Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Asgari ücret artışından memur ve emekli zammına yıl başında gerçekleştirdiğimizi çalışmaların devamını getireceğiz. Temmuz ayı enflasyon farkı ve refah payına dayanan hazırlıklarımız var. Memurlarımız müsterih olsunlar. Onların haklarını teslim etmek boynumuzun borcudur. Kimseyi enflasyona ezdirmeyeceğiz." dedi.
Konuyla ilgili milliyet.com.tr'ye açıklamalarda bulunan Yeminli Mali Müşavir Ahmet Kurtuluş şu ifadeleri kullandı:
Kamu işçisinin taban aylığı işçi tarafının talebi doğrultusunda gerçekleşti. İşçi tarafının tüm talepleri Sayın Cumhurbaşkanının açıklaması doğrultusunda kabul edilmiş oldu. Bunu olumlu bir gelişme olarak değerlendirmemize karşın tabanın üstünde ücret alanlarla taban ücret alanlar arasındaki makas daralmış oldu.
Örneğin 10.000 TL alan bir işçinin maaşı 15.000 TL’ye yükseldi ve yüzde 50 oranında maaş artışı söz konusu oldu. Diğer taraftan tabanın üstünde maaş alan işçinin maaşı yüzde 45 oranında artırıldı.
Bu durum çalışma barışının bozulmaması için göz önünde bulundurulması gereken bir husus olarak öne çıkıyor.
ASGARİ ÜCRET VE MEMUR MAAŞLARI
Kamu işçisine yapılan bu oran mutlak anlamda asgari ücret, memur ve emekli maaşlarında beklentiye yol açacaktır. Memur maaşları açından düşünüldüğünde kamu işçileri ile memur arasındaki makasın daralmaması için aynı oranda memurlara da zam yapılması bir zorunluluk haline gelmektedir.
Ben aynı oranda memur maaş zammına yansıyacağı kanaatindeyim. Asgari ücret ve emekli zammını ise direkt olarak etkilemeyeceği kanaatindeyim.
Temmuz döneminde emekli zamlarına yapılan oran yine yüzde 30 civarlarında kalacaktır.
ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLUR?
Bakan Bilgin’in son dönemde yaptığı açıklamalar emek ve emekçi açısından değerlendirildiğinde çok olumlu açıklamalardır. Gerek çalışma saatlerinin 6 saate düşürülmesi gerekse asgari ücretin 500 dolara yükseltilmesi çok olumlu hedeflerdir.
Ancak çalışma hayatının en önemli bileşenlerinden biri işçi ise diğer iki önemli bileşen de işveren ve devlet tarafıdır. Bu iyileştirmelerin gerçekleşmesinde en önemli yük işverende kalmaktadır. Bu yükün hafifletilmesi anlamında devlet tarafının ciddi hamlelerini gözlemlemekteyiz.
Asgari ücretin belirlenmesinde iki önemli unsur olarak döviz kuru ve enflasyon ön plana çıkmaktadır.
Saydığımız bütün bu faktörleri bir arada değerlendirdiğimizde Sayın Bakan Bilgin’in 500 dolar hedefini iyi niyetli ancak kısa zamanda ulaşılması zor bir hedef olarak görüyoruz.