HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, partisinin İstanbul İl Başkanlığı tarafından Bağcılar Feyzullah Kıyıklık Engelliler Sarayı'nda düzenlenen iftar programına katıldı.
Kur'an-ı Kerim tilaveti ve yapılan dua ile başlayan programda konuşan Yapıcıoğlu, partilerine yönelik yapılan saldırıların arka planının, 14 Mayıs'ta yapılacak seçimde sergiledikleri tavrın sebebini ve Cumhur İttifakı'ndan yana tavır almalarının nedenini açıkladı.
Türkiye'nin 14 Mayıs'ta seçime gireceğini hatırlatarak konuşmasına başlayan Yapıcıoğlu, "14 Mayıs günü hem önümüzdeki 5 yıl için ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanını hem de parlamentoda yasama görevini yapacak 600 milletvekilini seçeceğiz inşallah. Malumunuz olduğu üzere HÜDA PAR olarak 2012 yılında siyasi yürüyüşümüze başladık. Yola çıktığımız günden itibaren sürekli olarak tekrarladığımız şeyler var. Yola çıktığımız an ilk sloganımız 'Dürüst Siyaset Gerçek Adalet' oldu. Siyaseti dürüst yaparak adaleti yeniden tesis etmeyi birinci öncelikli hedefimiz yaptık. Bu yolda yine 'Önce İnsan Öncelik Adalet' dedik. Siyasetin insan merkezli olması gerektiğini söyledik. Yine parti programımızda öne çıkan hususlardan bir tanesi de 5 temel maksat denilen insanların can, mal, din, akıl ve nesil emniyetinin sağlanmasını siyasetinin adabı olarak önümüze koyduk. Aynı zamanda bunların insan merkezli siyasetin gereği olduğunu, devlet denilen siyasi organizasyonun da varlık ve meşruiyet sebebi olduğunu söyledik." dedi.
"Millete hizmet için atılan doğru adımları desteklemek herkesin borcu olmalı"
Kimden gelirse gelsin yanlışa yanlış diyerek muhalefet edeceklerini, doğruya da doğru deyip destekleyeceklerini her zaman dile getirdiklerini hatırlatan Yapıcıoğlu, "Muhalefet anlayışımızı da şöyle ortaya koyduk. Dedik ki; Doğru kimden gelirse gelsin doğruya destek çıkacağız, doğru yapanı cesaretlendireceğiz, gerekirse alkışlayacağız. İhtiyaç duyarsa destek vereceğiz. Yanlışı da kim yaparsa yapsın, içimizden birisi de yapsa o yanlışa muhalefet edeceğiz, düzelmesi için çaba sarf edeceğiz. Yanlışı eleştirirken sadece eleştirmekle kalmayıp aynı zamanda doğrusunun ne olması gerektiğini de söyleyeceğiz. Çünkü bizim gayemiz sadece eleştirmek, yıpratmak, muhalefet etmek için muhalefet etmek değildir. Gaye eğer millete hizmetse, millete hizmet için atılan doğru adımları desteklemek herkesin borcu olmalı, yanlışları da düzeltmek için yapıcı bir muhalefet anlayışı ortaya koymak gerekir. Bunları 10 yılı aşkın bir süredir söylüyoruz. Siz de takdir edersiniz ki 85 milyonluk memleketimizde insanların bazıları daha yeni yeni sesimizi, hatta ismimizi duymaya başladı. Çünkü bir karartma vardı. Bu güzel sözlerin, bu hakikatlerin insanlarımız tarafından duyulması istenmiyordu. Tahminen 1,5 ay önce 14 Mayıs'ta yapılacak seçimler ile ilgili tavrımızı ortaya koyduktan sonra kızılca kıyamet koptu. Saldıran saldırana... Sanki birileri HÜDA PAR yeni kurulmuş gibi ya da parti programını yeni yazmış gibi karalamaya, yalan yanlış bilgiler söylemeye başladı. İş o raddeye vardı ki sanırsınız HÜDA PAR tek başına bir aday çıkarmış, hem cumhurbaşkanlığını hem de parlamentoyu ele geçirmek üzere. Birileri hop oturup hop kalkıyor, bu seçimin HÜDA PAR'ın iktidara gelip gelmemesi seçimiymiş gibi sadece HÜDA PAR'ı konuşuyor." diye konuştu.
"Etrafımızda ateş çemberi var"
HÜDA PAR'ın seçim stratejisi ve aldığı karara ilişkin de konuşan Yapıcıoğlu, "Her seçimden önce birçok siyasi 'bu seçim çok önemli' dedi. Ancak önümüzdeki 14 Mayıs seçimlerine giderken etrafımıza göz attığımızda bu seçimin aslında sadece basit bir seçimden ibaret olmadığını hep birlikte anlayacağız. Etrafımızda bir ateş çemberi var. Güney sınırlarımızda bir iç karışıklık var. Suriye 2011 yılının mart ayından bu yana birbirine düşmüş, ortaya bir iç savaş çıkmış, devlet diye bir şe kalmamış. Ondan önce de adına 'Arap Baharı' denilen bir süreç başladı. O süreçte bazı yerlerde devlet diye bir şey kalmadı. Libya bunlardan sadece bir tanesi. Bundan dolayı Kuzey Afrika ülkelerinde bir karışıklık söz konusu. Mısır'da ilk defa halk tarafından bir cumhurbaşkanı seçildi ve askeri darbe ile yönetimden uzaklaştırıldı. Kendi halkına her türlü zulmü reva görenler darbe ile iş başına geldi. Güney tarafında bunlar olurken kuzeyde Rusya-Ukrayna savaşı patladı. Doğu Akdeniz'de her yerde sular ısınıyor. Türkiye'nin NATO üyesi, NATO'nun başat aktörü Amerika, hiç de dostça olmayan tavırlarını sergilemekten çekinmiyor. Açıkça düşmanlığını gösteriyor, yeri geldiğinde diş gösteriyor." şeklinde konuştu.
"Memleketi birlikte yöneteceğini söyleyen taban tabana zıt partilerin karşısında istikrardan yana tavır aldık"
Yapıcıoğlu, "Bugün Kadir Gecesi... Allah'u Teâlâ Kadir Gecesini Kur'an-ı Kerim'de bin aydan daha hayırlı bir gece olarak nitelendirmiş. Allah'ın Kur'an'da övdüğü belde Mescid-i Aksa var. Ayet ile kutsal olduğu sabittir. Bu kadar karışıklık varken peş peşe 2 deprem yaşadık. Öyle ki, bu depremlerden biri meydana geldikten sonra öğle saatlerinde işin uzmanı birisi, kırılan fay hattının ortalama birkaç yüzyılda bir büyük bir deprem ürettiğini, oradaki vatandaşların bundan sonra rahat olmaları gerektiğini, bundan sonra birkaç yüzyıl böylesi bir depremin yaşanmayacağını söylüyordu. Aradan yarım saat geçtikten sonra bu kez 7,6'lık yeni bir deprem yaşandı. Bunun üzerine sel felaketi... Bundan önce yaşanan 2 yıllık pandemi süreci ile tedarik zinciri kırıldı, üretim azaldı, fiyatlar patladı, işsizlik yükseldi. Küresel boyutta çok ciddi bir kriz yaşandı. Bu kadar yoğun sorunların olduğu bir dönemde özellikle memlekette istikrarın olması çok önemli. İstikrar her zaman önemli ama olacak bir istikrarsızlık ve kaos ile asla sonuçlarına katlanılamayacak bir şey olur. Böyle bir ortamda siyasi tabloya baktık. Bir tarafta 2017 yılında getirilen bir başkanlık sistemi ve henüz birinci dönemini bitirmemiş, tam olarak oturmamış bir sistem. Öte taraftan 70 yıldır uygulanmış ama pek çok sorun üretmesine rağmen ancak 2017 yılında değiştirilmiş bir parlamenter sistem ve bu 2 sistemin bir anlamda taraftarlığını ve karşıtlığını yapan 2 blok oluşmuş. Bir blok başkanlık sisteminin devam etmesi gerektiğini, diğeri parlamenter sisteme dönülmesi gerektiğini söylüyor. Parlamenter sisteme geri dönmek, bu sistemi yeniden değiştirmek, mevcut cumhurbaşkanını indirmek dışından ortak yönleri çok az olan bazı partiler bir araya geldiler ve birlikte Türkiye'yi yöneteceklerini söylediler. Eğer dedikleri gibi iktidara gelebilirlerse muhtemelen bizi kaotik bir süreç, siyasi bir istikrasızlık bekliyor. Çünkü temel konularda birbirine taban tabana tamamen zıt olan görüşleri olan partiler bir araya gelmişler ve bu memleketi birlikte yöneteceğini söylüyorlar. Biz bu şartlar altında istikrardan yana tavır aldık. Aynı zamanda huzurdan, inancımızdan, tarihimizden, kültürümüzden ve çocuklarımızın geleceğinden yana bir tavır aldık. Cumhur ittifakı ile hareket etmemizin uygun olacağına kanaat ettik ve o saatten sonra bu saldırılar başladı." ifadelerini kullandı.
"HÜDA PAR'a olmadık iftiraları atanlar bir bir hukuk önünde bunun hesabını verecekler"
Cumhur İttifakı ile birlikte hareket etme kararı aldıktan sonra birçok kanalda sadece HÜDA PAR'ın konuşulmaya başlandığını, hakaret ve karalamaların yapıldığını vurgulayan Yapıcıoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Birkaç hususla ilgili çıktıkları televizyon kanallarında adeta bir sakız gibi çiğnedikleri birkaç cümle vardı. Yeri geldiğinde kardeşlerimiz, parti sözcülerimiz o programlara bağlanıp işin aslını izah ettiler, parti programlarını okudular. Öyle bir durumda geri vites yapanlar bile ertesi gün ya da birkaç gün sonra televizyonlara çıkıp eski sakızlarını yeniden çiğnemeye devam ettiler. Onlar zannediyorlardı ki yüzde 60-65 oranda oyla seçilecekler. 10 milyon oy fark atacaklarını söylediler. HÜDA PAR denkleme dahil olunca 100-150 bin oyunun olduğunu söylediler. Madem 10 milyon oy fark atacaksınız ve HÜDA PAR'ın 150 bin oyu var o zaman telaşınız niye. Bu aslında farkın onların zannettiği gibi olmadığını gösteriyor. HÜDA PAR da onların iddia ettiği gibi 100-150 bin oydan ibaret değildir. Bunu gördüler, denkleme dahil olduğumuzda da saldırdılar. Bir de AK Parti'nin veya Cumhur İttifakı'nın HÜDA PAR ile birlikte hareket etmesinin zarar vereceğini, 2 kazandırırsa 3 kaybettireceğini söylediler. Bunu, 2-3 yıldır 'bu adam (Recep Tayyip Erdoğan) gitsin de yerine kim gelirse gelsin, isterse savaş çıksın diyenler söylüyor. Madem hükümeti bu kadar düşünüyordunuz o zaman neden böyle söylüyordunuz? Veya madem bu sözlerin sahibiydiniz HÜDA PAR ile birlikteliğin ittifaka zarar vereceğinin tasası size mi düştü? Mantık bunu kabul eder mi? Bunlar aklımızla dalga geçiyorlar. HÜDA PAR'a olmadık iftiraları atanlar bir bir hukuk önünde bunun hesabını verecekler. Avukatlarımız her iftira edenlerin tespitini yapıp gerekli başvuruları yapıyorlar. Şu anda meydanın boş olduğunu zannediyor olabilirler ama hem bu ahlaksızlıklarının hesabını verecekler hem de mahcup olacaklar. Çünkü kaybedecekler. Kısa vadede kazanım elde etmek için bu kadar iftira atanlar milletimiz tarafından görüldüğünde onlara notu verilecek, karneleri ellerine geçtiğinde kırık notları, yani 14 Mayıs'ta bütün millet tarafından görülecek." (İLKHA)