Bakan Soylu'nun açıklamalarından öne çıkanlar;

1960 darbesinden sonra 'Ben Demokrat Parti'nin devamıyım' diyemeyecek kadar 'Gözlerime bakın her şeyi anlarsınız' gibi ifadelerin milletin birbirine şifreyle söylediği bir anlayışı da bu millet yaşadı. Geldik komşumuza yaptırdığımız kartpostal üzerine kartpostalları koyduk. Evet... Demokrat Parti'den gelen bir aileden hepinizin olduğu gibi gelen bir ailede yetişmiş çocuğum ben de.

Bu ülke Recep Tayyip Erdoğan yetiştirdi. Böyle liderler 100 yılda bir gelir. 'Şimdi zamanı değil' dersek ABD acımazsızdır, Avrupa acımazsızdır. Bu millet 15 Temmuz'da tam 27 Mayıs 1960'da karşılaştığı hınç ile ABD'yi mağlup etmiştir.

Eğer bugün iki 14 Mayıs'ı konuşuyorsak birinci 14 Mayıs'ı bitiren dış güçlerin yanında iç güçlerin de yanında olduğunu, ikinci 14 Mayıs'ta da yine aynı karakterin varlığını yani dış güçlerin yanındaki demokrasiyi içine sindirememiş o iç güçlerin varlığını, iş birlikçilerini, millete ihanetini 70 yıl sonra bile bize nasıl 14 Mayıs'ın kiniyle baktıklarını da hep beraber konuşmak lazım.

'Biz yıllardır Amerika'dan bu insanların üstündeki yükünü almaya çalıştık'
Farkındasınızdır muhakkak ama biz yıllardır dış güçler ve Amerika'dan bu insanların üstündeki yükünü almaya çalıştık. Millet iradesinin tekrar örselenmemesini bu işlerin tekrar başımıza gelmemesini istiyorsak o yerli malı darbecileri o zihniyetin bugünkü taşıyıcılarıyla birlikte sürekli olarak yüzleştirmek lazım. Yüzleştirmek lazım ve yüzleştirmek lazım. Hiçbir zaman 'Sizi ben bile kurtaramam' sözünü bu millete unutturmamak lazım.

Ben 2009'da Demokrat Parti başkanıyken 27 Mayıs'ın yıl dönümünde o dönem Danıştay üyesi olan Tansel Çölaşan tuttu, 27 Mayıs için, 'Menderes ile Demokrat Parti şöyle şöyle yapmasaydı darbe de olmazdı' diye akıllara zarar bir kılıf demokrasinin utancı olacak bir bahane ortaya sürdü. Evet bugün ikinci 14 Mayıs'ı konuşacağız. Biz bu millete ikinci 14 Mayıs'ı hediye etmek istiyoruz. Ama birileri de ikinci 27 Mayıs hayallerini de içlerinde yıllarca hayallerinde taşıdılar ve bunu kendi etki alanlarındaki kendi kuşaklarına miras bıraktılar.

'Demokrasi dışı', 'hukuksuz', 'Batı'da olmaz, olmamalı', 'kötü ama onlara yapılırsa caiz olabilir', 'haklıdır' ve 'bazen de bu da lazım', 'bu kadar demokrasiye fazla' diye sözleri hep beraber yıllarca taşıdır. Bu sözlerin her biri meşruiyet alanlarında taşıdıklarını hep beraber gördük. Bu millet Yassıada'nın masumun, bu millet Yassıada'nın mağduru ama aynı zamanda bu millet Yassıada'nın mağrurudur.

Buradan yaşananların üzerinden 73 yıl geçti. Ama biz bir gün kendi zihin dünyamıza böyle bir kini miras bırakmaya tenessül etmedik. Bizim fikri takip yaptığımız siyaset evrensel demokrasi kurallarıdır. Başka bir şey istemedik. Bizim demokrasimize dinamit koyan, ABD'deki, Avrupa'daki, İngiltere'deki demokrasi ve refah standartlarına ulaşmak istedik.