Bakan Özer burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de de Millî Eğitim Bakanlığı'nın Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ile öğrencilere mümkün olduğunca destek sağlamaya çalıştığını belirtti.

Bakan Özer, "İşte biz bu bilinçle son iki yıl içerisinde yeni dijital platformlar oluşturmak üzere yola çıktık. O ana kadar bizde sadece EBA vardı. Öncelikle en kıymetli varlığımız olan öğretmenlerimizden başladık. Öğretmenlerimizi uzaktan mesleki girişimlerini desteklemeyle ilgili Öğretmen Bilişim Ağı ÖBA'yı oluşturduk. EBA'ya ÖBA'yı ekledik." diye konuştu.

Özer şöyle devam etti: "ÖBA öyle bereketli geldi ki gerçekten, Türkiye'de biliyorsunuz öğretmen sayısı gerçekten kıta Avrupa'sındaki çoğu ülkeye göre çok sayıda, yani 1,2 milyon öğretmen olan devasa bir eğitim sistemimiz var. Öğretmenlerimizi sadece yüz yüze mesleki gelişim eğitimleriyle seminerle destekleme yerine özellikle o bir haftalık ara tatillerde, okula gelme zorunluluğunu ortadan kaldırarak ÖBA ile desteklemek istedik, meyvelerini çok kısa sürede aldık. 2021 yılında öğretmen başına düşen eğitim saati 44 saatken, 2022 yılının sonunda öğretmen başına düşen eğitim saatini 250 saate çıkarttık. Bakın bir dijital platform, eğitim sistemine nasıl bir dalga etkisi yaratıyor? Öğretmenlerimiz ne kadar mesleki gelişim eğitimleriyle desteklenirse bundan kim müstefit olacak? Okullarımız, öğrencilerimiz, eğitimin kalitesi artacak."

Daha sonra 2022-2023 eğitim öğretim yılında, son 20 yıldaki eğitimde fırsat eşitliği odağında, garip gurebanın ders kitaplarına erişimini desteklemek amacıyla 19 milyon öğrencinin ders kitaplarının ücretsiz dağıtıldığını ve buna yardımcı kaynağın da eklendiğini anımsatan Bakan Özer, ilk kez tüm kademelerde bu eğitim öğretim yılı içerisinde 190 milyon yardımcı kaynağın tüm öğrencilere eriştirildiğini kaydetti.

Herkese sadece aynı yardımcı kaynağı göndermeyle kalmadıklarını ifade eden Özer, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de artık 'her öğrenci biricik' yaklaşımıyla baktıklarını ve bu anlamda seferberlik başlattıklarını bildirdi. Özer söz konusu çerçevede şunları söyledi: "Dedik ki bu ülkede eğitim sisteminde desteklememiz gereken üç tane dil var. Bir ana dil Türkçe. Gerçekten Türkçe ile ilgili, sadece okuduğun anlamayla ilgili öğrencilerimizin becerileri varken, dinleme, dinlediğini anlama, konuşma ve yazmayla ilgili becerilerini destekleyen mekanizmalar çok yaygın değildi. Bu dört beceriyi de merkeze alan ve çocuklarımızın kelime hazinesini sürekli yenileyen, diline sahip çıkan bir eğitim sistemimiz olsun istedik. İkincisi matematikti. Matematiğe artık biz bir dil olarak bakıyoruz, bir ders olarak değil. Bazı öğrencilerin başarılı olduğu, bazılarının doğuştan başarısız olduğu bir ders değil. Tüm öğrencilerimizin, tüm yavrularımızın öğrenmesi gereken ve hayatla rasyonel bir şekilde ilişki kurması gereken bir dil. Matematik seferberliğini başlattık. Sonra yabancı dil seferberliğini başlattık. Bu ülkenin niye İngilizce ile ilgili bir sorun olsun? Problemleri çözecek şekilde yeni adımlar attık. Önce matematik seferberliğiyle ilgili dijital platform kurduk ve kamuoyuna bunu tanıttık. Daha sonra 'Diyalekt' diye geçen hafta İngilizce bir platformu tüm kamuoyuna, tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize ve vatandaşlarımıza, çünkü e-Devlet olan herkese açık, onu açtık. Önümüzdeki günlerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dil öğrenmesiyle ilgili en önemli destekleyici mekanizma olacak. Ücretsiz bir şekilde erişilebiliyor. Türkçe dijital platformda hazırlandı, pazartesi günü itibariyle inşallah onu da erişime açıyoruz. Dolayısıyla birken, beş tane ilave dijital platformla eğitim sistemimizi tahkim ettik."

"Millî Eğitim Bakanlığı sadece eğitim çağına eğitim veren bir Bakanlık değil"

Bugün tanıtımı yapılan HEMBA'nın, Millî Eğitim Bakanlığı'nın ilave bir sorumluluk alanıyla ilişkili olduğunu gösterdiğini dile getiren Bakan Özer, "Millî Eğitim Bakanlığı sadece eğitim çağı nüfusuna eğitim veren bir Bakanlık değil. Aynı zamanda bu ülkenin eğitim çağı nüfusunun dışındaki tüm vatandaşlarının gelişmesi için her türlü eğitim mekanizmasını sunan bir Bakanlık." dedi.

Halk eğitim merkezleri ve olgunlaşma enstitüleri üzerinden vatandaşlara sürekli eğitime erişebilme imkânı verildiğini bildiren Bakan Özer, "2021 yılında yaklaşık 3-4 milyon vatandaşa hizmet veren bir halk eğitim merkezi kapasitemiz vardı. Orada ciddi boşluk vardı çünkü halk eğitim merkezlerinin geçmiş istatistiklerine bakarsanız aslında halk eğitim merkezlerinden en fazla yararlananların kadınlar olduğunu görürsünüz; yüzde 60, yüzde 70. Biz kadını desteklemediğimiz müddetçe, kadının eğitime erişimini, gelişimini desteklemediğimiz müddetçe sağlıklı bir toplum inşa edebilmemiz mümkün değil." ifadesini kullandı.

Bu sebeple halk eğitim merkezleri için yeni bir hedef koyduklarını anlatan Bakan Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü: "2022 yılında ayda 1 milyon vatandaşa erişecek şekilde kapasitemizi zorladık. 2022 sonunda 12 milyon vatandaşa erişmeyi hedeflerken 13,5 milyon vatandaşa eriştik. Yani hedef koyduğunuz zaman gerçekten o hedefi gerçekleştirmek için odaklandığınız zaman Allah yardım ediyor. İki yıldaki koyduğumuz hedeflere bakıyorum; okulöncesi eğitim, mesleki eğitim, öğretmenlik meslek kanunu, köyü okulları, her okula kütüphane, okullar arası imkan farklılıklarının azaltılması... hepsini bitirdik, yani eğitim sisteminde çözülemeyecek hiçbir problem yok."

Daha sonra aile okulunu devreye aldıklarını kaydeden Bakan Özer, önce ailelerin, ardından gençlerin ve sonrasında da toplumun çözüldüğünü dile getirdi. Bakan Özer, bu sebepten dolayı ailenin önemine işaret ederek, "Ailemizin bu toprakların kültürünün, değerlerinin içselleştirildiği, aynı zamanda çevre bilinci, trafik bilgisi gibi hayat becerileriyle ilgili de modüllerin olduğu bir aile okulu projesini başlattık Emine Erdoğan hanımefendinin himayesinde. Kısa sürede 1,5 milyon aileye ulaştık." diye konuştu.

Halk eğitim merkezleriyle ilgili iki hedefin belirlendiğini söyleyen Bakan Özer şöyle devam etti: "Yaklaşık 5 bin tane kursla vatandaşlarımıza hayat boyu öğrenme kapsamında eğitim veren halk eğitim merkezlerimizdeki kurslarımızı güncelleme sürecini başlattık. Özellikle değişen işgücü piyasası dinamiklerine göre insanlarımızı sürekli eksiklerini telafi edecek güncel dinamik eğitim modülleriyle desteklemek için güncelleme sürecini başlattık. Aynı zamanda hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin içerisindeki vatandaşlarımızın hem de yurt dışındaki bizi temsil eden vatandaşlarımızın Almanya'da, Kosova'da, Bosna Hersek'te, Avusturalya'da, dünyanın neresinde olursa olsun, bu vatandaşlarımızın uzaktan dijital bir modül üzerinden halk eğitim merkezi kurslarına katılıp, e-Devlet üzerinden sertifikalarını alacak bir mekanizma inşa edelim istedik. Vefa duygusuyla bu projeyi başlattık ve bugün işte açılışını yapıyoruz. İnşallah bu dijital platform içerikleri sürekli zenginleştirilerek her geçen gün zenginleştirilerek, tüm dünyadaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, Türklere kardeşlerimize hizmet edecek biricik bir platformu olacak. Bu platformun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Emek veren herkese çok teşekkür ediyorum."

(İLKHA)