Geçen gün dernekte ders çalışıyordum. Zil çaldı. Kapıyı açtığımda yaklaşan kitap okuma saati için gelen arkadaşları gördüm. İçeri girdiler. 3-5 dakika aralıklarla diğer arkadaşlarda geldi. Herkes odada kitabını okuyordu. 1 saate yakın bir zaman geçmişti. Biri son günlerde sık sık sohbet konusu olan, İhya-Der davasından ceza almış ağabeylerimizden bahsetti. Cezadan önce bizimle olan ve kendilerini herkese sevdiren Celal Hoca ve Selahattin Hoca şimdi yoktu aramızda.

‘Yoklukları ne kadar da belli oluyor’ demişti yorumlardan biri. Bir diğeri de parmağı ile tam kapı hizasını ve girerken sol tarafı gösterip Celal Hocamızın daima oturduğu iki yeri gösterdi. Herkes oraya bakıyordu. ‘Sizi şimdiden çok özledik’ demiyor muydu, bu yürekler. Evet üzücü ama sabır edip Yüce Allah’tan daima hayırlısını isteyeceğiz. Zalimlere de şunu hatırlatıyoruz. “Bu dava fertlerle sınırlı değildir. Bin kişi de olsak on kişi de olsak yine de Yüce Rabbimizin hükmünü yeryüzüne hakim kılmak için çok çalışacağız inşallah.” Ve yine şunu da bilsinler ki; nice Huseyinler, Selahattinler ve Celaller geldi geçti. Davamızın sonu Allah’a hamd etmektir.

Muhsin(Emin) Aydın / Elazığ (Kovancılar) – Yaş: 17