VAN -Van`a 35 kilometre uzaklıktaki Ağartı köyünde inşa ettirilen Ayanis Kalesi`nde, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu başkanlığında 1989 yılında başlatılan kazılar, 23. yılına girdi.
Şimdiye kadar çok sayıda tarihi eserin gün ışığına çıkarıldığı kazılarla ilgili gazetecilere açıklamada bulunan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Mahmut Bilge Baştürk, bu yılki kazı çalışmalarının yaklaşık bir ay önce başladığını söyledi.
Baştürk, kazıların Almanya`dan bir doktora öğrencisinin de aralarında bulunduğu 20 kişilik ekiple sürdürüldüğünü vurgulayarak, çalışmaların Ağustos ayı sonuna kadar devam edeceğini ifade etti.
Deprem ve sonrasında yaşanan yangın sonucu çöktüğü belirlenen kalede, tüm eserlerin toprak altında kaldığı için günümüze kadar bozulmadan muhafaza edildiğini anlatan Baştürk, şöyle konuştu:
"Kalede 23 yıldır süren kazı çalışmalarında sayısız eser gün ışığına çıkarıldı. Eserlerin yanı sıra kale içindeki saray yapısı ve tapınak da ortaya çıktı. Kalenin dış alanında da yaptığımız çalışmalarda bü yük bir yaşam alanı olduğu ve farklı kültürlerin bir arada yaşadığını belirledik. Kalenin üst kısmındaki tapınakta bulunan yazıt, Urartulara ait şu ana kadar bulunan en uzun üçüncü yazıt niteliği taşımaktadır. Yazıtta, kaleyi ve çevresindeki yaşam alanını, Urartu Kralı II. Rusa`nın çeşitli ülkelerden getirdiği esirlere inşa ettirildiği bilgisine ulaşılmaktadır."
-TAPINAKTAKİ BEDDUA-
Baştürk, yazıtın 18 metre uzunluğundaki 8 taş bloktan oluştuğunu dile getirerek, yazıtta savaş tanrısı Haldi, güneş tanrısı Şivini ile fırtına ve afet tanrısı Teişeba için adanan kurbanların sıralandığını bildirdi.
Kalenin karşı tarafındaki Süphan Dağı`nın adının da birçok Urartu yazıtında olduğu gibi bu yazıtta da Eiduri olarak geçtiğine değinen Baştürk, dağın Urartular için kutsal bir nitelik taşıdığını, ancak isminin ilk kez bu yazıtta tanrı adları arasında sıralandığını kaydetti.
Yazıtın sonunda II. Rusa`nın, kaleyi yakan ve yıkan kişilere yönelik beddua ettiğine dikkati çeken Baştürk, "II. Rusa`ya ait yazıt, `Ben Argişti oğlu Rusa, bu tapınağı ben yaptım. Kim bu tapınağı yıkar, yok eder veya ben yaptım derse tanrı Haldi, tanrı Şivini ve tanrı Teişeba tohumunu bu dünyadan kaldırs ın, yok etsin` gibi bir bedduayla bitiyor" dedi.