Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Beşyol Meydanı'nda düzenlediği mitingde vatandaşlara hitap etti. Eşi Emine Erdoğan ile kürsüye gelerek meydanı dolduran vatandaşları selamlayan Erdoğan, sözlerine, "Biz Van'ı çok seviyoruz. Vanlı kardeşlerimizi çok seviyoruz. 14 Mayıs akşamı inşallah hep birlikte balkondan sesleniyor muyuz? Buna hazır mıyız? 14 Mayıs'a gümbür gümbür yürüyor muyuz?" diyerek başladı. Yaklaşık bir yıllık aradan sonra yine Van'a geldiklerini dile getiren Erdoğan, "Son gelişimizde 'Gönül dünyadan geçer amma ki Van'dan geçmez' diyerek sizinle kucaklaşmıştık. Bugün yine aynı hissiyatla bir aradayız." ifadesini kullandı.
Van'ın, sadece Türkiye'nin yükselen yıldızı değil, aynı zamanda bölgesinde ve dünyada gıptayla takip edilen bir şehir haline geldiğini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Van, eskiden de buradaydı. Ama böylesine bir cazibe merkezi haline gelememişti. Biz her şeyden önce Van'ı terör örgütünün tasallutundan kurtardık. Hem bu şehirde yaşayan insanların hem buraya gelen ziyaretçilerin güven içinde, huzur içinde hayatını sürdürebileceği bir iklim tesis ettik. Kardeşlerim, devletinize güvenin, bize güvenin. Huzurunuza ve hatta namusunuza göz diken terör örgütü bir daha sizin kılınıza bile ilişemeyecek."
"GABAR, AYRI BİR PETROL ZENGİNLİĞİYLE ANILACAK"
Van depremini hatırlatan Erdoğan, o dönemki HDP'li belediye başkanının Van'ı susuzluğa mahkum ettiğini, Van depreminden sonra da adım atmadığını belirtti. Erdoğan, şehir suyunun büyükşehir belediye başkanının sorunu olduğunu, HDP'li belediyenin bunu çözmediğini ve "Gelsin devlet yapsın" dediğini dile getirdi. Van'ın susuzluğunu AK Parti iktidarının giderdiğini belirten Erdoğan, "Edremit'i 'Edremit', biz yaptık. Erciş'i 'Erciş', biz yaptık. Tuşba'yı 'Tuşba', biz yaptık. Nerede belediye? Belediye başkanı niye görevini yapmadı? Hani bunlar benim Kürt kardeşlerimi seviyordu. Bunlara inanıyor musunuz? Türk'üyle, Kürt'üyle biz yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Bizim dinimizde Türk, Kürt, Arap, şu, bu ayrımı yok. Biz sadece Allah için seviyoruz. Kürt kardeşlerimi de aynı anlayışla seviyoruz." şeklinde konuştu.
Alandaki bir vatandaşın elinde tuttuğu, "Artık Gabar terörle değil, petrol rezerviyle anılacak." yazılı pankartı okuyan Erdoğan, "Bunu kim yaptı? Yine biz yaptık. Bundan sonra Gabar, terörle anılmayacak. Bundan sonra Gabar, inşallah o bölgede ayrı bir petrol zenginliğiyle anılacak." dedi. Karadeniz doğal gazının şu anda evlere ücretsiz verildiğini, yıl sonuna kadar da 25 metreküpe kadar olan kısmının ücretsiz olacağını dile getiren Erdoğan, "İşte bunları yaparsa AK Parti yapar. Ama bizi bu yolda yalnız bırakmayacaksınız değil mi? 14 Mayıs akşamı inşallah hep birlikte bir başka güleceğiz." dedi.
"BENİM KÜRT KARDEŞLERİME LEKE SÜRMEYİN"
Birileri eski kara ve kanlı günlerin hayaliyle yaşamaya devam etse de bunun sona erdiğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: "Yıllarca sizin ve evlatlarınızın canı ve geleceğini karartarak istismar siyaseti yapanların dönüp dolaşıp kimin arkasına takıldığını gördünüz değil mi? Diyarbakır Anneleri'nin acısını biliyorsunuz değil mi? Bunları Kandil'e kimler kaçırdı? 10 yaşında, 15 yaşında, 16 yaşındaki o kızlarımızı, o çocuklarımızı Kandil'e kimler kaçırdı. Bunlar ne diyorlar? 'Biz Kürt'üz.' Benim Kürt kardeşlerime leke sürmeyin. Bunların Kürtlükle alakası yok. Bunlar sadece vahşet kusuyor, vahşet. İnşallah 14 Mayıs'ta bunların hesabını sormaya var mıyız? Ben sizlere inanıyorum. Sizi Allah için seviyorum.
Gidip, Van'dakiler dahil Kürt kardeşlerimize her türlü zulmü yapan, her türlü insanlık suçunu işleyen CHP'ye şimdi payanda oldu. Düşünün, CHP gelip de burada miting yapabilir miydi? Kimle yaptılar? Şimdi bu hesabı sormak lazım. CHP'ye desteklerini hem de utanmadan, sıkılmadan, ahlaksızca 'Dişe diş kana kan' diyerek ifade edenlerin derdi Van olabilir mi? Vanlının huzuru ve refahı olabilir mi? Bu ülkenin başına bir CHP'li getirmek için sizin karşınıza geldiklerinde onlara bunun hesabını sormayacak mısınız? Ülkemizdeki herkes gibi Kürt kardeşlerin de hakkını, hukukunu, özgürlüğünü en geniş manada kullanabileceği demokrasi zeminini biz kurduk mu? Kurduk. Aynı şekilde, tüm şehirlerimiz gibi Van'ın da kalkınma eksiklerini yine biz tamamladık mı? Tamamladık."
"BAY BAY KEMAL NE SÖZ VERDİ?"
Van'ı 2011 depreminin ardından adeta yeni baştan inşa ettiklerini belirten Erdoğan, bugüne kadar Van'da TOKİ kanalıyla 24 bin konutu bitirip sahiplerine verdiklerini belirtti. "Şimdi de 3 bin 200 yeni konut, 250 yeni işyeri, 27 bine yakın altyapılı arsa vererek, Van'ı daha da güzelleştirecek bir hazırlığın içindeyiz." diyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Bay bay Kemal ne söz verdi? Bu CHP'lilere, HDP'lilere sormak lazım, siz Van'a ne kazandırdınız, bir de onu söyleyin. Daha okulunu, hastanesini, sosyal yardımlarını, millet bahçelerini, bölünmüş yollarını, havalimanımızı, barajları, sulama tesislerini, organize sanayi bölgesini, doğal gazı saymıyorum bile... Çevre yolunun inşası sürüyor mu? İnşallah onu da seneye bitiriyoruz. Karadeniz limanlarını İran'a, Asya'ya, Orta Doğu'ya Van üzerinden bağlayan altyapı çalışmalarını süratle tamamlamakta kararlıyız. Van'a 21 yılda ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Bunu özellikle bir kardeşiniz olarak, Türk'ü, Kürt'ü hepsini koyun bir kenara. Dedim ya yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz... 96 milyar liralık kamu yatırımını Van'a yaptık. Şimdi bunu katlayarak artıracağız."
Köken ve mezhep ayırımcılığı değil eser ve hizmet siyaset yaptıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Hiç getirdikleri bir şey yok, hiçbir zaman da getirmeyecekler bunu bilin. Çünkü biz birileri gibi köken ve mezhep ayırımcılığı değil eser ve hizmet siyaseti yapıyoruz. Onun görevi sadece mutfakta video çekmek. Masa müzakere masası olmaktan çıktı. Herhangi bir menzili olmadığı için ne tarafa iterseniz o tarafa gidiyor. Direksiyonda Kılıçdaroğlu gözüküyor; ama değil. Görevi mutfakta video çekmek sahnede kalp yapmak. 85 milyon vatandaş, tarihinin en güvenli, huzurlu, rahat, müreffeh dönemini yaşarken, Türkiye'yi eski karanlık günlerine döndürmenin kime faydası var? (Millet İttifakı) Geçmişlerini ve kendilerini inkar pahasına düşmüşler Kılıçdaroğlu'nun peşine, nereye doğru gittiklerini bile bilmiyorlar. Hiç getirdikleri bir şey yok, hiçbir zaman da getirmeyecekler bunu bilin. Çünkü biz birileri gibi köken ve mezhep ayırımcılığı değil eser ve hizmet siyaseti yapıyoruz.”
YAPICIOĞLU: “ÖNÜMÜZDEKİ 100 YILI ETKİLEYECEK BİR SEÇİM YAPACAĞIZ”
HÜDA PAR Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, Van'da mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik ederek kalabalığa hitap etti. Seçimler için son günlerin yaklaştığını hatırlatan Yapıcıoğlu, “Geriye sayım başladı; 9 gün sonra sandık kurulacak ve inşallah önümüzdeki 100 yılı etkileyecek bir seçim yapacağız. Bu seçim sadece önümüzdeki 5 yıl memleketi kimin cumhurbaşkanı olarak idare edeceğini değil; önümüzdeki 5 yıl parlamentoda şehrimizi hangi milletvekillerinin temsil edeceği seçimi değil emin olun bu seçimin bunun çok ötesinde anlamı var. Her seçimden önce belki insanlar, bu seçim çok önemli dediler ama bu seçim gerçekten 2’nci yüzyılında heba olmaması için çok çok çok dikkatli olmamız gereken bir seçimdir. Bu seçimde iki tane seçim yapacağız; bir cumhurbaşkanlığı seçimi, birde parlamento seçimi. Cumhurbaşkanlığı seçiminde her ne kadar 4 aday varsa da aslında seçimin temelde iki aday arasında geçeceğini diğer adaylarda kabul ediyor. Bu adaylardan birisi 21 yıldır memlekete epey bir mesafe kat ettiren, adeta çağ atlatan; şu anda da Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Allah’ın izniyle 14 Mayıs’ta da Sayın Cumhurbaşkanımızı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde 2’nci kez Cumhurbaşkanı olarak göndereceğiz ve önümüzdeki yüzyılın inşa süreci çok hızlı bir şekilde başlayacaktır inşallah.” dedi.
“CHP ZİHNİYETİNDE YAPMAK YOKTUR, İNŞA ETMEK YOKTUR, ISLAH ETMEK YOKTUR”
Yapıcıoğlu, “Diğer tarafta, aslında yapılan anketlerde sanki seçimde yüzde 60-70 bir çoğunlukla kazanacaklarmış gibi kampanyayı başlatan Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Adayı Kemal Kılıçdaroğlu var. Bu iki aday arasında aslında mukayese yapmak bile hata, gerçekten karşılaştırmak bile hata fakat sosyal medya üzerinden arkalarına uluslararası güçlerin de desteğini alarak öyle bir hava estiriyorlar ki sanki iktidar onlar için garanti ve iktidara geldiklerinde memleketin bütün sorunlarını çözecekler. Bakınız; geçtiğimiz Şubat ayının 6’sında 11 vilayeti etkileyen deprem yaşadık, Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın. 1 milyona yakın ev yıkıldı, 10 milyona yakın vatandaşımızı etkileyen bir depremdi. Daha depremin üzerinde 2,5 ay gibi bir zaman geçmişti ki pek çok yerde afet konutlarının yapımı tamamlandı, bazıları yerlerde onların anahtarlarını teslim ettik. 2011’de Van yıkıcı bir depremle sarsıldı. Bütün bu depremlerde vefat etmiş kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum, Rabbim bir daha böyle acılar yaşatmasın geride kalanlara hayırlı ömürler versin. Giden canları geri getirmek mümkün değil ama Vanlı kardeşlerim bunu çok iyi biliyor, evleri yıkılanlara TOKİ kısa bir süre içerisinde evlerini yaparak teslim etmedi mi? Peki Van bunu unutacak mı? Şunu da unutmayın CHP zihniyetinde yapmak yoktur, inşa etmek yoktur, ıslah etmek yoktur; yıkmak, istemezükçülük, karşı çıkmak, her şeye muhalefet etmek yapılanı yapılmamış gibi göstermek, olmayanı kendileri tarafından yapacakmış gibi göstermek vardır. Bomboş vaatler vardır. Ne vaat ediyorlar mesele? Diyorlar ki ‘söz, biz gelince şu işi halledeceğiz’. Peki nasıl? Nasılı yok. Biz gelince falanca sorunu çözeceğiz. Peki nasıl? Nasılı yok. Şimdi bir iki hususu birlikte hatırlayalım; yola çıktıklarında 6’lı masanın ortaklaştığı bir tane nokta vardı değil mi? Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri döneceklerdi. Peki; şu son dönemde her tarafta seçim çalışmaları yapılıyor, güçlendirilmiş parlamenter sistemden bahsediyorlar mı? Hayır. Nereye geldiler? 7 yardımcılı Cumhurbaşkanlığı Sistemi. Bu normal mi? Ama onlar için normal. Bir traktör sözü vardı, hatırlıyorsunuz değil mi? O sözü kendi tabirleri ile ne için vermişlerdi? Milletin ilgisini çekmek için yani itiraf ediyorlar, diyorlar ki; biz size söz versek de size verdiğimiz sözlere aslında çok kulak asmayın; biz size sandık gününe kadar söz veririz. Sizin oyunuzu aldıktan sonra pişkince sırıtır ‘biz sizin dikkatlerinizi çekmek için öyle söylemiştik’ derlerse hiç şaşırmayın. O yüzden; mümin bir delikten iki defa ısırılmaz. Daha önce kandırdılar bir daha kandırmasınlar.” şeklinde konuştu.
“SAKIN HA! CHP ZİHNİYETİNE YOL VERMEYİN”
14 Mayıs seçimlerinde ne için CHP’nin adayına oy verilmemesi gerektiğini başlıklar halinde açıklayan Yapıcıoğlu, “Eğer Türkiye’nin 60-70 hatta 100 yıl geriye gitmesini istemiyorsanız; sakın ha CHP zihniyetine yol vermeyiniz. Eğer gerçekten memleketin tam bağımsız olmasını istiyorsanız, sakın ha mandacı zihniyete yol vermeyiniz. Eğer bu memlekette tek parti faşizminin olduğu dönemde zulüm gören; Kürt’ün, Alevi’nin, dindarın yeniden ötekileştirilmesini istemiyorsanız, yeniden aynı zulümlere maruz kalmasını istemiyorsanız, yeniden birliğin beraberliğin bozulmasını istemiyorsanız, yeniden bu vatandaşlarımızın iç düşman olarak tanımlanmasını istemiyorsanız bu zihniyete geçit vermeyiniz. Milletin inancıyla, kutsalıyla kavgalı olan bu zihniyet yine bir 14 Mayıs günü, 14 Mayıs 1950 günü vatandaş tarafından muhalefete mahkûm edildi. Bu öyle bir mahkûmiyet ki ebet müddet bir muhalefet mahkûmiyeti. Bir daha da normal yollarla halkın çoğunluğu onlara destek vermedi inşallah bundan sonra da destek vermeyecek. Muhalefete mahkûmiyet dolayısıyla onlarda gerçeği gördüler. Neydi o gerçek? Onlar on yıllarca vatandaşın inancıyla kavga ettiler, vatandaşın örtüsüyle mücadele ettiler, vatandaşın başörtüsünü başından zorla çıkarıp almaya çalıştılar. Bir kısım vatandaşımızın varlığını inkâr ettiler, dilini yasakladılar hatta katliamlar yaptılar. Bundan dolayı bu millet onlara iktidarı vermedi, vermeyeceğini onlarda gördü; şimdi mavi boncuk dağıtıyorlar. Şimdi değişmiş gibi yapıyorlar. İnşallah bu zihniyete; yine bir 14 Mayıs günü 1950’den tam 73 yıl sonra yeniden bu millet diyecek ki biz senin değiştiğine inanmadık, seni samimi bulamadık, seni muhalefete mahkûm etmiştik o mahkûmiyetin devam ediyor diyecek.” şeklinde belirtti.
“ONLAR BİR ŞEY YAPMAZ; SADECE PROPAGANDA YAPAR”
Dünyanın dört bir tarafındaki mazlumların gözünün Türkiye’de olduğuna dikkat çeken Yapıcıoğlu; “Onların ümitleri kırılmasın diye 14 Mayıs’ta inşallah bir kez daha Recep Tayyip Erdoğan demeliyiz. Eğer o mazlumlarla birlikte memleketin garip gurebasının da üzülmesini istemiyorsak; CHP zihniyetine geçit verilmemelidir. Çünkü onlar bir şey yapmaz sadece propaganda yapar. Eğer öz vatanında sana parya muamelesi yapılmasını istemiyorsan bu zihniyete geçit vermemelisin. Eğer ahlaksızlık korunmasın, namusa ‘sözde’ denmesin, inancına devlet eliyle hakaret edilmesin yeniden Türkiye bir uydu ülke olmasın istiyorsan o zaman bir yol kazasının yaşanmasına fırsat vermemelisin. Vesayet kurumlarının geri gelmesini istemiyorsan, yeniden Recep Tayyip Erdoğan demelisin.” diye belirtti.
Yapıcıoğlu konuşmasının devamında, “Birileri çıkıp Kürtler iktidara oy vermemeli diyor hatta oy verenlere hakaret ediyorlar. Peki neden? Neden, Kürtler Erdoğan’a oy vermeyecekmiş? Gelir gelmez hukukun ayaklar altına alındığı OHAL’i kaldırdığı için mi? İşkenceye sıfır tolerans dediği için mi? TRT’nin bir kanalında 24 saat Kürtçe yayın yaptığı için mi? Kürtçe siyasi propagandanın önünü açtığı için mi? Serbestçe konuşabildiğiniz, okullarda seçmeli Kürtçe dersi konulduğu için mi? Kürtçe klasikler Kültür Bakanlığı tarafından basıldığı için mi? Bu listeyi saymaya kalkarsak çok uzun sürer.” şeklinde konuştu. Konuşmasını kalabalığa Kürtçe hitap ederek nihayete erdiren Yapıcıoğlu, “Gelî xuşk û bira, baş guhên xwe bidin. Roja 14 ê Gulanê wexta hun çûn sen sindûqa Gelîyê Zîlan hun ji bîr nekin, destê xwe deynin ser wijdanê xwe û wê şiklî muhra xwe lêxin, wê şiklî dengê xwe bidin ÎnşeAllah ev memleket careke dî zilmeke wiha nabîne.” ifadelerini kullandı.