapları tavsiye edelim diye sorduğumuzda, ‘Siyeri okutun’ derdi. ‘Bugün Müslümanların dağınık ve bölük pürçük olmalarının temelinde, Siyeri iyi okumadıkları ve gereği gibi amel etmedikleri yatmaktadır. Siyer, İslami yaşam ve mücadelenin vahyin kontrolünde şekillenmiş halidir. Bu nedenle Müslümanlar Siyeri iyi okumalı, iyi anlamalı ve tatbik etmelidir. Siyer, Müslümanlar için saf ve berrak bir menbadır’ derdi."
D. Y. adlı Cemaat mensubu, Şehid Rehber’in konuyla ilgili düşüncelerini anlatırken şunları söylüyor: “Şehid Rehber ile ilgili dikkatimi çeken önemli diğer bir şey de, Peygamber efendimizin (sav) hayatına, siyerine çok ayrı bir önem ve ihtimam gösterirdi. Peygamber efendimizin siyerine yaklaşım tarzı bildiğimden farklı bir üsluptu. O bilgi edinmek için sanki siyeri mütalaa etmiyordu. Sanki yapacağı, yaşayacağı şeyler için Peygamber efendimizin hayatından kesitler, bölümler arıyordu. Bu amaçla kendisinin de özel bir siyer çalışması vardı. Resulullah efendimizin (sav) hayatı üzerine yazılan pek çok önemli siyer kitabını bilgisayar ortamına aktarmıştı. Bu konuda bir gün kendisini izleme fırsatım oldu. Bir işi ile ilgili (yapacağı bir iş) siyer sayfaları arasında geziniyordu. O konu ile ilgili bulduğu kısımları –bilgisayar ortamında– başka bir yere taşıyor ve alt alta sıralıyordu.
Şehid Rehber siyeri şöyle tanımlıyordu: “Siyer denilince bir kitap anlaşılmasın. Siyer, beşeriyeti vahye uydurma projesidir” derdi. İlk önerdiği Kur’an’ı Kerim’in okunması, hemen peşinden Peygamber efendimizin siyeri gelirdi.
İslam alimlerinden, önderlerinden istifade tarzı da dikkate şayandır. Şöyle söyleyebilirim; yoğunlaştığı alimlerin en önemli özellikleri; ilmi ile amil olan, özellikle de hareket sahibi olan alimlerdir. Mesela sıklıkla vurguladığı ve ön plana çıkardığı üç alim şunlardı: Üstad Hasan El–Benna, Üstad Bediüzzaman Hazretleri ve İmam Humeyni idi. Eğer dikkat edilirse, bu üç zatın takipçileri kendi özgün dünyalarında birbirinden çok uzak ve farklıdırlar. Oysa Şehid Rehber, kendi düşünce ve yaşam dünyasında bunları uzlaştırabiliyor, istifade edebiliyor ve ettirebiliyordu. Sadece bunlar değil, pek çok İslam aliminin önemli özelliklerini istifade edebilecek şekilde ön plana çıkarıyor, adeta güncelleştiriyordu. İmam Rabbani, İmam Gazali gibi.
Bu alimlerin eserlerine yaklaşım tarzı da tıpkı siyere yaklaşım tarzı gibi uygulamaya, pratiğe yöneliktir. Mesela Üstad Bediüzzaman’ın Risalelerinden faydalanma ve tanıtmaya yönelik 9 maddelik belki de 9 cümle hacminde kaleme aldığı tahlili, bu alimlerin eserlerini nasıl bir mükemmellikle kavradığı, süzgeçten geçirip istifadeye sunduğu hakkında fikir verir. Alimlerden bu şekilde faydalanmasının en önemli sebebi, zannımca taassup ve tutuculuk sahibi olmamasıydı.
M. S. adlı Cemaat mensubu da bu konuda şunları aktarmaktadır: “Şehid Rehber, asrımız veya geçmiş asırlardaki alimlerden her birinin öne çıkan ve Müslümanların onlardan istifade edebilecekleri güzel vasıflarını zikrederdi. Örneğin; Ş. Hasan El–Benna’dan teşkilatçılık ve örgütlü mücadele yönünü, İmam Humeyni’den bahsedince, önderlik ettiği inkılap ve emperyalizme karşı verdiği mücadelesini, Üstad Bediüzzaman’dan bahsedince, fikri ve akidevi yönü ile Kemalist rejime karşı verdiği kararlı ve uzun soluklu mücadelesini örnek gösterirdi. Diğer İslam alimlerinden de bahsedince, aynı şekilde saygıyla bahseder, İslam’a hizmet ettiklerinden dolayı onlara minnettarız derdi. Tabi bu özelliği, Cemaatin diğer mensuplarına da sirayet ederdi. Çünkü bu tür sohbetlerinin tesiri olduğu gibi, mensupların eğitimiyle ilgili verdiği talimatlarda da bu görüşlerinin yansıması vardı. “
B. V. adlı Cemaat mensubu ise bu konuda şunları belirtmektedir: “Şehid Rehber, İslam alimlerinin eserlerine önem veriyordu. Asrımız alimlerinin eserlerinin başında Risale–i Nur geliyordu. Benim şahsıma emir şeklinde tavsiye etmekle beraber Osmanlıca yazılmış Asar–ı Bediiye ve Miftahül İman adlı kitapları hediye etmişti. Yakın arkadaşlarına da Risale’yi tavsiye ediyordu. Bizi Risale okumaya teşvik etmek ve sevdirmek için bazen Risaleden ortama uygun kısımları okuyordu. Risaleyi okuyan arkadaşları seviyordu. Nerede olsaydı mutlaka yanında Kur’an–ı Kerim, Cevşen ve bir Risale külliyatını bulundururdu. Şehid Rehber, siyer kitaplarını çok seviyor ve özel bir önem veriyordu. Özellikle son zamanlarda siyere çok ağırlık vermişti. Hatta birçok defa: “Biz siyerciyiz. Her hareket bir şeye ağırlık verir ve kendini bir şeye nispet eder. Biz de hareket olarak siyerciyiz” dediğine şahid oldum. Son zamanlarda bir siyer çalışması yapıyordu. Tamamlayıp tamamlamadığını bilmiyorum."
Devam edecek…