Arkeolog Emeritus Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, Edirne Barosu konferans salonunda Trakya’da tarih öncesi dönem araştırmaları söyleşisine katıldı. Özdoğan, Trakya’daki yapılan arkeoloji çalışmalar hakkında gelenleri bilgilendirdi. Özdoğan, Trakya’nın yakın zamana kadar göz ardı edildiğini ifade etti.
TÜMÜLÜS MÜZESİ KURMAK İSTEDİK”
Bölgede tümülüs müzesi olması için çok uğraştıklarını ama sonuç alamadıklarını dile getiren Özdoğan, Trakya’nın tümülüs açısında zengin olduğunu ama değerlendirilemediğini ifade etti. “Kırklareli’nde bizim kazı alanın hemen yanında sahte kubbeli mezar olarak geçen c tümülüsünü bizim projeye katıp tümülüs müzesi yapmayı çok istedik. 30 yıldır uğraşıyoruz yapamadık. Bulgaristan'a gidince tümülüslerin müze haline nasıl geldiğini, toplumun ilgisini nasıl çektiğini görünce bu kadar tümülüs zengini olan bir bölgede bir tümülüs müzesi olmamasını kabullenmek biraz zor geliyor.” Sözlerine yer verdi.
“BELGELEDİK AMA KORUYAMADIK”
Trakya’da 160'a yakın anıtı belgelediklerini ama koruyamadıklarını vurgulayan Özdoğan, “Anadolu bakış açısıyla geldiğimiz bir yaklaşımda kendimizi Trakya’ya uyum sağlamamız, buradaki kültür varlıklarına göre yöntem geliştirmemize zorladı. O zamana kadar kimsenin önemsemediği dolmenler. Bunlar proje olaraktan Trakya’daki aşağı yukarı 160’a yakın anıtı belgeledik. Belgeledik ama koruyamadık.” Sözlerine yer verdi.
Özdoğan, Aşağıpınar da çok uluslu çalıştıklarını ve farklı bakış açılarıyla bölgenin kültürel sürecini anlamaya çalıştıklarını belirtti. Özdoğan, “Kırklareli’ndeki Aşağıpınar’ı seçtik. Aşağıpınar’ın diğer yerlerden farklı olduğu için değil, hemen hemen hepsi aynı sonucu vereceklerdi. Kente yakın olması gibi lojistik nedenler vardı. Kente çok yakın olduğu için kent Aşağıpınar'ın üzerine geliyordu.” dedi.