Oktay, deprem çalışmalarına ilk andan itibaren Kızılay'ın da katıldığını ve Afet Müdahale Planına göre birincil olarak beslenme grubundan sorumlu olduğunu anlatarak, şöyle konuştu:
"Tabii Kızılay'ın çadırları da var, çadır üreten tesisleri de var. Türkiye ve uluslararası alanda çok hızlı bir çadır arayışına gittik. Kendi stoklarımızın tamamını kullandık zaten hemen. Dışarıdan da çok ciddi destek aldık. Sonradan tabii öğrendiğimiz bir olay. Böyle bir parasıyla çadır satma vesaire gibi... Bunu ben önceden de ifade ettim. Buna biz de üzüldük. Yani böyle bir şey olmasa iyi olurdu. 'Niye genel kurulu işaret ediyorsunuz?' dediğinizde Kızılay genel kurulu olan ve yönetimi genel kurulda belirlenen bir kuruluştur. 155 yıllık da bir mazisi vardır. Şimdi şahısları kurumlardan hep ayırmak lazım. Yani Kızılay Genel Başkanı diye oradaki oluşturulan bir algıyla kurumu dövmemek lazım. bu kurumlar bizim kurumlarımız ve bu kurumlarda emek veren çok ciddi arkadaşlarımız var. Herkesin emeği var bunda. Dolayısıyla burada yapacağımız şey iki şeydir; birincisi kişinin kendi inisiyatifi çerçevesinde istifasıdır. Genel kurulu olan değil mi, çok da geniş bir yönetimi var. Dolayısıyla oranın tekrardan olağanüstü bir genel kurula davet edilmesi ve yönetimin belirlenmesi olaydır. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan çıksa da hemen değiştiriyor olsa hemen 'tek adam' diyorsunuz. Değiştirmiyor genel kurulu çalıştırsın denildiğinde 'Yav niye yapmıyorsunuz.' şeklinde. Dolayısıyla genel kurul üyeleri bunu çok rahatlıkla değiştirebilir veya genel başkan kendisi istifa edebilir. Bu kendi kararıdır, kendi genel kurulunun kendi yönetimidir."
Kızılay'ın yapması gereken bir işi yapmadığında gereken yaptırımların uygulandığını ve uygulanacağını dile getiren Oktay, "Bir kurumun başındaki kişiyi savunmak gibi bir vazifem, görevim de yok. O kişinin kendi kararıdır. İstifa mekanizması da her zaman açıktır" diye konuştu.