Şanlıurfa'nın Karaköprü ilçesinde Akpiyar Mahallesi'nde yaşanan sel felaketi nedeniyle Akpınar Deresi taşmıştı. Dere kenarında 'Piyar Bölgesi' diye adlandırılan bölgede bulunan binalar sular altında kalmıştı.
Sel felaketinden bu yana dere kenarında bulunan binaların bodrumlarının hala çamurlu su ve balçıkla dolu olmasından şikâyetçi olan Yalçın Apartmanı sakinleri, bodrumdaki suyun bir türlü tahliye edilmediğini ifade etti.
Defalarca yetkilerle görüşmelerine rağmen sorunlarının çözüm bulamadığını vurgulayan bina sakinleri, yetkililerin 'geleceğiz' demelerine rağmen gelmediklerini söyleyerek kendi imkânlarıyla çözüm aramaya başladı.
Selden bu yana yetkilerden yana çözüm bulamayan bina sakinleri, kendi imkânlarıyla para toplayıp makine alarak suyu tahliye etmeye çalışıyor.
Bina bodrumlarının resmen doğal yüzme havuzuna döndüğünü dile getiren bina sakinleri, çözümü basınla arayacaklarını söyleyerek yaşadıkları mağduriyeti İLKHA'ya anlattı.
"Kendi imkânlarımızla bir kuyu açtık"
Abdulkadir Dursun
Sel nedeniyle derenin taşması sonucu binalarının çamurla dolduğunu belirten Abdulkadir Dursun, "Bu bölgenin 'piyar' bölgesi olduğunu Karaköprülüler de Urfalılar da bilir. Normal şartlarda buranın imara açılmaması lazımken zamanında yetkililer açmış. Bizim binamızın altında piyar var. Piyarla ilgili çözümleri kendimiz ürettik. Su piyarını momotopomplarla çekerek tahliye ediyorduk. Bu su da içilebilir bir sudur, analizini de yaptık. Kendi imkânlarımızla bir kuyu açtık. Binanın altına gelen suyu dışarıya, dışardan da tahliye ediyoruz. Mart ayındaki selden sonra biz perişan haldeyiz. Haftada 1-2 gün bütün bina sakinlerini aşağıya inip diz boyu paspaslarla çamuru çekmeye çalışıyoruz. Selden sonra derede çökme oldu. Dere taştı ve binamız komple çamur doldu." dedi.
"Bize verilen sözler tutulmadı"
Yetkililerin kendilerine yardım sözü verdiğini ama verilen sözlerin yerine getirilmediğine dikkat çeken Dursun, "Belediye sel döneminde binanın etrafını temizlediler. Binamızın bodrumunda çamur ve su yoktu. Selden sonra çamurlar balçık olmaya başladı. Havalar Urfa'da ısınmaya başladığı için koku yapmaya başladı. 10-15 gün sonra artık bu durum pisliğe dönüşecek. Sinekler oluşacak ve hastalık bulaşacak. Bina sakinlerinden arkadaşlar kaç defa ŞUSKİ'ye, Karaköprü Belediyesine gittiler ama bir çözüm bulunamadı. Sel döneminde Karaköprü Belediyesi bize söz verdi. Burada muhteşem bir suyun olduğu ve bu suyun kullanılması gerektiği söylendi. Maalesef bir-bir buçuk ay geçti ama gelen giden olmadı. Bu pislikten artık kurtulmak istiyoruz. Bu nedenle çözümü basında bulduk." ifadelerini kullandı.
"Yetkili kişi sabah saat 10'da ekibinin geleceğini söyledi ama gelen giden olmadı"
Bir yetkilinin kendileriyle görüşüp ekip göndereceğini söylediğini ve saatlerce tahliye ekibini beklediklerini vurgulayan Dursun, "Durumu dün Belediyeye bildirdik. Belediyeden 'şef' diye bir kişi gönderildi. Bizi bir yetkiliyle görüştürdü. Yetkili kişi sabah saat 10'da ekibinin geleceğini söyledi ama saat 10'u geçti gelen giden olmadı. Siz gelmeden önce belediyeden biri arayıp problemi sordu. Her arayana problemi anlatmaktan midemiz bulanıyor. Fotoğraf istediler. Fotoğraf ve video gönderdik ama ne gelen var ne de giden var. Yine görüştük ama yine gelen olmadı." şeklinde konuştu.
Dursun, çözümü kendilerinin aradığını belirterek şunları söyledi:
"Selden sonra kolondan su gelmeye başladı. Kimse bize çözüm bulmuyor, üretmiyor. Piyardan kaynaklı suya çözüm üretmiyorlarsa en azından selden kaynaklı soruna çözüm üretsinler. Selden bu yana yaklaşık 20 bin lira sadece motopomplara para verdik. 2 tane sıfır motopomp yandı. Az önce 6 bin liraya yeni motopomp aldık. Bir tane de kuyunun içinde var. Artık bina sakinleriyle yüz göz olmaya başladık. Sel zamanı sular duvarın yarısına kadar gelmişti. Gelip çektiler ama suyun yarısı kaldı. Vidanjör 8 metrenin altına inemiyormuş, çekemiyormuş. Büyük çamur çeken pompalı vidanjörler, kırkayak tipi vidanjörler var. Onların gelmesi gerekir. Sel döneminde ilettik, Urfa'da 2-3 tane olduğunu söylediler. 'Bunu da sizden daha kötü, kritik bölgelere göndereceğiz, daha sonra size gelecek' dediler ama Urfa'da selin kalıntısı kalmadı. Sadece bizim binamızda kaldı. Çoğu binalarda da varsa görünmüyor, bilinmiyor. Halk ve vatandaş bir şey yapamıyor."
"Binamızda doğal yüzme havuzu var"
Necdet Taplamacı
Apartmanlarının artık su nedeniyle çökme tehlikesi altında olduğunu söyleyen Necdet Taplamacı, "Mart ayında yaşanan sel felaketinden sonra böyle oldu. Sadece biz değil yan taraflarımızdaki diğer binalar da etkilendi ama en çok biz etkilendik. Halk, altında yüzme havuzu olan dairelere trilyonlarca para veriyor ama binamızda doğal yüzme havuzu var. Apartmanımız tehlike altında, her an çökebilir. ŞUSKİ'yi aradık, belediyeyi aradık. Aramadığımız kimse kalmadı. Bize söz verdiler ama maalesef gelen olmadı. Şu ana kadar ne gelen ne sorunumuzu çözen var. Bizden daha önemli yerler varmış." diye konuştu.
"Bana çamurlu su emecek bir vidanjör lazım"
Kendi imkânlarıyla makine alıp suyu tahliye etmeye çalıştıklarını belirten Taplamacı, "3 tane dalgıcımız yandı. Her dalgıç 3-4 bin lira şu ana kadar apartmana 20 bin lira masraf oldu artık komşulardan para istemeye utanıyoruz. Burayı yaparken bu bölgeye nasıl imar vermişler, hayret ediyorum. Bizim binalarla derenin arasında 7 metre fark var. Koca Şanlıurfa'da 3 tane kırkayak var ama nedense bunlardan hiç biri bize gelmiyor. Bahaneleri de hazır araç buraya giremezmiş. Hele bir şoför gelip manevra alsın. Bakalım giriyor mu girmiyor mu? Bana çamurlu su emecek bir vidanjör lazım. 'Sel zamanında bize dışarıdan geldi' dediler. 'Öyle bir makinemiz yok hep dışarıdan geliyor' dediler. Şanlıurfa'da bu sorun devam ediyor. Yine dışarıdan vidanjör getirin." ifadelerini kullandı.
Taplamacı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kime gidiyorsak herkes 'tamam ağabey geliyoruz yapacağız' diyor ama kimsenin geldiği yok. Akşama kadar burada bekledim, burada ağaç oldum, maalesef yine gelen yok. Bir de bizim burada piyar var ve bu piyarı bize sorun yapıyorlar. Piyarın herhangi bir zararı yok, oraya dalgıcımızı attık. Dalgıç 24 saat çalışıyor ve suyu tahliye ediyor. Bodrumdaki giderlerin hepsi çamurdan dolayı tıkalıdır. Su giderlerden akmıyor. Kendi imkânlarımızla bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Buradan yetkililere sesleniyorum lütfen bize bir çözüm bulsunlar. Burası sıcak bir bölgedir, yarın bir gün burada sinek, sivrisinek, hastalıklar ve pis kokular yayılmaya başlayacak. Lütfen bize yardımcı olsunlar. Eğer yardımcı olmayacaklarsa gelsinler binamızı yıksınlar. Biz de buradan çıkalım gidelim. Bizim hizamızdaki 3-4 binada bu şekilde aynı problem var. Bütün binaların altında su birikmiş ve herkes pompayla su çekiyor."
"Elimizde paspaslarla çamur temizliyoruz"
Karaköprü Akpınar Deresi
Ellerine paspas alarak çamuru temizledikleri ifade eden Taplamacı, "Piyardan akan suyun testi ŞUSKİ tarafından yapıldı. Su birinci derecede içilebilir sudur. Belediyenin bu suyu değerlendirmesi gerekirken maalesef biz bu suyu atık olarak kanalizasyonlara gönderiyoruz. Günü birlik 5-6 kişi geldiler, hortumla bir su tutup yıkayıp gittiler. Sonra ne gelen ne giden oldu. Biz kendi imkânlarımızla 3 günde bir toplanıyoruz. Elimizde paspaslarla çamur temizliyoruz. Sen ŞUSKİ ve belediye olarak yapmıyorsan bir vatandaş olarak ben mi yapacağım? Benim gücüm ne ki ne takımım var ne kepçem var. Kime gittiysek boş çıktı. Bizden video ve resim istiyorlar, kardeşim sen masa başında oturup video izleyeceğine gel bir olay yerine bir incele. Lütfen rica ediyoruz siz de gerçekleri gördünüz, siz de basın mensupları olarak gerçekleri yansıtın, bizim derdimizi görsünler." şeklinde konuştu. (İLKHA)