DOĞRUHABER
Bazıları seçim sonrasının muhtemel rantından faydalanabilmek için insani değerleri de, medya etik değerlerini de bir taraf bırakıyorlar.
Mesela Sevilay Yılman…
Destek verdiği ittifakın kapalı kapılar ardında PKK’ye ne vaatlerde bulunduğunu hiç sorgulamıyor Sevilay; ama HÜDA PAR üzerinden Cumhur ittifakı ortaklarını kışkırtmaya gayret ediyor.
“AK Parti İstanbul 3. Bölge Adayı HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun meclise girmesi garanti.
Ve mecliste edeceği yemini edip etmeyeceğine dair kesin yanıt vermiyor ve; ”Bakacağız” diyor.
Türk Bayrağı değil, “Türkiye Bayrağı” denilmeli diyor.
Merak işte…
Her fırsatta ittifakta olmadığı halde HDP üzerinden Millet İttifakı’nı bölücülükle itham eden Cumhur İttifakı ortaklarından @Mustafa_Destici ne diyor mesela bu açıklamalara?
Ya da Sayın Devlet Bahçeli?”
Arşivleri aralayalım…
Sevilay Yılman, (o zamanki ismi Sevilay Yükselir idi) Mart 2015 tarihli yazısında şunları söylemişti:
“Özünde nefret ve ırkçılık barındıran son derece faşizan bulduğum 'Türkiye Türklerindir' gibi abuk bir slogan…”
Yani Sevilay, bir dönem “Türkiye Türklerindir” tezine karşı çıkıyor ve bunu “faşizan bir slogan” olarak tanımlıyor.
Bu arada 7 Haziran 2015 seçimlerinde HDP’ye oy vereceğini açıkladığı için yazdığı gazeteden kovulmuştu.
Peki Sevilay, HDP’nin ve yerine kurulan partinin “Türk bayrağı” ifadesine, meclisteki yemin metnine bir itirazı yok mu?
“Değiştim” mi diyorsun Sevilay?
Ben ise meselenin değişimden çok siyasi manzaranın değişmesiyle oluşacak rant umudu ya da Akşener’i masaya oturtan gücün talimatı olduğunu düşünüyorum.
Elimde ciddi bir veri de var bu arada.
Sevilay Yılman, 18 Mayıs 2021 tarihli yazısında Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” kimliğinden dolayı seçimi kazanamayacağını söylüyor:
“Konu CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusu...
Çok iddialı bulabilir bazılarınız ama ben Sayın Kılıçdaroğlu'nun aday olması durumunda kesinlikle kaybedeceğine inananlardanım.
Aslında benim bu bildiğimi Kemal Bey'in kendisi de biliyor. (…)
CHP'nin içinde olduğu ittifakta yer alan İYİ Parti, Saadet ve olması muhtemel DEVA ve Gelecek Parti'nin tabanı da çoğunlukla muhafazakar ve mütedeyyin seçmenden oluşuyor.
Tamamı aynı düşüncede demiyorum elbette ama büyük çoğunluğu en nihayetinde sandığa gittiğinde oy vereceği adayın yine de sünni kökenli olmasının daha doğru olacağına inanıyor.
O nedenle de bana göre Kemal Kılıçdaroğlu aday olmamalıdır.”
Şimdi soru şu:
Evet, Sevilay, ne değişti de Kılıçdaroğlu’nun adaylığını desteklemeye başladın?
Ne değişti de “Türkiye bayrağı” ifadesi sana itici gelmeye başladı?
Ne değişti de keskin bir FETÖ karşıtı iken FETÖ’cülerin aday listelerinde yer bulmasına sessiz kalmanı sağlayan?
Ne değişti?