Mısır`daki İslami eğilimli siyasi parti ve gruplar, Rabiatul Adeviyye Meydanı civarında Mursi yanlılarına ateş açılmasına tepki gösterdi.

Parti ve grup temsilcileri, çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği ve yaralandığı katliamı, yaptıkları açıklamalarla kınayıp, tepkilerini dile getirdi.

Mısır`daki Selefi eğilimli Nur Partisi Genel Başkanı Yunus Mahyun, yaptığı açıklamada, Mısır`ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi`yi destekleyen göstericilerin bulunduğu Rabiatul Adeviyye Meydanı civarındaki eylemcilerin üzerine ateş açılmasını kınadığını belirtti.

Kan dökülmesinin sorumluların ortaya çıkarılması için bir acil şekilde soruşturma yapılmasının gerekli olduğunu söyleyen Mahyun, bu "katliam"ın derhal durdurulmasını, sorumluların hesap vermesini, gerçeklerin ortaya çıkarılarak halka sunulması için önde gelen isimlerden oluşan bir yargı komisyon kurulmasını istedi.

Barışçıl göstericilerle değil, terörle mücadele edileceğini düşündük

Nur Partisi dış ilişkilerden sorumlu Başkan Yardımcısı Amr el-Mekki ise yaşananları kabul etmediklerini ifade ederek, "Barışçıl gösterilerini sürdüren eylemcilerle değil, terörle ve `Baltacı`larla mücadele edileceğini düşündük. Olayları kesinlikle kabul etmiyoruz ve kınıyoruz. Sorumluların hesap vermesini ve kaynağı ne olursa olsun teröre meşruiyet verilmemesini istiyoruz."

Sisi`nin "Terörle mücadele konusunda kendisine yetki verdiklerini göstermeleri için halkı meydanlara inmeye çağırmasına" değinen Mekki, Sisi`nin terörden kastının ne olduğunu netleştirmeden böyle bir açıklama yapmasının çok çeşitli yorumlara sebep olacağını dile getirdi.

Mekki, Nur Partisi`nin ulusal uzlaşı çağrısını hatırlatarak, daha fazla masum kişinin hayatını kaybetmemesi için bütün taraflardan bu fırsatı kaçırmamalarını ve milli çıkarları üstün tutmalarını istedi.

Selefi Davet Hareketi de cumartesi günü gösteri yapan eylemcilere ateş açılması ve çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği olaylarla hiçbir ilişkisinin olmadığını belirtti.

Darbe komutanlarının ülkeyi iç savaşa sürükleme girişimi

El-Cemaatu`l-İslamiyye basın sözcüsü Muhammed Hassan ise açıklamasında söz konusu olaydan orduyu sorumlu tutarak, "Olanlar, darbe komutanlarının ülkeyi iç savaşa sürükleme girişimi çerçevesinde gerçekleşmiştir. Savunma Bakanı`ndan (Abdulfettah es-Sisi) başka sorumlu görmüyoruz" ifadelerini kullandı.

El-Vatan Partisi tarafından yayınlanan yazılı açıklamada da yaşanan olaylar "Yalnızca barışçıl bir biçimde düşüncelerini ifade eden masumlara karşı işlenen bir suç" şeklinde değerlendirildi.

Açıklamada, askeri darbeyi destekleyen kişiler de yaşanan olaydan sorumlu tutulurken, ordu komutanlarından, darbenin ilan edildiği 3 Temmuz`da, Sisi tarafından okunan Mursi`nin de görevinden alınmasını içeren kararların yeniden gözden geçirmeleri istendi.

Muhammed Hassan, Muhammed Hüseyin Yakub, Mustafa el-Adevi gibi önde gelen Selefi alimleri bünyesinde barındıran "Alimler Şura Meclisi", bütün kesimleri diyaloğa, nüfuz sahipleri ve akil kişileri de krizin üstesinden gelinmesi için çaba sarf etmeye çağırdı.

Toplu kıyım sinyali

Hak ve Reform için "Hukuki İslami Konsey" tarafından yapılan açıklamada, cumartesi günü Rabiatul Adeviyye`de olduğu gibi rahatlıkla eylemcilerin öldürülmesinin, gösterilerin devam etmesi halinde masum insanlara karşı bir "toplu kıyım" yapılabileceği sinyalini verdiği ifade edildi.

Konsey, darbe komutanlarını yaşanan olaydan birinci derecede sorumlu tutarken, emniyet teşkilatını da olayı gerçekleştirmek için "Baltacı"ları kışkırtmak, organize etmek ve kullanmakla suçladı.

El-Ezher Şeyhi`nin danışmanı Hasan eş-Şafii`de yayımladığı yazılı açıklamada, yurt içindeki ve yurt dışındaki insan hakları kuruluşlarının "katliama" karşı sessiz kalmalarını kınadı.