Kurtulmuş'un açıklamalarından öne çıkanlar;

CHP ile AK Parti arasında büyük bir fark olduğu, Sayın Cumhurbaşkanımız ile Kılıçdaroğlu arasında büyük bir fark olduğunun farkındalar. Muhalefet her alanda varlığını ortaya koymaya çalışıyor. Siyaset din için değil, samimi olarak vatandaşımızın yanında yer aldık.

Biz sahte hesaplar üzerinden sosyal medyadan siyaset yapmıyoruz. Siyasetin en önemli unsuru yüz yüze iletişimdir. Çok farklı araçlar devreye giriyor ama yüz yüze ayrı. Sahada olmayanın sandıkta olması mümkün değil.

Keşke şeytan işidir. Olmasaydı dediğimiz şeyler olmuştur ama keşke demiyoruz. Türkiye ağır etkileri olan süreçlerden geçti. Ağır ve yıkıcı süreçlerden yıkılmadan geçmek önemli. Yüksek kiralarla ilgili vatandaşlarımızın rahatsızlığı var. Enflasyon en çok mücadele ettiğimiz konulardan birisi. 14 Mayıs'tan sonra birinci önceliğimiz enflasyonu aşağıya çekmek olacak. Hayat pahalılığı karşısında vatandaşımızı ezdirmeyeceğiz. Ekonomi politikamızın iki temel önceliği olmak zorunda. Türkiye büyüyecek kalkınacak ama demokrasi içerisinde büyüyecek. Yüksek standartta büyümesi olan ülkelerin yüksek demokrasisi olmalı. Türkiye'yi serbest pazar ekonomisi içerisinde bu büyümeyi yapacağız.

Türkiye'yi iki günde şamar oğlanına döndürürler
Kılıçdaroğlu'nun Batı'ya yaptığı açıklamalar siyaseten bir hezeyan. 2002'den beri AK Parti iktidardadır. Hukuki, siyasi reformlar gerçekleştiren hak ve özgürlükler konusunda büyük adımlar atmış bir partidir. Devrim niteliğinde adımları atan siyasi harekettir. Türkiye'nin önünde duran vesayet odakları tarihin tozlu raflarına atılmıştır. Batı'ya endeksli olmak hezeyandır, bizimle olan farkları bu. Türkiye jeopolitik olarak en önemli noktalardan birisi. Balkanlar, Karadeniz, Kafkaslar, Doğu Akdeniz, Orta Doğu... Türkiye kendi ayakları üzerinde durmak zorunda. Türkiye'yi iki günde şamar oğlanına döndürürler. Müstemleke tipi yönetime rıza gösteren bir yapıdır. Biz NATO ile de Rusya ile de iyi ilişkiler kuracağız demek başka bir şey biz ABD'ye ve Avrupa'ya göre hizalanacağız demek başka bir şey. Sen ABD isen ben Türkiye'yim, sen AB isen ben de Türkiye'yim. Bizim ortaya koyduğumuz budur. Prensipli müzakereler ve lider diplomasisi, Cumhurbaşkanımızın literatüre soktuğu iki unsurdur.